24 TV’de Ali Bayramoğlu moderatörlüğünde ‘Yeni Türkiye’ programında Mustafa Karaalioğlu ve İbrahim Kiras ile gündemdeki konular değerlendirildi.
‘Yeni Türkiye’ programında Başbakan’ın 1915 Ermeni tehciri taziye mesajı konuşuldu. Ali Bayramoğlu, taziye metninin değerinin farkına varmak gerektiği vurgusu yaptı. İbrahim Kiras, metinde her kelimenin seçilerek hazırlandığını fakat Zaman Gazetesinin “tehcir, gayri insani bir sonuçtur” manşetiyle metni çarpıtarak aktardığını söyledi.
METNİN ELEŞTİRİSİNİ YAPMADAN ÖNCE ANLAMAK LAZIM
Ali Bayramoğlu, metni yeterli bulmayıp “hani soykırım lafı” diyenler olduğu gibi, “buradan soykırım anlamı çıkıyor” diyenler de olabileceğini, meselenin bu olmadığını ifade etti. Bayramoğlu, öncelikle metni anlamak gerektiğini söyledi.
-Taziye Metnin En Güzel Tarafı…
“Taziye metninin en güzel taraflarından bir tanesi de bu değerlendirme çoğulcuğuna işaret eden, bunun olması gerektiği vurgusudur. Bu işin tarihi boyutu var, bu işin insani bir boyutu var, vicdani bir boyutu var, siyasi bir boyutu var. Daha da ileri gidersek milliyetle bir boyutu var. Taleplere baktığınız zaman “soykırım var, tazminat verin” gibi talepleri de koyduğunuz zaman hukuki boyutu da var.
-Kimisi Tatmin Olacak, Kimisi Olmayacak
İşin neresinden alırsanız, öbür tarafı karşınıza başka bir unsur olarak çıkıyor. Ben bu metni açıkçası çok önemsedim. Elbette, bu çaba kimi duruşu tatmin edecektir, kimi duruşu tatmin etmeyecektir.
Şu söylenebilir tabi; siyasi iradenin kendiliğinden iradesi kadar 100.yıl geliyor. 100.yılda Türkiye’ye yönelik baskı çok ağır olacağı için Türkiye’nin bir yıl öncesinden Dışişleriyle, devletiyle, Başbakanıyla hazırlık yapıp bir adım attığı, fakat bu böyle yorumlansa bile bu özünün ve içeriğinin değerini ortadan kaldırmıyor. Bu metne bakıp neyi fazla ya da nesi eksik tartışmaları yapılıyor, yapılacaktır ama bunu yapmamak lazım. Yapmamak lazım derken, önce metni anlamak lazım. Metnin ne ifade ettiğini, nereye oturduğunu, olumluğuyla, olumsuzluğuyla ne getirip ne götürdüğünü anlamak lazım. Yani tarih tartışmasına girmeden önce insani ve vicdani bir yüzleşme son derece önemlidir.”
ERDOĞAN EZBER BOZMAYI SEVİYOR
Mustafa Karaalioğlu, Erdoğan’ın bu tür sorunlarla yüzleşmeden rahat edemediğini söyledi. Bu tür sorunlara bulaşmasa da kendisi açısından bir şey olmayacağını vurgulayan Karaalioğlu, bunu yapmasının Türkiye’nin problemleri ama konusunda iyi sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
“Başbakan Erdoğan, bu tür sorunlara girmeden, bu tür sorunların kapağını açmadan rahat edemiyor. Kişisel olarak bu sorunları, kapı açılmamış, değinilmemiş, eskisi gibi kalmış sorunların varlığı Erdoğan’ı rahatsız ediyor. Bu, mesela çözüm sürecinde oldu. çözüm sürecinde söylediği lafları hatırlayalım. Çözüm sürecinde siyasi hayatına mal olsa da ne olursa olsun vs. gibi iddialı lafların beraberinde Türkiye turu yaptı. Ve “milliyetçilik ayaklarımın altındadır” cümlesini söyledi. Bu konulara girmeyi, paradigmayı değiştirmeyi, ezber bozmayı seviyor. Temel motivasyonun bu olduğunu düşünüyorum. Bir pasta dilimi koyup, bunun yüzde kaçı bu kadar diyemeyiz. Ama bunu seviyor. Bunu sevmezse:
1-Evet, toplumdan bir destek alıyor.
2-Bu adımların o desteği zenginleştirici bir etki yarattığını görüyor,
3-Kendi siyasi kariyeri açısından da değerli materyaller olduklarını görüyor.
Bu bileşen Türkiye’nin çekindiği, yüzleşmekten, bulaşmaktan çekindiği sorunların da çözüm yolunu açıyor.”
ZAMAN GAZETESİ BÖYLE ÇARPITTI
İbrahim Kiras, metinde her kelimenin seçilerek hazırlandığını fakat Zaman Gazetesinin “tehcir, gayri insani bir sonuçtur” manşetiyle metni çarpıtarak aktardığını söyledi.
“Bu metinde rahatsız edici bir şey yok. Bu metnin tamamına yüzde yüz imza atabilirim. Zaten bir diplomatik titizlikle hazırlandı. Entelektüel bir derinlik de var. Her kelimenin, her cümlenin büyük bir özenle seçilerek kullanıldığı belli.
Bugün Zaman gazetesi birinci sayfasında bu haberi veriyor. Haberin başlığı birinci sayfada; “Tehcir, gayri insani bir sonuçtur” diye yazmış. Halbuki metinde; “tehcirin gayri insani sonuçları olmuştur” diyor. Burada her kavram, her kelime seçilerek iyi hazırlanmış bir metin.”
9 YIL ÖNCE ERMENİ CEMAATLE GÖRÜŞMEYE GİTTİK
Ali Bayramoğlu, metni okurken “aklıma Hrant’ın Ermeni Diasporasına meydan okumaları aklıma geldi” dedi.
“Hrant ve Etyen Mahçupyan isteği üzerine 9 yıl önce Fransa’ya bir Ermeni cemaatiyle konuşmak üzere gitmiştik. Hrant’ın oradaki tavrını, Ermeni Diasporasına meydan okumalarını, demokrasi ve toplumsal duyarlığın ne kadar önemli olduğunu falan çok iyi hatırlarım. Ben bu taziye metnini 9 yıl sonra okudum ve tabi aklıma Hrant geldi. Şunu söyleyebilirim: hakikaten bu metin, bugün bu noktaya geldiyse, toplumsal meşruiyetin, bir tür mücadelenin büyük bir katkısı var. Ve bunda da toplumdaki bir sürü isimsiz insanın, Hrant gibi insanların, üniversitelerin katkısı var. Onun için Türkiye’nin buna bakıp kendisini tebrik etmesi lazım diye düşünüyorum.”
(Yirmidorthaber.com)
