Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Star gazetesindeki köşesinde bugün Ekrem Dumanlı’ya cevap verdi.
Dumanlı’nın son yazısında söylediği “Nereden bilebilirsiniz ki daha düne kadar tekrar ber tekrar ‘Ben Rabb’ime söz verdim, alnı secdeli insanlar benim zamanımda zarar görmeyecek.’ diyen birisi, alnı secdeli insanların ‘kökünü kurutma’ kararı almış olsun.” sözlerine cevap veren Akdoğan,“Hükümeti dini cemaatlere karşıymış gibi göstermek iftira ve yalanın dik alasıdır. Başbakan güya ‘alnı secdeli insanların kökünü kurutma’ kararı almış. İnsaf! Acaba cemaatler bu tezviratı yapanlardan mı yaka silkiyor yoksa hükümetten mi? Gidin bir dinleyin alnı secdeli insanlar ne anlatıyor.” diye yazdı.
SALAĞA YATMAK ADET HALİNİ ALDI
Akdoğan devamında ise şunları söyledi:
“Afedersiniz ama salağa yatmak adet halini aldı. Ama artık kimse bunu yutmuyor. Efsunlanmış gibi konuşan insanların şefkat yüzünün altındaki kirli eşkal beliriyor.”
Akdoğan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Siyaset mühendisliğine soyunan istihbarat çeteleri ülkenin seçilmiş iktidarını hedef aldığı gibi neredeyse tüm bireyleri tek tek hedefe koymuş.Yeryüzünde hiçbir çete özel hayatı bu kadar tarumar etmemiştir. İşadamlarından gazetecilere, siyasetçilerden bürokratlara ve hatta kendi imamlarına kadar herkesi dinleyen, dosyalayan, tehdit eden hastalıklı bir yapı dünya üzerinde görülmemiştir. İnsanlar bir yere kadar korkunun esiri olurlar. Bir yerden sonra esaret zincirleri kırılır. Şantajla esir alınan bireylerden oluşan bir toplum ancak korku toplumu olur, bu ise sürdürülemez bir durumdur.
Afedersiniz ama salağa yatmak adet halini aldı. Ama artık kimse bunu yutmuyor. Efsunlanmış gibi konuşan insanların şefkat yüzünün altındaki kirli eşkal beliriyor.
Ülkenin seçilmiş başbakanına her türlü yakışıksız ifadeye kullananların nezaketten bahsetmesi hiç inandırıcı olmuyor. Nefret diliyle top ateşine tutulan Başbakan büyük sabırlardan sonra kendini savununca yaygara koparılıyor.
İslam ümmeti öyle bir basirete ve hikmete sahiptir ki hiçbir hastalıklı yapıyı bünyesinde barındırmaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tahammül edemeyeceği tek şey yabancıların maşası olmuş, dış güçlerin tetikçisi olmuş örgütlerdir.
Biz kardeşlik/uhuvvet, ihlas, merhamet, muhabbet dediğimizde bön bön bakanlar birdenbire şefkat ve merhameti hatırladılar. Bu milletin içine fitne düşmesin, muhafazakar camia arasına ayrılık tohumları ekilmesin, husumet neşvünema bulmasın dediğimizde soğukkanlı stratejist gibi devletçilik raconu kesenler şimdi hükümete fitne uyarısı yapıyorlar. Biz itidal çağrısı yaptığımızda burun kıvıranlar şimdi sükunet konuşmaları yapıyorlar. ”