Yeni Birlik gazetesinde İlnur Çevik’in “TÜSİAD IMF’Yİ GERİ Mİ GETİRMEK İSTİYOR?” başlıklı yazısı şöyle:
Başbakan Binali Yıldırım kurtlar sofrası TÜSİAD istişare toplantısında Türkiye’nin kendilerini seçkinler, elitler kulübü olarak gören iş adamlarına hitap edip derdini anlatmaya çalıştı… Bu çok cesur bir hareketti ama görülüyor ki bu zatlar dert dinlemeye ve zor günlerde hükümetin yanına yer almaya pek niyetli değil…
TÜSİAD başkanı Cansen Başaran Symes yaptığı konuşma ile elitler topluluğunun hükümete yardımcı olmayı bırak aksine ülkeyi krize sokup Türkiye’yi IMF ile yeni bir anlaşmaya zorlayıp ülkenin elini ve kolunu bağlamak ve darbede ülkeyi ele geçiremeyen Batı’ya bu sefer ekonomi yoluyla teslim olmamızı sağlamak…
Hanımefendi yapıcı uyarılarda bulunuyormuş… “OHAL kalksın, KHK da bitsin” demek ne kadar yapıcı ise… Sanki TÜSİAD bu ülkenin kanlı darbe gibi muazzam şok yaşamamış gibi davranıyor. Yani her şey güllük gülistanlıktı da durup dururken OHAL ilan edildi ve ülke KHK ile yönetiliyor gibi hava yaratılıyor. Sanki darbeyi ortaya çıkaran şartlar ortadan kalktı da normale dönüldü… Ülkede her şeyin normal görülmesi TÜSİAD gibi bozgunculara rağmen hükümetin gayretleri ile her şey normalmiş gibi yürümesi ve vatandaşın olumsuzlukları hissetmemesi… Marifet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarında…
Symes büyüme hızı tıkandı, işsizlik arttı, doların yüzde 15 değer kaybı gibi olumsuzluklardan bahsediyor ve bizde bu gemideyiz onun için uyarı yapıyoruz diyor. Ama gerçek şu ki geminin batmayacağını biliyor ama hükümete diş geçiremedikleri için IMF’ci yeni bir vesayet düzeni peşinde…
Yoksa sizin amacınız 2008 öncesine dönmek ve IMF ile anlaşmak zorunda kalmış bütün yetkileri Batı’ya devredilmiş bir hükümet mi? Sayın Symes, konuşmalarınızın “hükümete ayar veriyor” imajını kuvvetlendirdiğini ve kitleler tarafından çok itici bulunduğunu anlamanızda faydalar var.
türkiyenin en büyük sorunu batıyla tamamen içiçe geçmiş, çıkarları batıyla aynı safta olan komprador sermaye sınıfıdır daima böyle olmuştur ve bu sınıfın ilk 2-3 ündeki isimler cumhuriyetin kurulduğu yıllarda devlet tarafından milli sermaye oluşturmak gibi iyi bir amaçla semirtilmiş, desteklenmiş ancak sonrasında uluslararası ortaklıklar yoluyla bu isimler tamamen türkiye karşıtı bir yapıya bürünmüşlerdir şimdi artık yabancı ortaklıklarla kompradorlaşmış menfaati ab ile abd ile birleşmiş yapılar ülkeden tasviye edilir yerine yeniden devletine tamamen bağlı milli bir sermaye sınıfı yaratılır, körfez, asya, rus sermayesinin ülkede daha fazla güçlenmesi sağlanırsa bu şekilde tüsiad yalnız başına bir güç merkezi olmaktan çıkar güç dengesi oluşur ve istediği gibi piyasaları manipüle edemez aslında sadece bu ülkenin değil tüm dünyanın sorunu tüsiad gibi yapılar bu yapıların görev şemasında en tepede dünyayı yöneten 62 aile vardır tüsiad üyesi türkiye en zengin aileleri rockefeller ın onursal başkanı olduğu cfr nin türkiye şubesinin başkanı ya da üyesidir bunlar gizli bilgiler değil yani manzara ortada tüsiad rockfeller ın türkiye bayisidir o kadar bu bayilik iptal edilmeden ya da tamamen etkisizleştirilmeden piyasa diktatörlüğüne son verilmeden bu ülke bağımsız bir ülke olamaz