Aydınlık gazetesi bugün şok bir manşetle çıktı. Gazetenin iddiasına göre, geçen ay Davos Ekonomik Forumu toplantılarına katılan heyet, uluslararası finans kuruluşları Merrill Lynch ve Goldan Sachs üzerinden Batı dünyasına Eylül ayına kadar Erdoğan’ı Saray’a hapsedip etkisizleştirme sözü verdi. İşte Aydınlık’ın haberi…
Davos’ta uluslararası finans kuruluşları Merrill Lynch ve Goldman Sachs üzerinden Batı’ya “2016 Eylül ayına kadar Tayyip Erdoğan’ı Saray’a hapsetme, etkisizleştirme ve tek adam görüntüsünden kurtulma” sözü verildiği ortaya çıktı.
Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, 20-23 Ocak tarihleri arasında yapılan Davos Ekonomik Forumu toplantıları sırasında Türk heyetinde bulunan bazı kişiler uluslararası finans kuruluşları ile özel görüşmeler yaptılar.
Yapılan görüşmelerde Türkiye’nin ekonomik durumu ve siyasetindeki gelişmeler ele alınırken, özellikle finans kuruluşları Merrill Lynch ve Goldman Sachs’la yoğun görüşmeler oldu. Yapılan görüşmelerde Batı’ya bu kuruluşlar üzerinden mesaj verildiği öğrenildi.
ALİ BABACAN’IN ROLÜ
Davos’a Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ekonomi bürokratları katılmıştı.
Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomide ‘çift başlılık’ olarak algılanma riskinin tartışıldığı Davos toplantısının olduğu günlerde Davutoğlu’nun Ekonomi Danışmanı Ali Babacan’ın isminden içeride değil, daha çok uluslararası sermayeyi çekme açısından dışarıda yararlanılacağı belirtilmişti. Buna göre Babacan, uluslararası yatırım kuruluşları ve finans kurumlarının tepe yöneticilerine hem görünecek hem de yakından tanıdığı bu isimlere Türkiye’yi anlatacaktı. Babacan’ın toplantılara katıldığını gösteren fotoğrafları AKP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, Twitter hesabından paylaşmıştı.
AKP İÇİNDEKİ F TİPİ
Bu süreçte AKP içinde yaşanan gelişmeler “Eylül’e kadar Erdoğan’ı saf dışı bırakma” anlaşmasını doğrular nitelikte oldu. AKP’de yaşanan krizle Erdoğan-Davutoğlu ilişkilerinin kopma noktasına geldiği vurgulanırken, AKP’nin iktidara geldiği günden beri partide ve hükümette en üst görevlerde bulunan yöneticilerin çıkışları tartışılıyor. Partide “organize” hareketlerden söz edilirken, F tipi örgüte yakın AKP’lilerin parti içinde yaşanan rahatsızlığı arkalarına almak için çaba gösterdikleri ifade ediliyor.
‘MANİSALI LAWRENCE’
AKP’nin ağır toplarından Bülent Arınç, 30 Ocak akşamı CNN Türk’te Taha Akyol’un programına katıldı. Dolmabahçe mutabakatından Erdoğan’ın haberi olduğunu söyledi. İsim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve çevresini hedef aldı. Bu program sonrası AKP karıştı. Erdoğan’a yakın parti yöneticileri ve yazarlar Arınç’ı topa tuttu. Yazar Hilal Kaplan, Arınç için “Manisalı Lawrence” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın yakın çevresi sosyal medyada Arınç’a karşı kampanya başlattı. Bunun üzerine açıklama yapan Arınç, “Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor” tehdidinde bulundu.
GÜL’LE TEMAS
Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre, Arınç’ın bu ifadeleri sonrası Saray’da yapılan “dar toplantıda” olaya müdahale edilmesi kararlaştırıldı. Bu gerilimin sürmesi halinde “Yeni Anayasa ve başkanlık” konusunda AKP’de ciddi firelerin yaşanabileceği gündeme getirildi. Bunun üzerine Erdoğan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le temasa geçti. Görüşmenin nerede yapılacağı tartışıldı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ında yapılması uygun bulundu. Hayrünnisa Gül’ün daha önceki tepkileri de dikkate alınarak görüşmenin eşli değil baş başa yapılması planlandı. Gül de görüşme öncesinde kendine yakın ekiplerle bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra Ankara’ya geldi.
ARINÇ VE ÇELİK’İN TEHDİTLERİ
3 saat süren görüşmede Türkiye’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar da gündeme gelse de esas konu parti içindeki ‘organize’ hareket oldu. Bülent Arınç ile Hüseyin Çelik’in, ekonomi, paralel yapı ve dış politika üzerinden yaptıkları tehditler krizin hangi boyuta doğru ilerlediğinin göstergesi oldu. Bu kişilerin siyasi bir oluşum başlatabileceği istihbaratı üzerinde duruldu. Bu arada, görüşme teklifi gittikten sonra Gül’ün kimlerle temas kurduğunun da titizlikle izlendiği öğrenildi.
ERDOĞAN’DAN SONRA ARINÇ
Gül, Erdoğan’la yaptığı görüşmeden sonra Bülent Arınç’la bir araya geldi. Görüşmeye Sadullah Ergin, Hüseyin Çelik ve Nihat Ergün de katıldı. Yaklaşık 2 buçuk saat süren görüşme sonrası Gül herhangi bir açıklama yapmazken, Bülent Arınç, “Umarım herkes bu açıklamalardan bir ders çıkarmıştır. Hükümetimizi ve ülke meselelerini görüştük, faydalı oldu” demekle yetindi.
İTTİFAK AHŞAP KÖŞK’TE BAŞLADI
Tayyip Erdoğan’ı Eylül’de Saray’a hapsetme faaliyetinin içinde Fethullah Gülen Örgütü, CHP ve HDP/PKK da yer alıyor. Fethullah Gülen Örgütü, AKP içindeki Abdullah Gül/Bülent Arınç grubuyla birlikte çalışıyor.
Aydınlık’a konuşan üst düzey bir CHP yöneticisi, Eylül’e kadar Tayyip Erdoğan iktidarına son vereceklerini vurguladı. Öte yandan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Başbakan Ahmet Davutoğlu’na çağrılarda bulunarak “Erdoğan’ın Doğu Perinçek önderliğindeki güçlerin kontrolüne girdiğini” belirtiyor. Demirtaş, Davutoğlu’na Tayyip Erdoğan’ı terketme çağrısı yapıyor. Amerika’nın Eylül Darbesi Planı’na böylece Abdullah Gül grubu yanında Fethullah Gülen Örgütü, CHP ve HDP/PKK yönetimi de katılmış bulunuyor. Bu arada Abdullah Gül ve Ali Babacan ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, koalisyon hükümeti kurmak için 1 Kasım seçimleri öncesi ABD’li bir diplomatın gözetiminde Emirgan’daki Ahşap Köşk’te buluştu. Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre HDP ve Fethullah Örgütü de kurulması planlanan hükümete katılacaktı.
AKP KULİSLERİNİN TEK GÜNDEMİ
AKP kulisleri hareketli. Ancak gündemlerinde ne Suriye krizi, ne de terör var. Şu anda AKP kulislerinin tek gündem maddesi parti içi kavga. Erdoğan çevresindeki gelişmeler anında Gül ve Arınç çevresine, Gül ve Arınç çevresindeki gelişmeler anında Erdoğan’ın çevresine iletiliyor. İki taraf içinde de karşı tarafa çalışan adamlar olduğu bilindiği için çok özel toplantıların eşlere bile söylenmeden yapıldığı ifade ediliyor.
DAVUTOĞLU DEVRE DIŞI
Bu gelişmeler yaşanırken devre dışı kalan isim Başbakan Davutoğlu. Davutoğlu ortalıkta görünmese de yakın çevresinin Abdullah Gül ve Bülent Arınç çevresiyle temas halinde olduğu, Erdoğan’ın da bunu bildiği vurgulanıyor. Erdoğan hükümetle ilişkilerini kendine doğrudan bağlı isimlerle yürütüyor. Bu durum da hükümet içinde sık sık krize yol açtığı bildiriliyor. Erdoğan, Meclis’le ilişkiler ve “Yeni Anayasa” çalışmaları konusunda da doğrudan Meclis Başkanı İsmail Kahraman’la çalışıyor.
PARTİDE ‘KİRLİ İŞLER’ PANİĞİ
Diğer yandan AKP’de “kirli işler, kirli çamaşırlar” açığa çıkacak paniği yaşanıyor. “Bölünme Anayasası ve Başkanlık” öncesinde “kirli işler”in açığa çıkmaması için harekete geçildi. Erdoğan’ın isteğiyle Abdullah Gül devrede. Gül ve Erdoğan çevresiyle yakın ilişkisi olan bir AKP’li, AKP’de yaşanan gerilimle ilgili olarak şunları söyledi: “Erdoğan normalde kimseyi dinlemez. Ama işin kötüye gideceğini anlayınca iş değişir. Bülent Arınç, Dolmabahçe Mutabakatı’nı Erdoğan’ın bildiğini ifade etti. Sert tepki gelince, ‘Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha bir çok hakikat gölgeleniyor’ diyerek ‘Her şeyi açıklarım’ diye tehdit etti. Arınç’ın bu açıklaması sonrası hesaplar karıştı. Anayasa ve Başkanlık için referandum hesapları yapılırken Türkiye gündeminin değişmesi, ‘kirli işlerin, kirli çamaşırların’ ortalığa dökülmesi her şeyi mahvedebilirdi. Şu anda ‘kirli çamaşır’ paniği yaşanıyor. Cumhurbaşkanı olaya müdahale etme ihtiyacı duydu ve istemeye istemeye Abdullah Gül’le görüştü.”
Batılılar Ak Parti ile Reis Arasında Fitne Çıkarma İhalesini Aydınlık ve Ateist Perinçek Grubuna vermiş görünüyor Medya gündem olarak siz bu haberi ciddiye alıp burada yayımlıyorsunuz. Doğu Perinçek ve Aydınlık Grubu daha önce Bekaa Vadisinde İmralı Canisini Ziyaret Eden Oradaki Teröristler Gül Dağıtan İslam Düşmanı Ateisttir. Aydınlığın Açıkladığı iddialar doğru olsaydı Paralelin güdümüne girmiş Damadı ve Kızı Paralel Operasyon öncesi Yurtdışına Kaçan B.A.nın Elinde Ciddi Belgeler olsaydı şimdiye çoktan açıklardı. B.A’nın derdi Ak Partiyi biz kurduk sonradan gelenler yönetici oldular diye kamuoyuna açıklamaları var Eğer Reis Partiyi B.A. Teslim Etmiş olsaydı Zaten Planın Ak Partiyi Pensilvanyaya Teslim edilmesi gerekiyordu bunu da B.A Eliyle Yapacaklardı. Bunu bilen Reis Partiyi B.A nın ihanet edeceğini gördüğü için partiyi teslim etmemiştir. Aydınlığın İddia Ettiğinin Aksine Reisin Elinde A.G. B.A. H.Ç. S.E hakkında çok Güçlü Belgeleri var. Reis İle A.G. Görüşmesinin Sebebi Reis A.G. ve Ekibinin hakkında çok Kirli Belgeler olduğunu akıllı durmadıkları taktirde fitne kazanını kaynattıkları taktirde Bunu Medyaya ve yargıya İntikal ettireceğini açıklamıştır. Bütün Davetlere Gelmeyen A.G. Hakkındaki Belgelerin duyunca koşa koşa saraya gelmiştir. Eylülde de Davosta ne karar alınırsa alınsın Gezi Olaylarında 17/25 Aralıkta Beceremeyenler Reisin En Güçlü Zamanında mı Operasyon Yapacaklarmış Öyle Olmasaydı Sorospu Çocuğu Reisten Randevu istemiştir fakat Randevu Verilmemiştir. Ak Parti Milletvekillerine gelince 17/25 Aralıktaki Tuzluklar bile Zaiyat verememiş ki şu anda Paralellerle hiç ilgisi ve kasetleri olmayan Sicilleri Temiz Milletvekilleri çoğunluktadır. Birileri Reis ile Davutoğlunun Hatta Hakan Fidanın Hatta Genel Kurmay Başkanın Arasını mı Açacakmış buna ancak :::)))))))))))))))))) Geçti Borun Pazar O Günler Eskidendi Başka Kapıda kendilerine Ekmek Arasınlar millet Uyandı.
Maalesef çağı okuyamıyorsunuz. Bu kusurdan dolayı ne dışarıdaki tabloyu, ne de içerideki manzarayı net bir şekilde göremiyorsunuz. Herşeyden önce bir bilgi toplumunun bireylerinden değilsiniz. Ama şunu çok iyi bilmelisiniz; Her olayın mutlaka bir arka planı vardır. Tarihin hafızasından habersiz olanların bilgi ve birikimleri hiçbir zaman bütünsel ve kapsamlı olamaz. Dolayısıyla bugünlerin dünlerini bilmeyenlerin yorumları sakat olur; bilgileri ve bakış açıları bulanık ve kopuk kopuk olur… Onu için; eskileri, hatta çok eskileri de araştırarak, okuyarak, geçmişi ayrıntılarıyla öğrenerek bugünleri konuşun ve tartışın. Aksi halde yazıp çizdikleriniz; atıp tutmaktan, magazin ve televoleden öte bir anlam taşımaz. Daha da ötesi; mevcut din ve düşünce anarşisini daha karmaşık hale getirebilirsiniz!