Düne kadar terör devleti ve katil dedikleri İran’a bugün Cumhuriyet gazetesi tarafından orantısız yaltaklık yapılıyor.
MEDYAGUNDEM.COM- Düne kadar “terör devleti”, “Uğur Mumcu’nun katili”, “gerici şeriat ülkesi” dedikleri İran’dan bugün Cumhuriyet gazetesi orantısız övgülerle söz ediyor.
Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok gibi çoğu Cumhuriyet gazetesi yazarı aydın, akademisyen, gazeteci pek çok isim katledildikten sonra Cumhuriyet gazetesinin manşetleri hep şöyleydi:
“Türkiye İran Olmayacak!”
İran “şeytan”dı, “katil”di.
Bugün Cumhuriyet gazetesi Fetocu terör örgütünün operasyon merkezi oldu.
Değişim bununla kalmadı, Türkiye’deki laik ve ulusalcı hassasiyetin bir numaralı savuncusu konumundaki gazete, birçok haber, yorum ve köşe yazısında şeriat tehlikesi adı altında sürekli İran’ı referans gösteren gazete, geçtiğimiz Ağustos ayında İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’e özel makale yazdırdı.Bu yazı da sürmanşetten yayınlandı.
CUMHURİYET’İN İRAN AŞKI ORANTISIZ YALAKALIĞA DÖNDÜ
Cumhuriyet’teki İran aşkı bugünkü nüshasında orantısız bir yaltaklanmaya kadar vardı.
Bugün Cumhuriyet yazarı Nilgün Cerrahoğlu’nun köşesini okuyanlar orantısız İran yalakalığını görünce şaşırdı kaldı.
Öyle abartılı övgüler yağdırdı ki, Aydın Doğan’ın CNN Türk’ünde teröre terör demeyen spiker Nevşin Mengü bile Cumhuriyet yazarı Cerrahoğlu’nun yorumundan rahatsız oldu, Twitter’da şu değerlendirmeyi yaptı:
Nevşin Mengü’nün bir özelliği de İran’da TRT adına gazetecilik yapması. Bir dönem TRT Türk’ün İran temsilciliğini yapan Mengü’nün Cumhuriyet yazarının ve laiklerin bugün aşırı İrancı olmasına tepkisi manidar.
Dünün katil ve terör devleti İran nasıl oluyor da bugün laiklerin ve Cumhuriyet gazetesinin dostu olabiliyor? Bu nasıl bir ilişki?
İşte Cumhuriyet yazarı Cerrahoğlu’nun ibretlik ve vıcık vıcık İran yalakalığı kokan yazısı:
(***)
Expo’da İran’ın ‘küresel sofra’sı…
“Expo Milano”da, en ruhu olan pavyonlardan biri İran…
Expo konuklarını kapıda daha “rahiyalar”la karşılıyor.
“Nane”, “lavanta”, “kekik”…
Çift taraflı öbek öbek girişe yerleştirilmiş bu hoş kokulu otlar; ziyaretçiyi anında bir “atmosfer”in içine alıyor.
İnce, ufak bir “akvaryum patika” üzerinden, yanları açık, oval uzun bir çadır şeklinde tasarlanan pavyonda yürürken; sağ tarafta dev ekranda, sürpriz kırmızı “narlar” patlıyor.
“Narın cennetin meyvesi olduğu söylenir!” diyor dev ekran: “İran’da 700’den fazla nar çeşidi vardır. İran halıları uzun yıllar narla renklendirilmiştir.”
“Küresel sofra” temasını işleyen İran pavyonu, bir sofra örtüsünün havalandırılan haline yapılan bir gönderme oluyor…
Alt katta, restoran bölümüne indiğinizde, iç içe geçen üç büyük havuzda akan şırıl şırıl sular ve fondaki yumuşak müzik de sizi hemen “İran mistisizmine” taşıyor.
İran, “Milano Expo”nun konseptini isabetle yakalayan ülkelerden biri.
Proje, sadece Expo’nun ana teması olan “Gezegeni beslemek ve yaşam için enerji” temasına sadık kalmakla kalmamış; aynı zamanda gelenlere “İran’ı duyumsatmayı” da başarmış ve “kokusu”, “tınısıyla” birlikte ziyaretçilere “bir tutam İran yaşatma duygusunu” geçirebilmiş.