İstanbul’da görevli yabancı ülke konsolosları Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek, Türkiye’yi terörle ilişkilendiren yayınları nedeniyle açılan “casusluk” davasından yargılanan Can Dündar’a destek vererek adeta Türkiye’ye meydan okumuştu. Bu skandalın yankıları hala sürerken, Can Dündar’ın yıllar önce yazdığı bir köşe yazısında Türkiye’nin içişlerine karışan dönemin ABD Büyükelçisi Edelman’ın “istenmeyen adam” ilan edilmesini istediği anlaşıldı.
Casusluk suçundan yargılanan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a destek vermek için, Cuma günü yapılan duruşmaya akın eden yabancı ülke konsolosları ve büyükelçilerle ilgili çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı. Can Dündar’ın 2005 yılında Milliyet gazetesinde yazdığı köşe yazısında Türkiye’nin içişlerine karışan dönemin ABD Büyükelçisi Eric Edelman için “persona non grata” yani “istenmeyen adam” ilan edilmesini istemiş.
Bilindiği gibi Can Dündar’ın yargılandığı duruşmaya katılan ve buradan “Türkiye’de basın özgürlüğü yok” mesajları vererek mahkeme üzerinde baskı kurmaya çalışan konsoloslara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tepki göstererek, “Siz kimsiniz, ne işiniz var orada? Bunlar bu ülke içinde gövde gösterisi yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar” diyerek göstermişti. Erdoğan’ın bu tepkisinin ardından da Dışişleri Bakanlığı, konsolosların ülkelerini diplomatik bir dille uyarmıştı.
Türkiye’nin içişlerine açık bir müdahale anlamına gelen bu olayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eleştirmesine, başta Can Dündar’ın başında olduğu Cumhuriyet, Doğan Grubu ve paralel medya itiraz etmişti.
Fakat arşivleri taradığımızda ise Can Dündar’ın 17 Mart 20o5’te Milliyet gazetesinde görev yaptığı dönemde yazdığı bir köşe yazısında, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Suriye’ye yapacağı ziyareti eleştiren Edelman için, “İtibarlı ülkeler böyle davranan diplomatın bir an önce ülke dışına çıkmasını isteyebiliyor” dediği ortaya çıktı.
İşte Can Dündar’ın “Persona non grata” başlıklı yazısından bazı bölümler:
Bir diplomatın, görev yaptığı ülkenin iç ve dış politikası hakkında halk önünde açıklama yapmasına “diplomatik karışma” deniyor. İtibarlı ülkeler, böyle davranan diplomatın bir an önce ülke dışına çıkmasını isteyebiliyor. Birleşmiş Milletlerin 1961 tarihli “Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi” de buna cevaz veriyor. “Persona non grata” ilan edilen diplomatın ertesi gün bavulunu toplayıp ülkesine dönmesi gerekiyor. Amerikan Büyükelçisi Eric Edelman, 14 Martta Cumhurbaşkanı Sezerin muhtemel Suriye ziyareti sorulduğunda “Umarım Türkiye de Suriyenin Lübnandan çabuk biçimde çekilmesini destekleyen uluslararası uzlaşmaya katılacaktır” diyerek “Gitmeyin” mesajı verdi… Cumhurbaşkanının baskılara boyun eğmeyip Şama gideceğini açıklaması sevindirici. Türkiyenin komşularıyla iyi ilişkiler geliştirme çabasını sürdürmesi bu tür dayatmalara en iyi cevaptır. Bir başka iyi cevap ise, “İstenmeyen adam”a kapıyı göstermektir.
(star.com.tr)