Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Taraf Gazetesi’nin manşetten yayınladığı MGK kararlarını değerlendirdi ve AK Parti’nin Cemaat’i bitirmediğini hatta büyüttüğünü yazdı.
İşte Selvi’nin bugünkü yazısı:
Meclis’te Milli Savunma eski Bakanı Vecdi Gönül’le karşılaşınca, ‘Sizinle ilgili haberi gördünüz mü?’ diye sordum.
Güldü.
‘Gördüm’ dedi.
‘Allah hayrını versin’ deyip uzaklaştı.
3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti iktidar olmuş ancak asker bundan memnun kalmamıştı.
Ak Parti’nin iktidar olduğu ancak henüz muktedir olmadığı günlerdi.
YERİNDE OLSAM, KARIMIN BAŞÖRTÜSÜNÜ ÇIKARIRIM
AK Parti hükümetinin YAŞ toplantısı’nda MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, Başbakan Abdullah Gül’e dönerek, ‘Yerinde olsam, karımın başörtüsünü çıkarırım’ demişti.
24 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıs’ta Annan Planı’nın referandumu yapılacaktı.
Referandumda AK Partievet, asker ise hayır yanlısıydı.
Yes/No kampanyasının kızıştığı bir dönemde, Ankara kulislerine askerin bu işten çok rahatsız olduğu ve Mart ayında muhtıra vereceği haberi yayıldı.
Muhtıra verilecek beklentisi üzerine bir süre haber merkezlerinde muhabir beklettik.
Şimdi Darbe Günlükleri’nden öğreniyoruz ki, o sırada karargahta, ‘Sarıkız ve ‘Ayışığı’ darbe planları yapılıyor, Çetin Doğan’ın başında olduğu 1. Ordu’da Balyoz Darbe Planı seminerleri icra ediliyormuş.
Türkiye o günlerden buraya geldi.
Özden Örnek’in günlüklerinden bazı bölümleri aktarmak istiyorum.
Genelkurmay karargahında YAŞ’a hazırlık toplantısı yapılıyor.
YAŞ’ta amaç ne?
22 Kasım 2003
‘Şura (YAŞ) toplantısında amacımız Ağustos 2004 ayına kadar olacak sürede bu hükümet bildiğini okumaya devam ederse komuta heyetinin, halkın da duyacağı bir muhtıra vermesi şeklinde bir yetki almak’
AK Parti iktidarına karşı izlenecekyolkonusunda karargahta üst üstetoplantılar yapılıyor.
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün başkanlığında yapılan toplantı:
1 Aralık 2003
Kara Kuvvetleri Komutanı(A.Y) ‘Ben çok rahatsızım ve devletelden gidiyor. Bir an önce bir sıkıyönetim içerisine girmeli’ dedi. Bana (Ö.Ö) söz verdiğinde ‘Madem ki hepimiz bu hükümetin anayasaya aykırıhareket ettiğine eminiz, o halde 35. madde gereğince anayasayı da korumak bizim görevimizdir.’
Özden Örnek’in, ‘Genkur. Başk.lığında YAŞ (Yüksek Askeri Şura) Hazırlık Toplantısı (…)’ başlığını attığı toplantıise 3 Aralık 2003 tarihini taşıyor.
Bakalım orada ne konuşulmuş:
‘Yaşar Büyükanıt: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’ye gittiğinde Fethullah Gülen ile buluştular’ diyor. Büyükanıt’ın AK Parti’nin isminin de Bediüzzaman’ın fikirlerinden esinlenerek konulduğunu savunduğu toplantı.
Ama sadece Fethullah Hoca konusugündeme gelmiyor. Takip etmekteyarar var.
‘Aytaç Yalman (KKK) Benim önerimhemen ve gecikmesiz eylem planına başlamak. Seçimden önce muhtıra vermeliyiz’ diyor.
Diğer komutanlar da benzer yönde önerilerde bulunuyor. Genelkurmay Başkanı ise ‘Açık konuştuğunuziçin hepinize teşekkür ederim. Muhtıra vermeye niyetim yok’ diye net bir tavır ortaya koyuyor.
Türkiye, Genelkurmay Başkanları’nın yargılandığı, darbeci generallerin tutuklandığı noktaya işte buralardan geldi.
‘Dershane’ hesaplaşmasını 2004 tarihli MGK kararları üzerinden yapmak isteyenlere bir anekdotu hatırlatmakla yetineceğim:
Tarih:1 Ağustos 2003
Yer-Çankaya Köşkü’nde YAŞ yemeği.
‘Yemekte Başbakan Cumhurbaşkanı’nın elini sıkmak istedi ama o elini geri çekti’
Özden Örnek günlüğünün bu bölümüne, ‘Böyle devletinzirvesi olur mu?’ notunu düşüyor.
Türkiye bu noktalardan, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının topluistifasına rağmen 5.5 saatiçinde atama yapabilen aşamaya kolay gelmedi.
Eğer, Başbakanlara hesap soran asker’den, ‘darbeci generallerin yargılandığı’ bir seviyeye ulaştıysa bunda en büyük pay güçlüliderliği ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
Asker sesini yükselttiğinde okullarınanahtarınıteslim edip, ülke sınırlarını terk edenlerin, cemaati bitirmek için askerle işbirliği yaptılar şeklinde tezviratlara sığınmaya hakları yok.
Birilerinin arka bahçe olarak kullandığı gazetede yayınlanan haberdeki imzalara dikkat ettiniz mi? O kararı aldıran 3 kuvvet komutanı bugün Ergenekon darbe sanığı olarak cezaevindeler ve yargılanıyorlar.
Erdoğan ne yapmış? Onların karşısında yakasını ilikleyip, el pençe divan durmamış. Tam tersine yakasından yapıştığı gibi yargıya teslim etmiş.
Ayrıca o karar alınmış da ne olmuş? Uygulanmış mı? 2004 tarihindeki cemaatin durumu ile bugünkü ulaştığı seviyeyi kıyas ettiğinizde gerçek ortaya çıkar.
El insaf.
En az 15 kez büyümüş hizmet hareketi.
Bunda Erdoğan’ın payı hiç yok mu?
Aralarında İbrahim Fırtına, Özden Örnek, Ergun Saygun gibi isimlerin de bulunduğu 165 TSK mensubu tutuklama kararı çıkınca Generaller Ankara’da toplanmıştı. O günlerin en canlı tanığı hükümetle asker arasında mekik dokuyan bugünkü Meclis Başkanımız Cemil Çiçek’ti.
YAŞ’TA HER ŞEY ALT ÜST OLDU
Hükümetin istifasının konuşulduğu bir sırada, Ergenekon yargılamalarının arkasında duran irade Recep Tayyip Erdoğan oldu.
İlker Başbuğ’un 4 gün boyunca YAŞ kararlarını imzalamadığı ve Iğsız krizinin yaşandığı YAŞ toplantısı öncesiydi.
Balyoz davasından 52’si general olmak üzere 102 sanık hakkında tutuklama kararı çıktı.
YAŞ’ta her şey alt üst oldu. İlker Başbuğ, Iğsız’ın atanması için direnişe geçti, Erdoğan ise Eskişehir’den, ‘Bir korgenerali dahi kuvvet komutanı yapabiliriz’ mesajını verdi.
Erdoğan’ın iradesi askere geri adım attırdı, Ergenekon operasyonu devam etti.
Askerin sesini duymadan hazır ol vaziyetine geçenlerin, askeri vesayeti gerileten bir Başbakan’a, ‘Cemaati bitirmek için MGK’da askerle işbirliği yaptı’ şeklinde saldırmak vicdanlarda makes bulmaz.
Aynen cemaati bitirmek için Oslo’da PKK ile anlaştılar şeklindeki kara propagandada olduğu gibi.