Anayasa Mahkemesi(AYM) “hak ihlali var” gerekçesiyle Can Dündar ve Erdem Gül’e tayliye yolunu açmıştı. AYM’nin alelacele dosyayı ele alması ve kısa sürede karara bağlaması da eleştiri konusu oldu. Yüksek Mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül’ün dosyasını 84 günde, Deniz Seki’nin dosyasını ise 13 ayda karara bağlamıştı.
Can Dündar ve Erdem Gül’ün hak ihlali dosyasını sadece 84 günde karara bağlayan Anayasa Mahkemesi’nin, ünlü sanatçı Deniz Seki Hakkında 13 ayda karar verdiği ortaya çıktı. AYM’de 22 bin de dosya bekliyor. Deniz Seki hakkında 2009’da “kullanmak için uyuşturucu madde kabul etme veya bulundurma” ve “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçlarından kamu davası açıldı. Seki’nin mahkeme tarafından çarptırıldığı 6 yıl 3 ay hapis cezası, Yargıtay’ca onanarak kesinleşti.
‘CAN MAĞDUR OLMASIN’
Seki, yerel mahkeme kararının üzerine Anayasa Mahkemesi’ne 15 Nisan 2014 günü hak ihlali başvurusu yaptı. Sanatçının hak ihlali başvurusu, Anayasa Mahkemesi tarafından 25 Haziran 2015’te sonuca bağlandı. Anayasa Mahkemesi başvuruyu “açıkça dayanaktan yoksun” olduğu gerekçesiyle kabul edilemez buldu. Deniz Seki’nin avukatı Naim Karakaya da Sabah Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurduklarını belirten avukat Karakaya, oradan gelecek sonucu beklediklerini belirtti. Atabeyler Operasyonu’ndan tutuklu bulunan yüzbaşı Murat Eren de, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasına karşı Anayasa Mahkemesi’ne yapığı hak ihlali başvurusuna 13 aydır cevap bekliyor. Eren’in askeri mahkemeden aldığı yine 4 yıl 2 aylık cezaya yaptığı bireysel başvuru ise tam 29 ay sonra reddedilmişti. Eren’in avukatı Hüseyin Ersöz de konuyla ilgili olarak, “Süreçte görev alan polisler hakkında soruşturma başlatılmasına ve kararı veren hâkimlerin açığa alınmasına karşın Murat Eren’in halen cezaevinde tutulması kamu vicdanını zedelemektedir” dedi.
‘SAYGI DUYMUYORUM…’
Afrika yolculuğu öncesi AYM kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Ben Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara sadece sessiz kalırım o kadar. Ama onu kabul etmek durumunda değilim, bunu da çok açık net söyleyeyim ve verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. Niye? Çünkü ortada bir gerçek var. Bakın bu bir beraat kararı değildir, bu bir tahliye kararıdır.” diyerek eleştirmişti.
