MEDYAGUNDEM.COM- Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün çarpıcı bir yazıyla, “Ya Cemaat bu cuntayı ayıklayacak ya devlet” diye yazdı.
Cemaat içine yerleşmiş içinde darbeci bir kısım polislerin, savcıların, hakimlerin ve de cuntanın emriyle manşet atan, yalan haber yapan, tetikçi yazı yazan yeni bir Ergenekon medyası olduğunu da deşifre etti.
İşte Küçük’ün yazısından bölümler:
YENİ ERGENEKON MEDYASI
Şu an Türkiye’de bir kavga var. Kavga demokratik yolla iktidara gelmiş meşru, sivil hükümet ile bu hükümeti postmodern darbe yoluyla devirmek isteyen bir cunta arasındadır. Bu cuntanın merkezi Emniyet ve Yargı’nın içindedir. Nasıl ki eskiden TSK’nın içinde cuntalar vardı, şimdi de Emniyet ve Yargı’nın içinde cuntalar var. Demokratik siyaset kurumu eskiden darbeci askerlerle ve bunların medya ve yargı uzantılarıyla uğraşırdı. Şimdi de başımıza darbeci bir kısım polisler, savcılar, hakimler ve bir de bu cuntanın emriyle manşet atan, yalan haber yapan, tetikçi yazı yazan Yeni Ergenekon medyası çıktı…
YENİ DÖNEMİN DARBECİLERİ
Eski TSK cuntaları, kendilerine en ufak dokunma olsa hemen o kişileri TSK’nın, hatta Cumhuriyet ve Atatürk’ün düşmanı ilan ederlerdi. Eski dönemin darbecileri Mehmetçiklerimizi ve Mustafa Kemal’i kendi hukuk dışı faaliyetlerine kalkan yaparlardı. Şimdinin bürokrasi ve yargı cuntaları ise en küçük eleştiri getirenleri hemen tüm Hizmet Hareketi’nin ve Fethullah Gülen’in düşmanı ilan ediyorlar. Yeni dönemin darbecileri hepsi kardeşimiz olan Hizmet mensuplarını hukuk dışı faaliyetlerine kalkan yapıyorlar.
ERGENEKON TERÖR YAPILANMASINDAN ÖZDE BİR FARKLARI YOK
Ergenekon terör yapılanmasından özde bir farkları yok. Öyle bir imaj operasyonu yapıyorlar ki, cuntacı faaliyet emirlerini Gülen’in verdiğini ve tüm Hizmet tabanının bu darbeciliğin arkasında olduğunu ima ediyorlar. Hizmet tabanının yüzde 99’u asla darbeci eylemleri hoşgörmez. Buna adım gibi eminim. İşte o yüzden bu darbeci ekip dershaneler meselesini kendine kalkan yaptı. Dershaneler yoluyla cemaat tabanını konsolide etmek istedi. Hükümet son kararıyla onların elinden önemli bir kozunu aldı ve doğru yaptı. Dün gazetemiz Yeni Şafak’ta Atilla Yayla liberal demokrasilerde bürokrasinin haddini ve yerini anlatan çok güzel bir yazı yazdı. Haddini bilmez bürokratlar o yazıyı okusun, tavsiye ederim. Hatta şu cümleleri kapılarına assınlar: ‘Seçilmiş atanmışın önündedir. Bürokratların politikacılara tabi olması ilkesinin ana gerekçesi, politikacıların seçimle gelmesi ve dolayısıyla halkı temsil etmesi ve halk tarafından onlara hesap sorulabilmesidir. Politikacılar demokratik hesap verebilirlik özelliğine sahiptir, bürokratlar ise halk tarafından politik olarak hesaba çekilemez.’
O GAZETECİLERE İTİBARSIZLAŞTIRMA OPERASYONLARI
Bir darbe girişimi olan 7 Şubat’ın arkasındaki güvenlik bürokratlarının, ‘Feriştahı gelse Hakan Fidan’ı kurtaramazlar’ dediklerini cümle alem biliyor. Bu söz bile 7 Şubat’ın net bir Erdoğan’ı devirme darbesi olduğunu özetlemeye yetiyor. Bunu dile getiren her gazeteci-yazara Karanlık Kurul imasıyla üçüncü sınıf dizilerde itibarsızlaştırma operasyonu yapıyorlar. Aynı şeyi siyasi alanda Yalçın Akdoğan ve Hüseyin Çelik’e yapıyorlar. Ankara’nın nabzını en iyi tutanlardan saygın gazeteci Abdülkadir Selvi’nin de söylediği gibi Akdoğan ve Çelik AK Parti içinde cemaat noktasında en uzlaşmacı, en ılımlı iki aktör.
TEHDİT VE ŞANTAJ OPERASYONLARI
Hüseyin Çelik her zaman MKYK’larda cemaatin haklarını en çok savunan isim oldu. Mesela dershaneler konusunda ağzını açmadığı gibi MKYK’da herkesin içinde dershanelerden yana tavır koydu. Ama şimdi her zaman Hizmet’e yakın olmuş Hüseyin Çelik’e cemaatin kolladığı tetikçilerden inanılmaz tehditler geliyor. Çelik’i itibarsızlaştırmak için belaltı imalarla şantaj operasyonları yapıyorlar. Ve inanılmaz şekilde bu şantajcı, tehditçi kriminal tipleri cemaatin kimi üst düzey isimleri kolluyor.
EMNİYET VE YARGIDAKİ CUNTA İLE MEDYADAKİ UZANTILARI
Bütün bu tabloyu yan yana getirdiğinizde şu çıkıyor. Emniyet ve yargıda örgütlenmiş cunta ve medyadaki uzantıları bir savaş çıksın ve Türkiye perişan olsun istiyor. Bu uzantıların içinde bilindik ekip dışında Sözcü ve Radikal gazetelerinin de bir kısmı var. Bu cuntacı klik maalesef cemaat içinden de önemli destekler buluyor. Öte yandan Cemaat’in demokrasiye gerçekten inanan kesimi cuntacıların kendi içlerinden ayıklanmasını istiyor.
Bu ayıklanma ve sivilleşme operasyonunu ya Cemaat kendi içinde halledecek ya da devlet kendi enstrümanlarıyla bu vesayetçiler için gereğini yapacak. Demokrasi bundan böyle asla yara almayacak. Ya devlet başa ya kuzgun leşe.