ZAMAN önce o sansürün hesabını versin!

MEDYAGUNDEM.COM- Dün Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas’ın gündemi sarsan “cemaat” yazısındaki çarpıcı bir detay vardı.

Barlas, “Ben 28 Şubat post-modern darbesinde çok kısa süre Zaman’da yazmak imkânına kavuştum. Ama dönemin sorumlularından biri olan Mesut Yılmaz’ı eleştiren cümlelerim yazılarımdan çıkarılmak istendiği için ayrıldım Zaman’dan.” diye yazdı.

Barlas 1998 yılında Zaman’dan niye ayrıldığını da 15 yıl sonra açıklamış oldu. ZAMAN kendisini bir 28 Şubat’çı Başbakan için sansürlemişti.

Zaman’ın İngilizce gazetesi Today’s Zaman da Barlas’ın yazısını sitelerine koydu ancak altına da bir not düştü:

“”Barlas, geçtiğimiz günlerde düşünceleri hükümetle uyuşmayan ombudsman’ını (Yavuz Baydar) kovan Sabah’ın başyazarıdır.”

Today’s Zaman Sabah’ı “sansürcü” ve düşünceleri hükümetle uyuşmadığı için yazarını kovan gazete ilan etti.

Oysa Zaman’ın sicili daha bozuk değil mi?

Mehmet Barlas’ı 1998 yılında ZAMAN Mesut Yılmaz’ı eleştirdiği için sansürledi, o da gazeteden ayrılmak zorunda kaldı. Bu ne demek? Düşünceleri hükümetle uyuşmadığı için Barlas’ı bir anlamda kovmak demek değil mi?

Peki ya Tamer Korkmaz. Zaman’ın en etkili kalemiyken 2007 yılında kovuldu. Kovulmadan önce de özellikle Türkiye-ABD ilişkilerini doğru analiz eden bir yazar olarak dikkatleri çekmişti. Korkmaz Zaman’da Amerika’yı eleştirebilen tek yazar olarak dikkat çekiyordu.

Ayrılmadan önceki son bir haftalık yazılarının başlıkları ise şöyleydi:

“PKK Silahlarının üzerinde USA yazıyor”

“Ankara’dan Sam Amca’ya: Madem öyle gel böyle”

“Washington’a posta koymak”

“İnceldiği yerden kopsun”

Belli ki ABD eleştirisi Zaman’da rahatsızlık yarattı ve Korkmaz kapı önüne kondu.

Şimdi Zaman’a başka gazetelere ayar vereceğine sen önce kendine bak denmez mi?

Bir kez daha soralım: Mehmet Barlas ile Tamer Korkmaz’ı niye kovdunuz?