Kur’an Hizmet Vakfı’nın Ümraniye merkezinde, hafta sonu Vuslat Dergisi yazarı, düşünür Atasoy Müftüoğlu’nun sunumuyla, “Zihnimizi sömürgeden kurtarmak için özgürleşmek” konulu bir konferans düzenlendi. Atasoy Müftüoğlu, “Zihinlerimize vurulmuş sömürgeci prangaları paramparça etmedikçe hiç bir şey iyi olmayacak” dedi.
Müftüoğlu’nun çarpıcı açıklamaları şöyle:
Zihinsel Sömürge Durumunda Oluşumuz
Kolonyalistler, bir toplumu askeri, siyasal, ekonomik anlamda sömürmeden önce, o insanların zihinlerini sömürgeleştirir. Zihinsel sömürge durumunda oluşumuz, İslami dile/söyleme hukuka/siyasete özgürlük kazandıramayışımızın sorumlusu yalnızca kolonyalistler değil; bunun sorumluluğu daha çok, tahakküm üreten dilin baskısı altında, bu baskıyı içselleştirerek yaşamaya devam edebilen biz Müslümanlarız. Nerede olursa olsun özgürlük için bütün imkânlarımızı, gerektiğinde hayatlarımızı ortaya koyarak mücadele etmemiz gerekir.
Bu toplumun tarihini sömürgeciler yazdılar. Bu sömürgeleştirilen zihinler çünkü kendi varoluşlarının farkında değillerdi. Zaten farkında olsaydılar sömürge söz konusu olmayacaktı. Tarihin üretimini de engellediler. Tarihi bizim adımıza onlar yaptı. Bize sadece tarihi tutmak kaldı.
Avrupalılar tarihi ele geçirdikten sonra bizim zihinlerimizde ele geçirdiler. Zihnimizi yönetmeye başladılar. Ne düşüneceğimize ne kadar düşüneceğimize ne kadar Müslüman olacağımıza İslam’ı hangi bağlamda nasıl temsil edeceğimize onlar karar verdiler. Çünkü modern zamanda biz bütün değer savaşlarını kaybettik. Savaşa katılmadan kaybettik bu savaşı…
İslami Özgürlüğümüzü Kaybettik
Maalesef İslami özgürlüğümüzü kaybettik. İslami özgünlüğümüzü de kaybettik. İslami bütünlüğümüzü de kaybettik. Kimlik ve referans kaynağımız olan ümmete yabancılaştık. Bugün İslam ümmeti paramparça… Her parça çok kibirli çok bencil… Her parça çok ufuksuz… Hiç kimse bir birine saygılı değil… İslam’ı kapalı kapılar ardında temsil ediyoruz, kamusal alanda hayatın tam ortasında gündelik hayatta temsil etmiyoruz. Çünkü kamusal alan İslam’a kapatılmış.
İslami Şuurumuzun Farkına Varmalıyız
İçerisinde bulunduğumuz kültürel kuşatma karşısında İslami dünya görüşüne, siyaset görüşüne, eğitim / öğretim anlayışına ilişkin bağlılıklarımızı / yaklaşımımızı yeniden gözden geçirmeli, yenilemeli ve güçlendirebilmeliyiz.
İradesizleştirici, düşüncesizleştirici, köleleştirici bağımlılıklara kesinlikle son vermeliyiz. İnsan aklıyla insan iradesini birlikte eğiten bir anlayış oluşturmalıyız. Erdemli olmak, güçlü ve iradeli olmayı gerektirir. Bu nedenle şahsiyet duygusu güçlü ve yoğun bağımsız kişilikler yetiştirebilmeliyiz. Kendi şuurumuzun farkına varmalıyız.
Her şartta İslami bir stratejiye sahip olabilmeliyiz. Sömürgecilik döneminde sömürgeciliği meşrulaştıran bir bilgi biçimi icat edilmişti. Bugün bizler bu bilgileri tüketmeye devam ediyoruz. Toplumlarımıza yönelik bilgi siyasetlerini eleştirel bir dikkatle takip ettiğimizi iddia edemeyiz. İslama İslamcılığa, devrimci ve direnişçi hareketlere yönelik bilgiler kirletilmiş, çarpıtılmış bilgiler emperyal proje doğrultusunda üretilen bilgilerdir. Objektif bilgi ile resmi bilgiler arasında çok ciddi uçurumlar olduğunu hatırlamamız gerekir.
