MEDYAGUNDEM.COM- Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır’ın medyada görüp görülebilecek en “sinsi gazeteci”lerden biri olduğunun altını sık sık çizeriz.
İşi gücü “kışkırtma”, “operasyon” olan Çakır’ın her şartta kendisini “gazeteci” diye pazarlaması ise manidardır.
Bir meseleye ilişkin analiz yaparken Çakır’ın son kertede hak ve hakikat için çabaladığını düşünmek herhalde saflık olur. Her yazısı bir “operasyonel” hedefe yöneliktir.
İşte bugünkü yazısı…
Şu satırlara bakar mısınız:
“Hükümet dershaneleri kapatarak, bürokrasideki varlığını en aza indirerek, faaliyetlerine doğrudan ya da dolaylı engeller çıkartarak, mali kaynaklarını kısarak cemaati zaman içinde iyice zayıf düşürmeyi hedefliyor. Hâl böyle olunca cemaatin elindeki kozları fazla zaman kaybetmeden kullanmasını bekleyebiliriz.”
Ne demek “Hâl böyle olunca cemaatin elindeki kozları fazla zaman kaybetmeden kullanmasını bekleyebiliriz.” cümlesi?
“Hadi Cemaat patlar elindeki belgeleri, bak zayıf düştün, öne geçmelisin, fazla bekleme kozlarını dök…” demenin, kışkırtmanın, el ovuşturmanın ve “şantaj teşviki”nin dik alası…
Açık açık “hadi Cemaat hükümete şantaj yap, ne duruyosun” demenin bizatihi kendisi…
Ruşen Çakır sivil bir iktidara karşı kurulan her türlü “darbe, “komplo”, “tezgah”a gazetecilik kılıfıyla “meşruiyet” kazandırma konusundaki maharetini yine gösteriyor…
Bu yazısı da Cemaat’e “çabuk davran elindeki şantaj malzemelerini ortaya dök” demekten başka bir anlam ifade etmiyor ve böyle bir adam Türkiye’de “Ben gazeteciyim” diye geziyor ya, insan gerçekten hayret de edemiyor artık.