Anayasa Mahkemesi’nin tartışmalı kararı sonucu tahliye olan Can Dündar’ın, yargılanması sürerken tutukluluk halinin devamına karar veren mahkemeye itiraz etmemesinin nedeni ortaya çıktı. Dündar’ın AYM’nin kendisine tahliye kararı vereceğini bildiği iddia edildi.
MİT TIR’larının durdurulması ardından Cumhuriyet Gazetesi’nde FETÖ/PDY lehine haber ve yazıları sebebiyle örgüt işbirlikçiliği, casusluk ve darbe suçlamaları kapsamında tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi’nin tartışmalı bir kararı ile tahliye olan Can Dündar’ın AYM’nin kararını önceden bildiğini gösteren önemli bir ayrıntı ortaya çıktı. Dündar’ın avukatlarının iddianamenin kabulü esnasında tutukluluğun devamına karar veren 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına karşı 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz hakları olduğu halde itirazda bulunmadıkları öğrenildi.
İÇ HUKUK YOLLARI TÜKETİLMEDİ
İç hukuk yolları tüketilmeden doğrudan AYM’ye yapılan başvuru AYM tarafından kabul edildi. Bu karar bizzat AYM’nin hazırladığı “66 Soruda Bireysel Başvuru Hakkı” konulu kitapçıkta yer alan “İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kanunlarda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının başvurucu tarafından tüketilmesi” şartının açıkça ihlali anlamına geliyor. 7. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandıktan sonra 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz eden Dündar’ın avukatları tahliye için gerekçe hazırlama ihtiyacı bile duymadı. Avukatların AYM’ye başvuruyu çok önceden planladıkları, bu nedenle gerekçe hazırlama gereği duymadıkları öne sürüldü. 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin itiraz başvurusunu reddetmesinin ardından Dündar’ın avukatları AYM’ye koştu. Bu sırada soruşturma aşaması tamamlanan iddianame 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme iddianameyi kabulü ile birlikte dosyadaki tutuklu sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutukluluğunun devamına hükmetti. Bu karara karşı 7 gün içerisinde 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne avukatlar itiraz hakkını kullanmadı.
MAHKEME JET HIZIYLA KARAR VERDİ
Anayasa Mahkemesi, Dündar ve Gül’ün başvurularını 40 gün içerisinde işleme koyarak ilginç bir uygulamaya imza attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın twitter ile ilgili hak ihlali başvurusunu 2 yıldır gündemine almayan yine binlerce başvuruyu bekleten AYM, Can Dündar ve Erdem Gül’ün dosyasını ise jet hızıyla gündeme aldı. Başvurudan itibaren 40 gün içerisinde görüşülen dosya ile ilgili iç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğinin ilgili mahkemeye sorulması gerektiği halde AYM’nin sorma gereği bile duymadığı öğrenildi. Avukatların 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz hakları olduğu gerçeğini görmezden gelen AYM, tahliye kararıyla Bireysel Başvuru Şartları arasındaki “İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için kanunlarda öngörülmüş olan idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının başvurucu tarafından tüketilmesi” maddesini açıkça ihlal etti.
FETÖ ÖNCE DİNLEMİŞ
Can Dündar’ın örgüt tarafından uzun süre ‘Organize suç örgütü mensubu’ olduğu gerekçesiyle dinlendiği, 5 bin 172 telefon görüşmesinin kaydedildiği ortaya çıktı. Böylece Dündar ile FETÖ arasındaki ortaklığın nasıl başladığı da ortaya çıktı. Mahkemeye yazılan talep yazısında FETÖ dosyalarından tutuklu İstanbul Eski İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in imzasının bulunması dikkat çekti.
AMAÇ KAYIT YAPMAKTI
FETÖ’den tutuklu dönemin İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Erol Demirhan’ın da dinleme talebine imza attığı belirlendi. Paralel polislerin Dündar’ı dinlenmesindeki amaçlarının ise Dündar’ın ilişkilerini kayıt altına alabilmek olduğu kaydedildi. Dündar’ın dinlendiği dönemde bir kadınla görüşürken paralel polisler tarafından çekilmiş fotoğrafları medyaya servis edilmişti. Dosya VİP dinlemelere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında da tahkikat konusu yapıldı.
(Yeni Şafak)