MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, ‘hayırcılar koalisyonu’na restini çekerek, Başbakan Davutoğlu’nun teklif ettiği görevi kabul etti. Türkeş, bu tavrıyla, CHP, MHP ve HDP’nin AK Parti’ye yönelik tuzağı boşa çıkararak siyasette yaşanan tıkanıklığa ve ayak oyunlarına son verdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun resmi yazı ile geçici seçim hükümetine davet ettiği MHP Kurucu Genel Başkanı rahmetli Alparslan Türkeş’in Ankara Milletvekili oğlu Tuğrul Türkeş, çağrıya olumlu yanıt verdi. Türkeş aynı şekilde yazılı olarak bakanlık teklifini kabul ettiğini başbakanlığa bildirdi. MHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin takındıkları tutum nedeniyle bir koalisyon hükümeti kurulamadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kararı almak durumunda kaldı. Koalisyon görüşmeleri sırasında her şeye ‘hayır’ diyen MHP lideri Devlet Bahçeli, 7 Haziran’da erken seçimi ilk dile getiren lider oldu. AK Parti’yi sürekli CHP ve HDP ile koalisyona zorlayan Bahçeli, Meclis’in erken seçim kararı almasına da karşı çıkarak, seçim hükümetinde AK Parti ile HDP’yi yan yana gösterip, 1 Kasım seçimlerinde partisine siyasi malzeme çıkarmayı hesapladı.
OYUNLARI BOŞA ÇIKTI
Anayasa gereği oluşacak zorunlu seçim hükümetine bakan vermeyeceklerini günler önce açıklayan Bahçeli’nin bu planına CHP de ortak oldu. HDP ise diğer muhalefet partilerinin aksine böyle bir hükümette yer almak için çok istekli göründü. HDP’li yöneticiler kendilerine isim dayatılması halinde bunu kabul etmeyeceklerini ifade etmelerine rağmen, daha sonra ağız değiştirerek, her şartta böyle bir hükümette yer alacaklarını belirtti. Böyle bir siyasi manevra ile CHP-MHP ve HDP’nin AK P arti’ye karşı kurduğu tuzak, Tuğrul Türkeş’in hamlesi hamlesiyle boşa çıktı. Türkeş, bakanlık teklifi kabul ederek, 7 Haziran’dan buyana siyasette yaşanan tıkanıklığa ve ayak oyanlarına son verdi.
1997’DE BAHÇELİ İLE YARIŞTI
MHP Ankara Milletvekili Türkeş, 1997 yılında babası Alparslan Türkeş’in ölümünün ardından MHP Genel Başkanlığı için adaylığını koydu. 17 Temmuz 1997 günü yapılan kurultayda Bahçeli ile yarışan Türkeş, diğer 6 adayın Bahçeli’yi destekleyerek yarıştan çekilmesi üzerine genel başkanlığı kaybetti.
KENDİ PARTİSİNİ KURDU
1997’de yapılan kurultayda genel başkan olamayan Türkeş, MHP’den ayrılarak Aydınlık Türkiye Partisi’ni (ATP) kurdu. Kurduğu partinin genel başkanlığını yapan Türkeş, Doğru Yol Partisi (DYP) ile koalisyon yaptı. DYP, 3 Kasım 2002 seçimlerinde barajı aşamayınca Türkeş, parti genel başkanlığını ve siyaseti bıraktığını açıkladı. 5 yıl siyasetten uzak kalan Türkeş, üçüncü kez MHP’den milletvekili seçildi.
7 Haziran seçimlerinden sonra MHP’den bir ismin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğü iddiaları ortaya atıldı. Bunu dillendiren Bahçeli, bu kişiyi tespit ederse gereğini yapacağını açıkladı ancak Erdoğan ile görüşen ismin Tuğrul Türkeş olduğunu öğrenince gereğini yapmadı.
Davutoğlu’ndan teşekkür telefonu
Gelen olumlu yanıt üzerine Türkeş’i telefonla arayan Başbakan Davutoğlu, teşekkür etti. Davutoğlu, Türkeş’e telefonda, “Teklifi kabul ettiğiniz için ve Anayasal bir talep olan yazıya bu şekilde yanıt verdiğiniz için ve gösterdiğiniz devlet adamlığı sebebi ile size ayrıca teşekkür ediyorum” sözleriyle hükümette yer almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Davutoğlu, Türkeş’le önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu içerisinde kendisi ile ilgili nasıl bir görevlendirme yapılacağı hususunda bir araya gelecek. Ayrıca kulislerde Türkeş’in Başbakan Yardımcılığı görevine getirileceği de konuşuluyor.
Kesin ihracı istendi
Türkeş’in teklifi kabul etmesine partisinden sert tepki geldi. Önce Türkeş’e ‘istifa et’ çağrısı yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, daha sonra bir açıklama daha yaparak ‘İstifası beklenmeyecek. Türkeş kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilmiştir” dedi. Semih Yalçın “Türkeş partiden ihraç edilecek. Yani MHP kontenjanından bakan olamayak. Bundan sonrasını Başbakan düşünsün. Şu andaki durum Anayasa’ya aykırıdır” iddiasında bulundu.
Twitter’dan hakaret yağdırdı
7 Haziran’dan beri kurguladığı seçim stratejisi alt üst olan MHP lideri Devlet Bahçeli, Tuğrul Türkeş’in istifasına ağır ifadelerle karşılık verdi. Twitter hesabından değerlendirmeler yapan Bahçeli şunları kaydetti: Tarih turnusol kağıdı gibidir; ihanetle sadakati tasnif etmekle kalmaz, geleceğin hafızasına nakleder. Vatan ancak hak eden, ancak layık olan gönüllerde namus timsali olur. Vatan davadır, dava ise inançtır, irfandır, iffettir. Bunlardan nasibini alamayanlar için vatan kuru bir toprak parçasıdır. Vatan vefadır, vefa ise adamlıktır, Allah korkusudur, utanma duygusudur. Değerlerini menfaate tahvil etmişler için vatan boş bir hayaldir. Vatan sabırdır; mirasyediler idrak edemez. Vatan yürek atışıdır; korkakların eline bırakılamaz. Vatan Türkiye’dir, asla bölünemez.
HDP’liler kabul etti
Müslüm Doğan, “Parti olarak da sürece katılmak istiyoruz. Kişisel olarak hareket etmeyeceğim, partinin kararına göre hareket edeceğim” diye konuştu. Levent Tüzel, “Tabii ki görevi kabul edeceğiz. Bu konuda grubumuzun kararı var. Hangi bakanlık olduğunu bilmiyoruz ama en iyi şekilde yerine getireceğiz” dedi. Ali Haydar Konca, “Ankara’da partimizin yetkili organlarıyla değerlendirme yaptıktan sonra bir karar verilecek. Bu Anayasal bir düzenlemedir. Anayasal düzenlemeden kaynaklanan bir görevden ve sorumluluktan partimiz kaçmayacaktır” dedi.
Reddeden kişiler
Deniz Baykal, teklifi, “Parti ahlakına uygun hareket edeceğim. Kapsamlı bir yanıt vereceğim” şeklinde değerlendirdi. Erdoğan Toprak, “Ben partimin ilkelerine bağlıyım. Partimin aldığı karara uyacağım. Kendilerine bu teklif için teşekkür ederim. Ancak bu sürecin partimin ve benim düşünceme göre doğru olmadığına inanıyorum. O nedenle de görevi kabul etmeyeceğim” dedi. İlhan Kesici, “Parti olarak ortak bir açıklama yapılacak. Bu açıklama istikametinde hareket edeceğiz. Ben teklifi kabul etmeyeceğim” diye konuştu.
TEKLİFE ÜZÜLDÜM
Tekin Bingöl, mektubun henüz kendisine ulaşmadığını vurgulayarak, “Gelsin bir, ne yanıt vereceğimi biliyorum ben” açıklamasını yaptı. Ayşe Gülsün Bilgehan, yazılı açıklamasında “CHP’nin ilkeleri doğrultusunda, mevcut siyasi şartlarda, önerilen görevi kabul etmediğimi, saygılarımla bildiririm” ifadesini kullandı. Meral Akşener, “Parti tüzel kişiliklerini ve şahsi beyanları yok saymanızı siyasi nezaket dışı olarak gördüğümü üzülerek belirtir, bir kez de yazılı olarak bakanlık teklifinizi kabul etmediğimi bilgilerinize sunarım” dedi.
Teklifi reddetti görevini bıraktı
MHP Genel Başkan Yardımcısı Kenan Tanrıkulu, Davutoğlu’nun bakanlık teklifinin ardından partideki görevinden istifa etti. Tanrıkulu istifasının ardından şu açıklamayı yaptı; “Tarafıma mektupla teklif edilen Bakanlar Kurulu üyeliğini kabul etmediğime dair yazımı Başbakanlığa iletmiş bulunmaktayım. MHP’nin Genel Başkan Yardımcısı’na böyle bir teklifin yapılması cürretine tepki olarak, MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevimden bugün (dün) itibariyle ayrılıyorum.” MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise Tanrıkulu’nun istifasının kabul edildiğini blirterek “İstifa etmesi haysiyetli bir davranış bir tepkidir” dedi.
(YENİ ŞAFAK)
tarih turnusol kağıdı gibiymiş ihanetle, sadakati tasnif edermiş, Bahçeli! nin bahsettiği sadakat kendisine karşı olan sadakat. Vatana karşı olan sorumluluk bahçelinin lugatından çoktan çıkmış, kendi küçük hesapların için ülke yangın yeriyken herşeye hayır, hayır, hayır diyeceksin sonra da kalkıp ihanetten bahsedeceksin ihanetin önde gideni senin yaptığındır. Bu milleti herhalde salak sanıyorsun herşey gözümüzün önünde yaşandı.
Tekir yaylasında aslanlar gibi kükreyip, Bülent ve Rahşan Ecevit ikilisinin karşısında kediye dönen Bahçeli, büyük bir basiretsizlik örneği vererek desteklediği koalisyonla bir yığın fecaate yol açmıştı. Faturasını milletçe ödemiştik. Derin devlet kalıntısı bu kifayetsiz lider taslağı, kifayetsizliğini örtmek için devlet terbiyesini ayaklar altına alıp seviyesizliğin dibini bulmuştur.
Devlet Bahçeli, gerçek ülkücüleri MHP’den ve ülkü ocaklarından tasfiye etmekle görevlendirilmiş bir üst akıl projesidir. Verilen bu görevi hakkıyla ifa etmiş, MHP’yi ideolojik zemininden uzaklaştırmış, davasından koparmış, sosyolojik milliyetçilikten ırkçılığa kaydırmıştır. Milliyetçi-muhafazakâr parti gitmiş, yerine ulusalcı- kemalist bir parti gelmiştir. Görevini tamamlamış ve dolayısıyla miadını da doldurmuştur. Son manevraları, bir yerlerden manipüle edildiğinin, iplerinin başka ellerde olduğunun ispatıdır.
Son seçimde yattığı yerden, hiç bir gayret ve başarı göstermeden oylarını artırdı. Bu devran hep böyle gider zannediyor. İş başa düştüğünde ipe un seriyor. Koalisyon istemiyor. Azınlık hükümeti istemiyor. Üstelik, erken seçim de istemiyor. Aslında bir güzel pataklanmak istiyor ve bu arzusuna önümüzdeki seçimde kavuşacak. Seçimde boyunun ölçüsünü alınca MHP’liler adam gibi bir genel başkan arayışına girseler iyi olur. MHP seçim öncesi BARAJ, seçim sonrası ise LİDER problemiyle karşı karşıyadır.