Dijital medya ve ‘kaos’a son’ çabamız
Dünya genelinde internet medyası “prestijini” katlayıp “konvansiyonel medya” ürünlerine fark atarken, Türkiye de sürekli kan kaybediyor ve “olması gereken yere” bir türlü gelemiyor. Bunun birçok sebebi olmakla birlikte asıl sorun bu sektörü temsil ettiğini iddia edenlerin “sicilleri” ve sektörü kendi çıkarları doğrultusunda “tetik mekanizması” gibi kullanmaları… Size sadece bir örnek: Bu kişilerden “başkan olduğunu” iddia eden bir kişiye benim açtığım davalar sonucu verilen ceza; “SANIK HAKKINDA VERİLEN MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN açıklanmasının geri bırakılması ve 5 yıl DENETİM altında tutulması”… Aslında bu adamların “temsil ettikleri” veya “temsil etme” güçleri yok, yaratılan tek gerçek var; ALGILAMA, ALGI OYUNU!
Sevgili dostlar, sektörde çok iyi yerlere gelmiş, kaliteden ödün vermeyen “ürünler” ve bunları yöneten çok değerli insanlar var. Sorun da tam bu noktada başlıyor aslında; VAR ama “büyük medya şemsiyesi” altında tetikçilik yapanlar, “kaliteli insan” kaynağını sektörden soğutmuşlar ve kaçırmak için her şeyi yapmışlar… Konu sadece İstanbul ile de sınırlı değil, Anadolu ve Trakya’ya yayılmış binlerce yerel mecra olmasına rağmen “adlarını duyurmaları” ve reklam verene ulaşmaları zor hatta imkansız!
“İnternet Medyası” çok haklı sebeplerle bu haliyle “Siyasi Otorite” tarafından da ciddiye alınmıyor ve tanınmıyor. Bazıları yüzünden oluşan bu tıkanıklık “bütün sektörü” zora sokarken, “reklam kartelleri-tetikçiler ve çeteleşme dinamikleri” arasında kurulan kirli ilişkiler “BÜTÜN’ü” ölüme zorluyor! Bu noktada bir tespit daha yapmam gerekli; ellerinde hiçbir dayanak olmadan yaptıkları haberler ile “karalama” kampanyası yapan internet sitelerine reklam vererek destek olanlar da “onların suçuna” bilerek-bilmeyerek ortak oluyorlar, destek veriyorlar! Reklam verene çağrı yapıyorum; nereye reklam verdiğiniz dikkat edin, kontrol edemediğiniz hesaplaşmalara ortak olarak sonra üzülmeyin!
Sevgili dostlar, İstanbul, Anadolu ve Trakya’dan yüzlerce “mecra” ve yöneticisi-sahibi ile yaptığımız uzun süren çalışmalar sonucu Türkiye’de sektörü ileriye taşıma adına bir dernek kurmak için yola çıktık. “Türkiye Dijital-Sosyal Medya Derneği” ismi altında örgütlenip, sektörün ileriye taşınması için her türlü çabayı sarf edeceğiz. Bu noktada Türkiye’de yerleşik bütün mecra sahiplerine seslenmek ve bu sürece katılmak istiyorlarsa bize ulaşmaları çağrısı yapmak istiyorum… Bize ulaşın, sorunlarınızı çözmek-ileriye doğru adım atmanıza birlikte imkan yaratmak için her şeyi yapalım…
Sonuç: Dijital medya geleceği ve temsil ettiği değerlerin ileri taşınması açısından çok önemli ve Türkiye’de mutlaka belli bir noktaya taşınmalı. Bir televizyonun genel yayın yönetmeni olmama rağmen beni de çok heyecanlandırıyor. Bu noktada Derneğin kurucu Başkanı olarak bugünden itibaren var olan www.yirmi.dort.tv ve kurduğumuzwww.yirmidorthaber.com, net, com.tr internet sitelerimizin Genel Yayın Yönetmenliğini de bizzat üstleneceğim. Türkiye’de geleceğin medyasını oluşturmak için attığımız bu adımın sektöre ve ülkemize hayırlı olması dileklerimizle. ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!
Deniz Baykal Uzan’la buluştu mu?
Çok güvendiğim bir isim bir detayı aktardı; Mayıs ayının son günlerinde manzara aynen şöyle: Deniz Baykal ve Cem Uzan Paris’te bir otelin lobisinde bir köşede beraber hararetli bir konuyu tartışıyorlar. Bilginin doğru olduğuna ben inanıyorum. Bu noktada konu hakkında açıklama Baykal’a düşüyor: Cem Uzan ile buluştu mu? Neden ve ne konuşuldu? Deniz Bey gibi şeffaf bir insan kamuoyunu mutlaka aydınlatacaktır…
İş Bankası-CHP hattında
Adnan Keskin, bir bakıyorsunuz CHP’de, bir bakıyorsunuz İş Bankası yönetiminde! Konu “Keskin” değil, düşünülmesi gereken “etik ve dinamikler”!
Her şey doğal mı? Bilmiyorum, siz düşünün! Bir banka hele İş Bankası gibi kredi verme imkanı yüksek bir kurum “bu sayede” nasıl ilişkiler yaratabilir? Ben sadece girişi” yazdım, konu çok derin, sorgulamaya devam edeceğiz…
YİĞİT BULUT/STAR