Yiğit Bulut neden linç ediliyor?

MEDYAGÜNDEM- Hiç uzatmıyoruz, lafı eğip bükmüyoruz, Biz muhakememizi şöyle yapıyoruz:

“Düşmanımın düşmanı dostumdur”.

Ya da;

“Dostunu söyle senin kim olduğunu söyleyeyim”.

Ve muhakemeye devam ediyoruz…

Düşünüyoruz; Yiğit Bulut’tan neden bu kadar çok nefret ediliyor?

Yiğit Bulut, neden medyadaki “yerleşik düzen” tarafından böylesine bir “nefret objesine” dönüştürülüyor.

Yine muhakeme ediyoruz; medyada Yiğit Bulut’tan nefret edenler “iyi adamlar” da, o yüzden mi böylesine mücadele veriyorlar.

Herkes “şahane”, medya mahallesi bir “harikalar dünyası” da, Bulut mu buraya tek yakışmayan?

Hayır…

Yiğit Bulut’a karşı çıkanların alayının sicili de, şeceresi de, cibilliyeti de bozuk…

Hepsinin eli de, vicdanı da, ruhu da, aklı da, yüreği de kirli…

Hani içlerinden biri “iyi insan olma” ve “ahlak dersi” vermeye kalkışsa, karnesinde sıfırdan başka not yok…

Yine düşünüyoruz; hangi “medya figürü” bugüne kadar böylesine “düşmanlık” beslenilen biri haline geldi ya da getirildi…

Yiğit Bulut’la ilgili tepkilerde bir abartı hali, bir anormallik ve haliyle başka bir “hesap” yok mu?

Bizce var…

Yiğit Bulut’u tanımıyoruz ama oturup sadece düşmanlarına bakıyoruz…

Ve bu durum bile aslında olan bitenin şifresini ele vermeye yetiyor.

Bir gazeteci düşünün son yıllarını sadece yerleşik düzenin sivil, finansal ve medya boyutuna dikkat çekip, bunu da korkusuzca yapmış…

Ergenekon ve yerleşik düzen işbirliğini zekice ve derinlikli analizlerle deşifre etmiş bir gazeteci…

İşte bu durum bile Yiğit Bulut’a duyulan öfkeyi anlatmaya yetiyor.

Bulut, yerleşik düzene vurdukça, yerleşik düzenin medyadaki tetikçileri tüm mekanizmalarıyla, özellikle de internet siteleri üzerinden  saldırıya geçiyor.

Bulut’a “vurmak” için her türlü fırsatı kollayan internet medyasının sicili için söyleyecek söz var mı?

Ergenekon, Oda TV ve o yapının  merkez medyadaki paralel uzantısı “çetelere” tetikçilik yapan siteler, efendilerinin talimatlarını yerine getirmeye devam ediyor.

İşte o yapının internet medyasındaki temsilcilerinin sevmediği, saldırdığı ne kadar isim varsa, aslında hepsi o rant düzenine karşı çıktıkları için başlarına bunlar geliyor. Bunu biz herkesten çok daha iyi biliyoruz…

Dertleri sadece menfaat olan medyadaki o çeteler, birkaç bin dolara ruhlarını satıyorlar…

Dolayısıyla “Yiğit Bulut’u linç etme”  kampanyasını MEDYAGÜNDEM olarak böyle okuyoruz.

Ortalık ahlaksız, yalaka, yalancı, çeteci, yoldaş, candaş, ilkesiz gazeteciden geçilmezken, içlerinden hiç birinin böylesine eleştirilmemesi tuhaf değil mi?

Ve ne ilginçtir ki, bir çete gibi etrafı saran kifayetsizler böylesine bir ittifak içindeler…

İşte bu nedenle medyadaki “yerleşik düzen” ve “çetelere” karşı mücadele etmek isteyen, medyanın demokratlaşması, şeffaflaşması, özgürleşmesi ve gerçekten kaliteli bir çizgiye gelmesini isteyen herkesin Yiğit Bulut’un sözlerine daha dikkatli bakması gerekmez mi?

Medyada temiz günler isteyenlerin Yiğit Bulut vakasına böyle bakması gerektiğini düşünüyoruz.

Bir kez daha söylüyoruz; biz Bulut’un önce “düşmanlarına” bakıyoruz…

Çünkü biz “hakkaniyet” ve “hakikat” mücadelesi veriyoruz…

medyagundem.com