Ulusalcı yazar Nihat Genç, Oda TV’de CHP’nin “alkış” üzerine seçim stratejisini ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu yerin dibine soktu. İşte “Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu” yazısı:
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Eser kişilik gerçek şöhret sahibi yazarları Halk TV’den telefon edip kovduğunuz için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! İç ve dış politikada yılların tecrübesi itibarlı güvenilir birikimli siyasileri harcayıp dışladığınız ve yerine şaibeli parti geçmişi ve tüzüğüyle dalgasını geçenleri getirdiğiniz için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Bir büyük kitle partisini umut olmaktan çıkartıp ‘karikatür’ haline getirdiğiniz için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! CHP’yi AKP HDP süreç ve oyunlarına kuyruk yaptığınız için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Toplumsal hastalıkları programınıza almak değil hasta kişilikleri bulup buluşturup partiye taşıdığınız için!
Ellerimiz avuçlarımız patlayıncaya seçime kadar alkışlayacağız!
Türkiye’nin en büyük kitle partisini hangi cesaret hangi güçle birkaç yıl içinde boş çuvala döndürtmeyi başardığınız için alkışlayacağız!
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Onur itibar haysiyet ve sözü geniş kitlelerce dinlenir siyasi ve yazarları sepetleyip partiyi bir ‘reklamcının’ cin fikirlerine teslim ettiğiniz için.
Reklamcınızı da alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Cin gibi adam doğrusu! Milyon dolarları cebe atıp seçimi niçin kazanamadık bahanesini daha bugünden trafo kediye yüklediği için.
…
Asya toplumlarında Çin Hindistan bir hanedan geleneği vardı padişah ölünce saray halkı da canlı canlı mezara gömülürdü.
Padişahın kadınları ve tüm saray halkının canlı canlı gömülmesinin rasyonel bir dayanağı vardı, canlı canlı gömülmek istemeyen herkes padişahı yaşatmak için çaba sarfedecek.
Padişahın zehirlenmesinin önüne geçmenin en kestirme yolu bu gelenektir, padişah zehirlenirse herkes onunla canlı canlı gömülür, zehirlenme tehlikesine karşı alınmış doğrusu müthiş bir gelenek!
Ancak bu gelenekler tarihte kaldı.
Sizi bugün zehirleyenlerden hiç kimse seçim sonrası sizinle canlı canlı mezara girmek istemeyecek.
Bakın Kılıçdaroğlu! Tarihte bugün Anadolu coğrafyasında da hala yaşar, çiftçilerin bir toprağı tarlası olduğu için çatışma karşısında kaçamayacakları için uyum gösterirler, ama hayvancılık yapan göçebeler öyle değil, çatışma çıkarsa alır başlarını giderler, yanisi Kılıçdaroğlu bugün partiye taşıdığın isimlerin tarlası yok ekini yok hepsi ‘hayvan’ güdüyor, bir zaman da CHP’yi güderler ama hezimet başlayınca alır başlarını giderler.
Alkış dediğin gönülden gelecek içten gelecek, suni kar gibi film setinde yağmur gibi senaryodan kolpadan ‘alkış’a bir de kaç milyon dolar ödediniz!
Eski toplumun kanaat önderleri yağmur duasında yağmur yağdırmayı başaran üfürükçü hocalardı, ancak bu hocalar muska parasını yağmur yağdırmayı başarırlarsa alırlardı.
Toplum önderleri üfürükçüden reklamcıya cin siyasetçiye değişti ancak reklamcılar eski hocalardan daha anasının gözü fondaki bu efekt alkışların parasını çoktan almışlar.
Silahlı Kuvvetleri bir cin ordusu tarafından ele geçirilen bir ülke partisinin bu cin ve üfürükçü reklamcılar tarafından ele geçirilmesini hepimiz mazur görüp anlayışla karşılamalıyız.
Tarihimizin en önemli seçimi ilan ettiğiniz seçim kampanyasında büyük mucize buluşunuz bu mudur, biz alkışlayacağız cukkayı reklamcılar götürecek, vallahi helal olsun.
Amerika’nın projesi daha iyiymiş, AKP’yi durdurmak bütün kanalları ve yazarlarıyla PKK’nın partisini destekleyip hepimizi AKP karşısında PKK’lı olmaya davet ediyorlar, şimdi seçmen şaşırdı kaldı, AKP’yi durdurmak için PKK’lı mı olalım yoksa bu üfürükçülerin efekt alkışlarına mı katılalım?
Türkiye’nin önüne koyulan iki seçenek işte bu kadar yerseniz, AKP’yi durdurmak için ya PKK’lı olacaksın ya da baştan aşağı bu dümen tezgah şaibe adamları gözümüzü yumup seçime kadar alkışlayacağız!
Bu kadar yorulmanıza masrafa gerek yoktu, modern teknoloji kahkaha efekti gibi siz konuşurken pekala alkış efekti yapabilir, bir saniyelik bir düğmelik iştir, milyon dolarları ortaokul bebesinin dahi yapabileceği bu işe niçin harcadınız?
Yoksa cin reklamcınız seçim sonrası ‘elim kırılsaydı da oyumu vermeseydim’ diye hayıflanacak seçmenleri şimdiden alkışlatıp sandıktan önce ‘ellerini kırmayı’ mı hedefliyor(!)
Kardeşlerim, kültürsüz toplumlar savaşı dahi beceremez!
Neyin iyi neyin kötü olduğunu öğrenebilmemiz için ‘eser’e gerçeklere yaşanmış acı trajedilerin hikayelerine ihtiyacımız var.
Düşmanlık öğrenmeyi bilgi sanıyoruz.
Bu alkış kampanyası bunlar hava civa.
Toplumsal hastalıkları başımıza gelen felaketlerin neden sonuç ilişkilerini değil rakiplerin açıklarını kollamayı marifet sanıyoruz.
İşte nice yetenekli birikimli siyasetçiler aday seçimlerinde göz göre göre öldüler, adlarını sayacak hatırlayacak kadar dahi zamanımız dahi olmadı, ölünüzün cenaze merasimine dahi zaman kalmamışsa yeni ölümlerin yeni kelle uçurmaların kuyruğuna üstelik alkışlarla çoktan girmişiz demektir.
Bir orta Afrika kabilesinde tüberküloz kolera malarya salgın kol geziyor, antropologlar kabilenin bu bulaşıcı ölümcül hastalıklara karşı hangi çareler ürettiğini nasıl mücadele ettiğini anlamaya çalışıyor, sonunda, kabilenin ‘yıldırım çarpmasına’ karşı müthiş bir beceri geliştirdiğine şahit oluyorlar.
Ve soruyorlar, yıldırım çarpmasından çok az insan ölüyor ve yıldırım düşmesi nadir bir olay, oysa kolera tüberküloz hergün var, içecekleri suları yiyecekleri yemekler dışkıları hijyen hiçbiriyle uğraşmıyorlar.
Tüberküloz ya da koleraya sıtmaya karşı değil neden yıldırım çarpmasıyla mücadele ediyorlar sorusu basittir, çünkü o ilkel toplumun kanaat önderi lideri büyücülerdir, büyücüler o toplumun çıkar sahipleridir.
Büyücüler koleraya karşı çözüm getiremeyeceklerini iyi bilirler, ama yıldırım çarpmasını pekala tedavi edebilirler. Çünkü yıldırımın nereye ne zaman düşeceği adamın başına yıldırım düşmemişse büyücünün tedavi ettiğini sanacak.
Yıldırım düşmemiş insanlar pekala büyücünün marifetleri yüzünden yıldırım düşüp ölmediğine inanır…
Çıkar grupları gün gelir toplumu partiyi ele geçirir ve ‘sorunların ne olduğuna’ artık onlar karar verirler.
Trafoya kedi girmese de bugünden garantisi mi var pekala ‘yıldırım’ düşebilir?
Zaten Fenerbahçe otobüsüne saldırı gibi bir ‘yıldırım’ı milletçe beklemiyor muyuz?
Kardeşlerim, batıl inançları çürümüş gelenekleri koruyan büyük bir ordu halen ülkemizde yaşamaktadır: Cin ordusu. Cin, çarpmasıyla meşhurdur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin itibarlı deneyim birikim sahibi ve kitlelerin sevgisini kazanmış onlarca siyasi ismi CİN ÇARPMIŞ’tır.
Türk Ordusu’nu tasfiye eden cin ordusuyla CHP’yi hepimize alkışlatan aynı CİN ORDUSU’dur. Zaten ne kadar üfürükçü var kaç zamandır Halk TV’de üfürmeye başlamadılar mı?
Anadolu toprakları iki yüz yıldır modernizasyon savaşı veriyor. AKP cemaat ve tarihteki uzantıları hepsi modernizasyona karşı kurulan ‘cin ordularıdır’…
Bu savaş modern kurumların gücünü direnişini varlığını ortadan kaldırmak için en had safhaya varmıştır…
Korkutucu olan bu savaşa girenlerin modern toplumu anlamayan çözemeyen kültürsüz insanlar oluşlarıdır ve büyük bir kültürsüzleşmeye sebep oluyorlar.
Modern kurum ve özgürlükleri hukuku ortadan kaldırırlar ama yerine hiçbir şey ikame edemezler, kültürsüzlük taşıdıkları geleneği dahi çürütür, kültürsüzlük partileri tarlaları hesleri suyu elektriği üretimi her yeri sarar ve çürütür.
Ve siz hüngür hüngür ağlamak ve birden alkışlamak ve birden ağlamak yine alkışlamak gibi bir seçimden başka seçime duygusal çalkantılar içinde gidip gelirsiniz.
Oysa sorun çok basittir, bu toprakların yüzlerce yetenekli haysiyetli birikimli itibarlı liyakat sahibi insanları vardır, geriye dönüp yedi seneye bakın, partinizden ordunuza basınınıza kadar her yerden bu ‘kültür’ bu ‘birikim’ neden kovulmuştur kim kovmuştur niçin kovulmuştur?
Ve şimdi de liyakatı birikimi onuru haysiyeti KOVMUŞ DIŞLAMIŞ bu şaibeli insanları bizlere ‘alkışlatıyorlar!’
Ne diyelim: KOCAMAN ALKIŞ!
Nihat Genç
Odatv.com