Ömeroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Başsavcıvekili Öz’ün, Başbakan Erdoğan’a yönelik iddialar ileri sürdüğünü belirterek, “İki yüksek yargı mensubunun Başbakan tarafından kendisine gönderildiğini, tehdit edildiğini, soruşturmayı kapatmazsa kendisi için iyi olmayacağını söylediğini” iddia ettiğini hatırlattı.
Onursal Yargıtay üyeliğinden ayrı olarak Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi olarak görev yaptığını anımsatan Ömeroğlu, açıklamasında şunları kaydetti:
“Bu iddia, bir anlamda beni ilgilendirmemekle birlikte bir internet sitesinde yüksek yargıdaki bu kişinin ben olacağım varsayılmıştır. Bu nedenle açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. Bu konuda da Sayın Öz’den doğru açıklama bekliyorum. İstanbul Başsavcıvekili Zekeriya Öz, bu iki yüksek yargı mensubunun ismini açıklamamıştır. Açıklasaydı ve ismimi belirtseydi gerekli cevabı verirdim.
Zekeriya Öz, benim Bursa Adliyesinden tanıdığım stajyerdir. Kendisiyle ailece görüşürüz. İstanbul’da, Bursa’da birçok kez beraber olmuşuzdur. 22 Aralık 2013 günü Bursa’da değildim. 28 Aralık 2013 günü yılbaşı için Bursa’daydım. İddia ettiği hususlar bir araya geldiğimizde hiçbir zaman konuşulmamıştır. Tekrar ediyorum: Başbakan tarafından görevlendirilmem, tehdit etmem, ‘soruşturmayı kapatın’ demem asla söz konusu değildir. Açılan bir soruşturmayı kapatmaya kimsenin gücünün yetmeyeceği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Hiçbir hukukçu bunu söylemez.”
Yargıtay 13. Ceza Daire Başkanı Cirit’ten açıklama
Yargıtay 13. Ceza Daire Başkanı İsmail Rüştü Cirit de yaptığı yazılı açıklamada, Başsavcıvekili Öz’ü yakından tanıdığını ve ailece görüştükleri bir yargı mensubu olduğunu belirtti.
Öz’ün yaptığı, “kendisine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından iki yüksek yargı mensubunun gönderilmesi ile ilgili beyanı” üzerine, bazı internet ve haber sitelerinde isminin geçtiğini ifade eden Cirit, açıklamasında şunları kaydetti:
“28 Aralık 2013 tarihinde ailemle birlikte memleketim Burhaniye’ye giderken, Bursa’da konakladığımız otelde akşam yemeğinde Sayın Öz ile ailece birlikte olduk. Ancak iddia edildiği gibi Sayın Başbakan tarafından görevlendirilmem, tehdit etmem, ‘soruşturmayı kapatın demem’ söz konusu değildir.
Bilindiği üzere, hiçbir yargı mensubu aracılık veya tehdit gibi hususları kabul etmediği gibi hiçbir hukuk adamına da yakıştırmaz. Açılan bir soruşturma mutlaka olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmak zorundadır. Usul hükümleri bunu gerektirir. O nedenle ‘soruşturmayı kapat’ diye bir söylem anlamsızdır ve olamaz.”