VERTİGO
Latince, dönme anlamına gelen Vertigo, hareket duygusunun yitirilmesi ve baş dönmesi hastalığının adıdır.
İnsan bir defa yakalandı mı, bu berbat hastalığa baş etmek de çok zorlanır, yataktan kalkamaz, yakalanan insanda sürekli olarak, her taraf dönüyor, başımı tutamıyorum, yer ayağımın altından kayıyor, kafamın içi boşalıyor, gözlerim kararıyor şeklinde belirtiler sıklıkla duyulur, aslında bu bir denge kaybıdır.
Modern Tıp, dengenin nasıl kaybolduğunu ve sağlandığını henüz tam olarak çözememiştir. Çok fazla organın rol oynadığı karışık bir durumdur. Bizim Amerikalı top sakal da dengesini fena kaybetmiş vaziyette olduğunu gösteren acele bir makale kaleme almış veya sabah uyurken acı acı çalan bir telefon sesiyle uyanmış, telefondaki ses “hala yatıyor musun” diye sitem ettikten sonra, “Çabuk kalk, internete gir ve Abdülkadir Selvi’nin köşe yazısını oku, yazacağın konu başlıkları mailine gönderildi, gün içinde katılacağın Habertürk TV’de ve twitter’da bu konuyu işleyeceksin” dedikten sonra cevap beklemeden telefonu kapatmış, ne yapsın bizim top sakal Amerika’daki günlerini düşünüp derin bir iç çektikten, zorla yataktan kalkarak, internetin başına geçip, içinden artık rahat bir yere tayin etsinler beni yoruldum düşünceleriyle birlikte, mecburi görevine başlamış,
Şimdi bakalım Abdülkadir Selvi’nin yazısına…
* PKK militanlarını bir daha dönmemek üzere, bir nevi intihar saldırısı seklinde Türkiye’ye gönderiyor, hedefleri, Şemdinli’de hükümet konağını, sağlık ocağını, milli eğitimi ele geçirmek. Suriye’deki gibi PKK bayrağı çekmek.
* MİT ve devletin diger güvenlik kurumları bu duruma müsaade etmiyor. Tedbir alıyor ve Şemdinli’de PKK hezimete uğruyor.
* Devletin, istihbarat konusundaki ve karakollarındaki eksikliklerinin ne olduğunu dile getiriyor, yapılabilecek olanları sıralıyor.
* Çeşitli çevrelerin dile getirdiği, TSK ve Dışişleri’ne yönelik eleştirileri ile Barzani konusunda kafasına takılanları yazıyor.
Son olarak yani Amerikalı top sakalın uykusundan uyanmasına yol açan şu soruları soruyor:
“MİT, PKK’ya sızdı diye yapmadığınızı bırakmadınız,
PKK’ya sızmak için haber ajansı kurduğunu ortaya çıkardınız,
MİT’e, PKK’ya niye sızmadınız diye sormamız gerekirken, tüm isimler deşifre edildi,
Peki, bu durumda kime hizmet edildi ?
Yoksa, Suriye’de Kürt hareketlenmesinden önce, karşı operasyona mı maruz kaldık?
Kendi elimizle inşa ettiğimiz yapıyı mı yıktık?”
Yani savcıların sorması gereken soruları dillendiriyor Selvi; “bir çuval inciri kim berbat etti” diyor.
Dikkat ederseniz 7 Şubat’daki Başbakan’a yönelik tertiple ilgili, Hükümetin düşürülmesi planı ile ilgili bir şey yazmıyor. Sadece 30 yıldır Türkiye’nin başındaki belayı bertaraf etmek için hayatlarını ortaya koyarak çalışma yapan, devletin istihbarat toplamakla görevli mensuplarını, MİT’in planlı faaliyetleri, niye deşifre edildi, bu insanlar neden yargı ve medya ile başbaşa bırakıldı diye bir soru soruyor.
Aslında sorunun cevabı içinde gizli, kendi ülkelerine menfaat sağlamak adına Türkiye karşıtı her türlü enstrümanı kullanıp, açık operasyon yapan, Mossad ve CIA ajanlarının, savaşlara neden olmuş enerji pastasından pay kapmak amacıyla canı dişinde çalışan MİT’in zor duruma düşürülmesi…
Top sakal kardeşliğinin kendi ülkesini niye hedef seçtiği, zeytinyağı gibi üste çıkıp, “bakın PKK ne güzel saldırı yapıyor. PKK, çok stratejik bir örgüt zaten, MİT satılmış bir kurum” diye yazılar yazıp, kanal kanal dolaştıkları, daha rahat anlaşılıyor değil mi?
Top sakal kardeşliğine vatan haini misiniz demiyor, siz dengenizi mi kaybettiniz diye soruyor.
Amerikalı top sakal, zaten dengesini çok uzun süre önce kaybettiği için alelacele yayınladığı yazısında özetle;
*Abdülkadir Selvi’nin Ankara’nın en iyi kaynaklarına sahip yazarı olduğunu belirttikten, PKK’nın çok iyi hazırlanmış, mükemmel bir saldırı yaptığını, devletin ve güvenlik güçlerinin perişan olduğunu, Allah’tan tesadüf denen bir olgunun var olduğunu ve tesadüfen PKK’nın büyük saldırısının engellendiğini,
*Uçağın, helikopterden hızlı olduğunu bunu A.Selvi’nin bilmediğini belirterek, İHA’larda lazer sistemi olduğunu, helikopterin bu sistemi göremediğini onun için uçakla vurmanın gerekli olduğunu, (Uludere’de de uçakla vurulan alanı, helikopterle vurmak gerekliydi diyerek tam tersini söylüyordu) askerden kaçan bir adama göre fazla hevesli bilgilerle dolu dolu anlatıyor,
Son olarak’da “İşte tam da bu nedenle biz fecaati yalanlarla başarı diye yutturmaya çalışırsak bu ülkede terör bitmez…” diye özlü bir söz koyuyor.
Bütün yazının yazılma sebebi olan asıl meseleyi, soruyu çok önemsemiyormuş havalarında sanki sonradan ek’lenmiş bir husus olarak not diye yaptığı eklemede; “KCK sanıklarının içinden MİT elemanları çıktığı için 7 Şubat’tan bu yana KCK yapısına yönelik ciddi ve etkili operasyonlar yaptırılmıyor” diyor.
Bu hain adama yazılacak çok cevap var ama sadece son üç ayda Hakkari bölgesinde 70 kişinin göz altına alındığı KCK operasyonlarının, haber linkini vermekle yetineceğim:
http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Hakkaride-KCK-operasyonu/746510/
http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Hakkaride-KCK-operasyonu-40-gozalti/758275/
http://www.yenieksen.com/haber/guncel/hakkaride-kck-operasyonunda-16-kisi-gozaltina-alindi/57872.html
http://www.samanyoluhaber.com/
http://www.yenieksen.com/
“KCK yapısının beynine sızmış olan MİT bir yandan KCK’ya operasyon yaptırmıyor. O halde neden KCK içindeki adamlarından gelen bilgileri güvenlik birimleriyle paylaşıp PKK’nın Şemdinli ve Çukurca’yı kuşatmasına izin veriyor? Asıl tartışmamız gereken bu…” diye bir de soru koymuş Amerikalı top sakal sabah uykusundan uyandırılmanın verdiği kızgınlıkla…
Top sakallı kankalarınla birlikte, Emniyet İstihbarat’dan aldığınız bilgilerle, yaza yaza, konuşa konuşa MİT ajanlarını, planlı istihbarat operasyonlarını deşifre ettiniz, dengesiz adamlar, şimdi de ortada istihbarat filan yok her şey tesadüf diyorsunuz.
Bu devlete en büyük zararı veren top sakal çetesinin gerçek yüzünü, ortaya çıkarmaya devam edeceğim.
ERDEM YAVUZ