Paralel Yapı’ya laf ettirmeyen Hürriyet, idam cezası verilen Mursi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik algı operasyonu yaptı. Devletin zirvesinden gelen tepkiler üzerine yalan dolu bir bildiriye imza attı. Aydın Doğan dalga geçer gibi ‘Paralel ile ne işimiz olur’ savunmasına sarıldı. TAKVİM ise Doğan’ın medyasını teslim ettiği Gülen’e yönelik övgülerini hatırlattı. Ses kayıtları, yalanların kanıtıydı.
“Tarafsız yayın” yalanıyla okuyucularını kandıran Aydın Doğan darbelere çanak tuttu! Gazetesi Hürriyet, paralel okyanusta kulaç atarak Fethullah Gülen’in imza attığı 17-25 Aralık darbe girişiminin aleyhinde tek satır bile yazmadı. Her fırsatta hükümeti eleştirerek, paralel ihanet çetesine hizmette sınır tanımadı. Haber üzerinden tehditler savurdu! Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan ve Sisi darbesiyle indirilen Mursi’ye verilen idam cezası üzerinden algı operasyonu yaptı. Bu haberi, “Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı’na idam” başlığıyla verdi. Ancak “gizli mesaja” herkes tepki gösterdi.
HATIRLA DOĞAN!
Darbe alkışçısı gazetenin Muhammed Mursi gibi yüzde 52 halk oyuyla seçilerek Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef göstermesi, kirli amacı deşifre etti. Aydın Doğan’ın Hürriyet’i, devletin zirvesinden gelen tepkiler üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik dün inandırıcılıktan uzak, açıkça yalan ve istismar dolu bir bildiri yayınladı. “Paralel örgüt ile ne işimiz olur?” yalanından tutun da muhafazakar kesimin fikri üstadlarından ünlü şair Necip Fazıl Kısakürek istismarına kadar yalanlarla dolu bir metne imza atıldı. Hürriyet, “Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı’nın idam edileceğini ima etmek bir şerefsizliktir” savunması yaptı. Ancak üstü kapalı bir şekilde “Mursi’ye idam” ile gönderdiği mesajında ısrarını korudu! Bildirideki “Bizim Paralel’le ne işimiz olur?” ifadesi ise paralel örgüte bütün medyasını teslim etmiş olan Aydın Doğan’ın dalga geçer gibi söylediği en büyük yalandı. Hürriyet, “Aydın Doğan ve Fethullah Gülen ortaklığı konusunda” adeta hafıza kaybı yaşadı! Hafızaları tazeleme ve Hürriyet okurlarına doğruyu gösterme görevi ise yine TAKVİM’e kaldı! Çünkü Aydın Bey’in, işadamlarına ihaleler dağıtan, uluslararası lobilerle işbirliği yapan ve hükümeti devirmek için türlü hukuksuz işlere yelken açan Fethullah Gülen ile birlikte hareket ettiği gerçeği ses kayıtlarıyla belgelenmişti.
GERÇEĞİN ‘SESİ ‘
Tarihler 24 Eylül 2013’ü gösterdiğinde telefonun bir ucunda cezaevinde bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, diğer ucunda ise Fethullah Gülen vardı. Ses kayıtları, Aydın Doğan’ın cemaatin sözünden çıkmadığını açığa çıkarttı. Karaca, yemekte buluştuğu Aydın Bey’in Gülen’e yönelik övgülerini Pensilvanya’ya ulaştırdı. Karaca, telefondaki Gülen’e, Aydın Bey’in “Şu anda gerçek olarak demokratlığı Hocaefendi temsil ediyor. Bir tek Hocaefendi var” sözlerini aktardı. Doğan tüm bunları görmezden gelse de verdiği “hizmetler”, “Paralel ile ne işimiz olur” açıklamasının yalandan ibaret olduğunun kanıtıydı.
(TAKVİM)
