Hürriyet gazetesi bugün Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Diyanet Vakfı’nın bütçesinden 1 milyon liraya Mercedes S500 model makam aracı alındığını iddia etti. Diyanet İşleri Başkanlığı ise aracın vakıf tarafından değil devlet bütçesinden alındığını ve rakamın 1 milyon değil çok daha altında olduğunu açıklayarak Hürriyet’in haberindeki o iddiayı yalanladı. Hürriyet gazetesi her ne kadar o haberini yayından kaldırsa da, ortada Diyanet İşleri Başkanı’nın tercih ettiği kocaman bir lüks Mercedes makam aracı gerçeği kaldı. Kamuoyunun aklında da “Yakıştı mı Diyanet?” sorusu oluştu.
“Diyanet İşleri Başkanı’na 1 milyon liralık Mercedes” haberi üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan bir açıklama yapıldı. S500 model aracın Diyanet Vakfı bütçesinden değil, Maliye Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde Devlet Malzeme Ofisi tarafından satın alındığı bildirildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden yapılan yazılı açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“3.12.2014 tarihli bazı basın yayın organlarında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Sayın Mehmet Görmez’e ve Başkanlık merkezindeki yetkililere Diyanet Vakfı bütçesinden lüks makam aracı alındığı şeklinde haberlere yer verilmesi üzerine milletimizin doğru bilgilendirilmesi adına aşağıdaki açıklamanın yapılması, zorunluluk arz etmiştir.
BAĞIŞLARA ŞEFFAF HARCAMA
Diyanet İşleri Başkanlığı, milletimize yönelik din hizmeti faaliyetlerini Türkiye Diyanet Vakfıyla dayanışma içerisinde yürüten bir kurumdur. Milletimizin hayır-hasenat inancının eseri olarak Türkiye Diyanet Vakfı’na emanet ettiği bağışlar, ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında milletimizin desteğiyle filizlenen dini ve hayri faaliyetlerle eğitim hizmetlerine harcanmakta ve bu harcamalar kamuoyuyla her vesileyle paylaşılmaktadır.
MİLLETİN EMANETİNE SAYGI
Milletimizin emaneti olan bağışlarla Sayın Diyanet İşleri Başkanı’na veya Başkanlık merkezindeki yetkililere lüks makam aracı alındığını veya benzeri lüks harcamalar için kullanıldığını düşünmek dahi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve onun milletin emanetine duyduğu derin saygıyı idrak etmemekle ilgilidir. Bu itibarla; söz konusu haberlerde yer verildiği şekliyle Türkiye Diyanet Vakfı imkânlarıyla Sayın Diyanet İşleri Başkanı’na ve Başkanlık merkezindeki diğer yetkililere makam aracı alındığı iddiası asılsız ve mesnetsiz olduğu gibi, medya etiği açısından da iyi niyetten uzaktır.
MECLİS DENETİMİNE AÇIK
Haberde yer verilen tüm araçlar, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’yla verilen izinlere ve Maliye Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde, Devlet Malzeme Ofisi tarafından gerçekleştirilen ihalelerle satın alınmış olup, satın alma bedelleri devletin resmi belgelerinde saydam bir şekilde kayıtlıdır. Harcanan rakamlar bahsi geçen haberde yer verilen rakamların çok altındadır. Ayrıca harcamaların tamamı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yanı sıra kamuoyunun denetimine de açıktır.
BÜTÇE KANUNU İLE YAPILDI
Türkiye Diyanet Vakfı’nın son yıllara yaptığı etkin faaliyetlerle ülkemizde ve dünyada edindiği çok kıymetli ve saygın konumunun milletimizin vicdanında uyandırdığı derin heyecanın her geçen gün arttığı bir dönemde, çirkin ve gayrıahlaki bir algı operasyonun bir parçası olarak tamamı bütçe kanunu ile sağlanan imkanlarla gerçekleştirilen harcamaları Diyanet Vakfı’yla ilişkilendirmek, insaf ve hakkaniyetten uzaktır. Bu gerçek dışı haberlerle ilgili hukukî işlemler ivedilikle başlatılacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
İFTAR SOFRASINA İSRAF UYARISI YAPMIŞTI
Kendisine bir milyon liralık makam aracı alınan Görmez Ramazan ayında İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında ise şunları söylemişti:
“İftar sofraları israf sofralarına dönüştürülmemeli. İftar çadırları gayesinin dışına çıkarak bir gösteri aracına dönüştürülmemeli. iftarlarda oluşan manevi atmosferi bütün bir yıla yayarak bu kardeşliğin kalıcı olmasını sağlayabilmeliyiz. Başlangıcı güzel bir düşüncenin ürünü olarak yolda kalan ve yoldan geçenlerin bir çorba ile oruç açmasıyla ilgili iftar çadırlarının son zamanlarda bu gayenin dışına çıkarak bir gösteri aracına dönüştürülmemesini özellikle kamu hizmeti yapanların dikkat etmesi gerekiyor. Dini hükümlerin ortaya konmasında asıl olan arkasındaki hikmetlerdir. Hikmeti kaybolan bir hükmün tabii ki İslam’ın istediği erdemi gerçekleştirmesi mümkün değildir.”
