Akşam gazetesi genel yayın yönetmeni Murat Kelkitlioğlu’nun “Yazıcıoğlu dosyası kapanmadı, can yakacak” başlıklı yazısı şöyle:
Kahramanmaraş Başsavcılığı, merhum genel başkan Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin ‘pilotaj hatasından’ düştüğünü iddia ederek, 132 şüpheli hakkında takipsizlik kararı verdi.
Benim bu karara itirazım var!
Sadece benim değil, Yazıcıoğlu ailesinin de itirazı var. Aile, savcılığın takipsizlik kararını ‘sipariş karar’ olarak değerlendiriyor. Bu suçlama bence çok önemli ve altı dolu.
Altı dolu, çünkü Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili çok ciddi şüpheler var. Var ki, istihbarat birimleri birkaç aydır bu konuyla ilgili çok detaylı bir çalışma yürütüyor. Örneğin; baz istasyon kayıtları detaylı bir şekilde incelenerek, o çevrede o gün ve öncesinde kimler olduğu tek tek tespit ediliyor.
Şunu söylemek istiyorum; Kahramanmaraş Başsavcılığı’nın takipsizlik kararı sonrası şöyle derin bir ‘ohhh’ çeken varsa, çekmesin! İstihbarat birimleri çok önemli detaylara ulaştı. Bu detayları, soruşturmanın güvenliği açısından, şimdilik sizlerle paylaşmıyorum.
Tek bir ipucu vermem gerekirse, hem Hrant Dink, hem de Necip Hablemitoğlu cinayetlerinin arkasında olduğu gibi Yazıcıoğlu’nun ölümünün arkasında da ‘paralel çete’nin izi gözüküyor.
İLK CİNAYETİ OLMAYACAK!
‘Her olayı paralele bağlıyorsunuz, tamam devlet içinde devlet kurmak istemiş olabilirler ama cinayet işlemezler’ eleştirilerini duyar gibi oluyorum.
Şunu sakın unutmayın!
Türkiye’ye gözünü kırpmadan ihanet eden paralel çetenin son kirli işi Akçakoca’da patlak verdi geçtiğimiz günlerde. Pensilvanya’daki çete lideri aleyhine kitap hazırlamaya çalışan gazeteci Haydar Meriç’in cesedi denizde bulunmuştu. Bu cinayeti organize eden 30 istihbaratçı polis gözaltına alındı, 9’u tutuklandı.
Peki kimdi bu polisler?
Hepsi ‘paralel örgüt’ bağlantılı çıktı!