Kurtlar Vadisi Pusu’nun 180. bölümünde, Lale Zara’yı iç politika değişikliği için kurban eden Sencer, 181. bölümde, dış politika için ‘Hoca’ lakaplı Bakan’ı kurban olarak seçti. Dizinin son sahnesinde savcı Leyla, Polat Alemdar’ın kurşunuyla yere yığıldı. Hainin kim olduğunu öğrenen Sencer Bey Abdülhey ile birlikte tuzağa düştü. atv’nin fenomen dizisinde soluk soluğa bir bölüm ekranlara geldi.
Adil beye yaptığı darbenin ardından İhtiyarlar Heyeti’nin başına geçen Sencer, müzakerelerin durdurulması için Lale Zara’yı öldürterek provokasyon hedeflemişti.
HOCA DA İHTİYARLAR’IN ESKİ ÜYELERİNDEN!
181. bölümde, Sencer, Hoca’nın ölüm emrini verdi.
Hoca’yla önce yüzyüze görüşüp, politika değişikliği isteyen Sencer, Hoca’nın kararlı tavrını görünce onu ortadan kaldırma yolunu seçti.
Sencer’le yüz yüze konuşan Hoca’nın, İhtiyarlar Heyeti’nin eski üyelerinden biri olduğu ortaya çıktı. Hoca, aktif görevi seçerek siyasete atılmış ve Bakan olmuştu.
SENCER: “KÜRESEL GÜÇ OLMA İDDİASINDAN VAZGEÇMELİYİZ!”
Ülkenin küresel güç olma iddiasından vazgeçmesi taraftarı olan Sencer, Adil beyin yolundan gitmekte direten Hoca’yla uzun uzun konuştu. İkili arasında şu diyalog gerçekleşti:
HOCA: Adil Bey’in sizin de, benim de yetişmemizde çok büyük katkıları olmuştur. Yokluğunda onun hedeflerini gerçekleştirmek bize düşüyor.
SENCER: Adil Bey’in bizlere katkısı tartışılmaz elbette. Ancak hedefleri konusunda ben sizinle aynı görüşte değilim.
HOCA: İç ve dış politikaya yönelik oluşturulan stratejiler sadece Adil Bey’in hedefleri değil. Hepimizin ortak hedefleri.
SENCER: Hepimiz derken neyi kastediyorsunuz hocam?
HOCA: Sizin şu anda başında bulunduğunuz, benim de bir zamanlar içinde bulunma şerefine nail olduğum oluşumu kastediyorum.
SENCER: Hocam, içinde bulunduğunuza göre, işleyişimizi çok iyi bilirsiniz. Biz stratejilerimizi orta ve uzun vadeli hedeflere göre çizeriz. Hedeflerimizde bir sapma yok, fakat stratejilerimiz değişti. Küresel güç olma stratejimizin yeterince olgunlaşmadığı kanaatindeyiz.
HOCA: Bunun için 25 yıldır çalışıyoruz. Şimdi bu stratejilerden sapma hem halkımızda, hem de bölgemizde bize güvenen insanlarda büyük bir hayal kırıklığına sebep olur.
SENCER: Hayal kırıklığı boş hayal görmekten iyidir hocam. Türkiye manevra alanını sonuna kadar kullandı. Batı dünyası ve kurumlarından daha fazla uzaklaşma lüksümüz yok. Bu stratejilerde devam edersek, bedeli ya bölünmek olur, ya da bu bölgede tümden yok olmak.
HOCA: Biz dışişlerinde çok boyutlu politikayı benimsiyoruz. Batı’yı dışlamadığımız gibi, eskiden olduğu gibi, Doğu’yu da görmezden gelmiyoruz.
SENCER: Dış politikada aktör olmak için, öncelikle güçlü ve istikrarlı bir ekonomiye ve toplumsal barışa ihtiyacımız var.
HOCA: Bunun için, iç politika hedeflerimizin en öncelikli olanı, toplumsal barışı sağlayıp, 30 yıldır süren terör meselesini çözmek. Fakat bunların hepsinin birlikte yürütülmesi gerekiyor. Bunlardan birini erteleyip diğerini öne alırsanız hiç birini başaramazsınız.
SENCER: Hocam siz Adil Bey’le çok fazla mesai yapmışsınız. Büyük devletler bizim bölgesel güç olmamızı engellemek için ne terörün bitmesine izin verirler, ne de ekonomik istikrarı korumamıza müsade ederler. Bizim iç barışı sağlamak adına attığımız cesur adımlar büyük devletler tarafından engellenince, devletimizin itibarı ve presjtiji çok büyük zarar görüyor. Devletler için en büyük zafiyet, vatandaşlarının devletin zaafiyet içinde olduğunu düşünmesidir.
HOCA: Uluslararası toplumdan soyutlanmış dışa kapalı bir Türkiye‘nin vatandaşına verecek hiçbirşeyi yok. Bilgi ve iletişim teknolojileri artık, diktatörlükle yönetilen ülkelerin bile içine kapanmasına müsade etmiyor. Komik duruma düşeriz.
SENCER: Hocam, görüşleriniz için teşekkür ederim. İstifade etmeye çalışacağız. Fakat sizden istirhamım, kendinizi artık komik duruma düşürmeyin.
HOCA: Ben sizin kararınızla siyasete girmedim. Kimsenin kararıyla da siyasetten çekilmemi beklemeyin. Adil Bey de olsa benim bu tavrıma destek verirdi.
SENCER: Siz beni yanlış anladınız. Ben sizin siyasetin içinde olmanızdan çok memnunum. Çekilmenizi asla arzu etmem. Zira, işleyişimizi bilen biri olarak, aldığımız kararların uygulayıcılar tarafından sorgulanamayacağını en iyi siz bilirsiniz.
İşte Leyla’nın vurulma sahnesi: