Başbakan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Erhan Çelik’in sorularını yanıtladı. Gezi Parkı eylemleri ve Erdoğan’a yönelik eleştirileri değerlendiren Akdoğan’ın açıklamaları şöyle:
O SÖZÜ NEDEN SÖYLEDİM
‘Yedirmeyiz’ sözünü, böyle bir sıkıntı var diye söylemedim. Erdoğan, dünya çapında en güçlü liderlerden birisi. Üç dönem iktidarını korumuş bir lider. Son dönem bu olaylar üzerinden bir imalat yapılmaya çalışılıyor. Doğal olanın dışında algı geliştirilmeye çalışılıyor. Erdoğan, hırpalanmaya çalışılıyor, imajı değiştirilmeye çalışılıyor. ‘Başbakan’a ders verelim’ demek isteyenler var. Vatandaş Başbakan’ına sahip çıkmaktadır.
BAŞBAKAN’A TAHAMMÜL EDEMEYENLER VAR
Başbakan’ımızla ilgili bugün söylenen birtakım şeyler var. 10 yıl önce AK Parti’nin ne yapacağı belli olmadan üretilen bir korku vardı. Sonradan davalara da konu oldu. 10 yıldan sonra bu kadar icraat ortaya konulmuşken artık bunlar tutmaz. Birtakım eleştiriler elbette olur. Mesele Başbakan’ımızın siyasi üslubuna değil siyasi varlığına tahammül edemeyen bir kesim var.
‘YOL YAP, BARAJ YAP AMA İMAM HATİP YAPMA’
10 yılda Türkiye’de bir normalleşme evresi görüldü. Sana oy vermeyen yüzde 50’nin her türlü meselesini çöz ama sana oy veren kitlenin sorunlarını çözme. Böyle bir şey olabilir mi? Yol yap, baraj yap ama imam hatip yapma! Bu normalleşmeyi yaşam tarzına müdahale gibi algılıyorlar. Bunun karşılığı iktidarı devirmeye çalışmak değildir.
ERDOĞAN KLASİK SAĞCI BİR POLİTİKACI DEĞİL
Türkiye 10 yılda büyük bir dönüşüm geçirdiyse bu karakter sayesinde geçirdi. Erdoğan, klasik sağcı tipi bir lider olsaydı sürekli ezik, alttan alan bir lider bu dönüşümü yapabilir miydi? AK Parti, toplumdaki bütün eleştirileri dikkate aldığı için yüzde 50’ye geldi.
TÜRKİYE’DE ZIRCAHİL KÖŞE YAZAR TAKIMI VAR
Zırcahil bir yazar takımı var. Tamamen cahilce hareket ediyorlar. Bu konuda benim söylediğim çok belli. Adamlar bunların hiçbirini okumamış. Gazete başlıkları ile yazı yazarsanız o yüzeysellikle yanlış şeyler yaparsınız. Gazetelere baktığınızda Başbakan-danışman ilişkisi üzerine yapılan eleştirilerde bunu görüyoruz. Gazete başlıklarına göre değerlendirme yapıyorlar. Yüzeysel bilgiler üzerinden ahkam kesiyorlar. Bu da sorgulanması gerekiyor. O 100 tane yazı okuyorsa biz 500 yazı okuyoruz.