Yeni Şafak gazetesinde Hasan Öztürk’ün “Dün Medine, bugün İstanbul: Vatanı savunmak boynumuzun borcu” başlıklı yazısı şöyle:
Bir tarafta FETÖ’ye kol kanat geren, PKK’nın Suriye kolu PYD’ye silah, teçhizat hatta füze veren Amerika.
Öbür tarafta PKK’yı himaye eden, Türkiye’yi “ambargo ile tehdit eden” Avrupa.
Bir başka tarafta DAEŞ’i “İngiliz anahtarı” gibi kullanan devleti olmayan küresel aktörler.
LALETTAYİN KINAMALARLA GEÇİŞTİRDİLER
Feto’yu Pensilvanya’da koruyan, 15 Temmuz darbe teşebbüsüne saatler sonra tepki veren, PYD’yi “kara gücü” olarak gören Amerika, Beşiktaş’taki terör eylemi konusunda ne düşünüyor olabilir?
PKK’lıları koruyan onların her türlü faaliyetine izin veren… Türkiye’de “terörden yargılanan” Can Dündar’a geçici pasaport verip korumaya alan Almanya, Çevik Kuvvet Polislerimize yönelik bombalı saldırı konusunda gerçekten ne düşünüyor olabilir?
DHKP-C militanı Fehriye Erdal’ı 21 yıl boyunca görmezden gelen, bugün göstermelik mahkeme kuran, PKK’yı terör örgütü kabul etmeyen Belçika, Beşiktaş’kaki çifte bombalı eylemi nasıl değerlendiriyor olabilir?
PKK ve PYD militanlarını Elize Sarayı’nda “kahramanlar gibi” ağırlayan Fransa, 44 canımıza mal olan terörist eylem konusunda ne düşünüyor olabilir?
Devleti olmadığı halde terör örgütlerini “orduları” gibi kullanan küresel aktörler, PKK’nın polislerimize karşı giriştiği kanlı terör eylemi karşısında nasıl tavır takınıyor olabilir?
Soruları çoğalttıkça çoğaltabiliriz.
Ancak soruların tamamının ortak bir cevabı var: Üstün körü kınamalar ve lalettayin açıklamalar.
MEMLEKETİMİZE GÖZ DİKTİLER, ÜZERİMİZE KÖPEKLERİNİ SALDILAR
Bir şey daha söylemeliyiz tam burada: Bütün bu ülkelerin ve yapıların içeride satılmış, alçakları var. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın deyimiyle, “Köpekleri!”
Coğrafyamızı lime lime edenler bunlar. Libya’yı parçalayanlar, Suriye’yi, Irak’ı kan gölüne çevirenler bunlar.
Yetinmeyip şimdi de Türkiye’ye göz dikenler bunlar.
Tıpkı Irak gibi… Tıpkı Suriye gibi… Tıpkı Libya gibi olmamız için kullandıkları taşeron terör örgütleriyle topyekun çullandılar bize… İçerideki “köpekleri” ile birlikte.
FETÖ ile darbe yapmaya kalktılar birkaç kez. En son 15 Temmuz’da tanklarla, uçaklarla, bombalarla, makineli tüfeklerle millete saldırdılar.
30 yıldır kan döken terör örgütü PKK ile doğu ve güneydoğudaki şehirlerimizi, kan gölüne çevirdiler. Yetinmediler, Türkiye’yi güneyden kuşatmaya kalkıştılar PYD eliyle.
Bize de Ortadoğu’daki her hangi bir ülke muamelesi yapmaya kalkıştılar.
Millet bütün olup bitene feraseti ile karşılık veriyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın duruşuyla ve söylemiyle Türkiye meydan okuyor.
Ve bizi coğrafyamızdaki herhangi bir ülke gibi görüp, lime lime etmeye çalışanlar, içimizdeki “hainler” satılmışlar ve alçaklar üzerinden savaşı derinleştirme çabasında. Son Beşiktaş’daki kanlı eylem bunun işareti.
“Yedi düvele karşı savaşmak ne” denirse “Biz bunu daha önce kaç kez yaşadık” diye cevap veririz. “İçimizdeki satılmış hainler eliyle bizi teslim almaya çalışmak ne” denirse, “Biz bunu bir çok kez gördük en son Medine Müdafaası’nı hatırlayın” diye cevap veririz.
İçimizdeki hainler, satılmışlar ve alçaklar eliyle bizi lime lime ettikleri tarih ve olayları unutmadık.
Hatırlayın!
DÜN LAWRENCE ŞERİF HÜSEYİN’İ, BUGÜN BATI PKK’YI
Dün Lawrence’nin kandırıp, örgütlediği bazı Arap aşiretler Hicaz’da başımıza musallat olmuştu…
Bugün Michael Rubin’ler, Hanri Berkley’ler gibilerin eliyle yönlendirilen FETÖ, PKK gibi örgütlerle Anadolu’da başımıza musallat oluyorlar.
Fakat bilmiyorlar, tarihimizde son nefesimizi verinceye kadar nasıl mücadele ettiğimizi. Ve hem içerideki hainlere hem onların ağababalarına karşı nasıl bir direnç gösterdiğimizi.
Bakın 100 yıl önce Fahrettin Paşa, Medine Müdafaası sonrasında Efendimiz’e (as) veda anında neler yazmış günlüğüne:
“Kimi kolsuz, kimi bacaksız kalmış askerlerin, birbirlerine sokulup yardım ederek halsiz, mecalsiz bir durumda, son defa Haremüşşerif’i ziyaretle Ravza’ya yüzlerini sürerek dualar ede ede yaptıkları veda, görülecek şeydi. İngiliz altınları ile beslenerek Türk’e diş biler hale getirilmiş bazı sözde Araplar bile bu manzara karşısında gözyaşlarını tutamamışlardı. Bizimle beraber Medine’de kalıp aylarca süren muhasaranın her türlü sıkıntısını çekerek açlığına bile katlanan yerli Araplarsa tam bir matem havası içinde hüngür hüngür ağlıyorlardı.”
Dün Medine’yi Hicaz’ı içerideki hainlerle düşüren İngiliz aklı, bugün yine içimizdeki hainlerle İstanbul’u, Ankara’yı düşürmeye çalışıyor.
Oysa o hainlere karşı millet topyekun direnç içerisinde. Ay-yıldızlı bayrağını kapan Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Boşnak’ı, Abaza’sı islim üzerinde.
100 yıl önce içimizdeki satılmışlarla bizi lime lime edenlere bu kez fırsat vermeyeceğiz.
Dün Medine’yi nasıl savunmuşsak, bugün İstanbul’u, bugün Anadolu’yu yani vatanın tüm sathını müdafaa edeceğiz.
Şüphesi olan, korkan şimdiden aramızdan çekilsin.
Madem bize yöneldiler. O halde ölmek var dönmek yok bu yoldan.
Başta Beşiktaş’taki bombalı eylemde şehit olan 44 vatan evladına ve cümle şehitlerimize rahmet diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.