B.. çukurundan sifonu nasıl çekeceksin Dündar?
Uğur Dündar, 28 Şubat sürecindeki tetikçiliğini örtmek için, saldırıya geçti.
Gazetemiz yazarı Merve Kavakçı’nın İstanbul milletvekili seçildiğinde, Dündar’ın yargısız infaz yaptığını deşifre etmesinden sonra..
Özellikle de Kavakçı’nın, “Uğur Dündar, Akrep diye tabir edilen tüfeklerle dayımın Ankara’daki ofisini bastı. Ancak o sırada dayım ofiste değildi” açıklaması sonrasında..
Hepten kontrolü kaybetti.
Önce, “İftira, rüya” dedi.
Şimdi savunmayı birazcık değiştirdi..
“Yanında bir koruma polisi ile bir de muhabir olduğu”nu itiraf etti.
Koruma polisi ile habere çıkan gazeteci!..
Siz hiç duydunuz mu?
Uğur Dündar, yüzlerce program yaptı. Bir tanesinde çıkıp da, “Bakın ben bu habere giderken, yanımda şu koruma polisi de vardı” dedi mi?
Adam bugüne kadar, gittiği haberlerde yanında koruma polisi olduğundan hiç bahsetmemiş.
Şimdi bu bilgi ortaya çıkınca..
“Ne var, ben 1986’dan bu yana, hep koruma polisi ile dolaşırım” diyor.
Haydi onu da kabul edelim.
İyi de, Kavakçı’nın dayısının şirketine, niye gitmiştin?
“İddia var”mış. “Kavakçı o şirkette çalışıyor”muş.
Ayrıca şirket, “RP’li belediyeden ihale alıyor”muş!
Eeee?
Ne var şimdi bunda?
Bunun neyini, koruma polisi ile birlikte araştırmaya gittin?
Kavakçı o şirkette çalışıyor ise, zaten eline belgeyi tutuşturmuş olmalılar.
Gösterirsin belgesini, olur biter.
Kavakçı’nın dayısı, RP’li belediyeden haksız bir ihale aldı ise…
Onun da belgesini vermişlerdir zaten eline..
Onu da gösterirsin, “hortumdan yargılanan patron”unun ekranından.
Olur biter.
Kimse sana beyaz camın önünden, “Anlat anlat Dündar.. Patronun Erol Aksoy’un, İktisat Bankası’ndan kaç milyon dolar hortumladığını anlat. Anlat ki, Kavakçı’nın dayısının aldığı ihalenin tamamı yolsuzluk olsa, senin patronunun milletin cebinden uçurduğu paranın 500’de biri etmezken, niye patronun yerine, başkalarını haber yaptığını anlayalım. Önce patronunun hortumunu anlat sen. Ondan sonra dinleyelim, RP’li belediyelerde ne olduğunu” diyecek değil tabii ki!
Ama ne Erol Aksoy’un, ne de patronu Cem Uzan’ın aleyhine hayatında tek haber yapamayan Uğur Dündar, koruma polisi eşliğinde, milletvekili seçilen bir bayanın akrabasının iş yerine gidip, sanki teröristleri haber yapmaya gitmiş gibi hava atıyor.
Hortumcu arıyorsan… Hemen senin ekranlara çıktığın stüdyonun üst katında idi, hortumcunun kralı.. Ekrana çıktığın Show’un üst katında idi, hortumcunun alası.
Yetim hakkı yiyen adam arıyorsan, hemen yanıbaşında idi, Cem Uzan’ın odası..
Onların yanına, önünü ilikleyip gidiyordun da..
Milletvekilinin akrabasının iş yerine, koruma polisinle niye gittin?
Aslında koruma polisi ile gitmesinde de, hiç sorun yok.
Ama, kıvırmasın.. “Akrep yoktu. Nerden çıktı o!” mavalı okumasın…
Akrep yoktu ise, Kavakçı nerden bilip de iddia edecek, senin koruma polisi ile oraya gittiğini?
Belli ki, korkutmak için, koruma polisi eşliğinde.. Onun da silahını gösterecek şekilde gitmişsin.
Sıkışınca da, “Polis silah gösterdi ise, bana ne?” deyip; sıyrılacaksın işin içinden.
Kıt aklınca..
İyi hoş da..
Bu kadar pisliğin içine dalmış iken, ne diye bir de meydan okuyorsun: “Bunlar tarihin çöplüğünde yer alacak ve üzerlerine sifon çekilecek. Ben çekemezsem, benim çocuklarım çekecek” diyorsun..
B.. çukurundan kafanı uzatıp, nasıl çekeceksin sifonu?
Cem Uzan mı yardım edecek?
Erol Aksoy mu?
Yoksa Dinç Bilgin mi?
Hangi yolsuzluk kralı, senin b.. çukurundan çıkmana yardım edecek?
Kim referans olacak sana; yolsuzlukların üzerine gittin diye?
ALİ İHSAN KARAHASANOĞLU/YENİ AKİT