ABD’li kuruluş Freedom House’un Türkiye’yi basın özgürlüğü olmayan ülkeler kategorisine alırken, bu karar cemaatin basın organı Zaman tarafından manşetlerden verildi.
Aynı kuruluş, geçen yıl ise darbe davalarıyla ilgili Türkiye’yi eleştirdiğinde, Zaman gazetesi “Darbeci subaylara Amerikan desteği” başlığıyla bir haber vermiş ve Freedom House’un açıklamasını ‘itibarsızlaştırıcı’olarak tanımlamıştı.
Zaman’ın daha geçen yıl “itibarsız kuruluş” olarak gösterdiği Freedom House’un bugün basın özgürlüğü konusundaki yalan raporuna sarılması, Gülen örgütünün içinde bulunduğu tutarsızlık ve yalana batmışlığın ayrı bir göstergesi oldu.
İşte Freedom House ile ilgili Zaman’da 12 Ocak 2013 günü yayınlanan haber:
Darbeci subaylara Amerikan desteği
ALİ H.ASLAN WASHINGTON
Dört Amerikan meslek ve düşünce kuruluşu, ABD Başkanı Barack Obama’ya ortak mektup yazarak Türkiye’ye basın özgürlüğü ve darbe davaları gibi konularda baskı yapmasını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la ikili angajmanlarında siyasi özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün “gerilemesi”ni “öncelik” haline getirmesini istedi.
Dış Politika İnisiyatifi (FPI), Freedom House, Ortadoğu Demokrasi Projesi (POMED) ile Sınır Tanımayan Muhabirler’in mektubunda, adı telaffuz edilmeksizin Ergenekon ve Balyoz gibi darbe davalarına yönelik itibarsızlaştırıcı ifadeler de dikkat çekti. Yüzlerce subay, akademisyen ve gazetecinin endişe duyulan “sahte delil iddiaları”yla tutuklandığı ve dava edildiği öne sürülürken, “Bunların birçoğu şu anda yirmi yıl ya da daha fazla hapis cezalarına çarptırıldı ve temyize gitti. Dahası, bu subayların birçoğu yıllarca ABD ve NATO’lu müttefiklerimizle yakın çalışmış olduğundan, söz konusu davalar aynı zamanda genel olarak NATO’nun kolektif kabiliyetine darbe vuruyor.” denildi.
On ABD başkanının Türkiye’de demokratik ve ekonomik reformları, ordu üzerinde sivil kontrolünü, insan hakları ve özgürlüklerini desteklediği belirtilirken, son yıllarda Türkiye’deki ilerlemenin “durduğu” ve bazı hayati alanlarda “gerilediği” iddia edildi. Kısıtlanan özgürlükler cümlesinden olarak, gazetecilerin ve Kürt entelektüellerin tutuklandığı, hükümetin “Kürt azınlık” haklarını koruma gayretlerini terk ettiği, Başbakan Erdoğan’ın dine hakareti yasaklayan kanunlara destek beyanı, kadınların üst düzey devlet makamlarında ve iş hayatında rolünün gerilediği zikredildi. Amerikan kuruluşları, Obama’nın Başbakan Erdoğan’la şahsi yakınlığına da dayanarak Türkiye’nin “geriye gitmesi” hususunda “Amerika’nın kaygıları”nı “açık” ve “kapalı” yollarla iletmesi çağrısı yaptı.
