Katar kriziyle ilgili çarpıcı ayrıntılar ortaya çıktı. Krizin fitilini ateşleyen siber saldırıyla ilgili Katar bakın kimleri suçladı? İşte körfezdeki soğuk savaşın perde arkası…
Körfez’de Katar’ın ablukaya alındığı soğuk savaş ülkenin resmi haber ajansı QNA’da yayınlanan bir haberin arkasından başlamıştı.
23 Mayıs gecesi yayınlanan o haberde Katar Emiri Şeyh Temim Al Sani’ye atfen “ABD’ye karşı ve İran’ı destekleyici” açıklamalar yayınladı. Ancak Katar, haberi hemen yalanladı. Sitenin siber saldırıya uğradığını duyurdu. Söz konusu açıklamaların dikkate alınmamasını talep etti.
Ancak bu açıklama krizin başlamasına engel olamadı.
Çünkü krizi tırmandırma derdinde olan güçler vardı.
KATAR KRİZİ NASIL BAŞLADI?
Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayın yapan Al Arabiya ve Sky News Arabia kanalları, Katar’ın resmi olarak yalanladığı ifadeleri dillendirmeye devam etti.
Konuyla ilgili propaganda sürdü.
Suudi Arabistan, Birleşik Arapa Emirlikleri, Yemen, Mısır ve Bahreyn 5 Haziran’da yaptıkları açıklama ile Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurdu.
5 Arap ülkesi Katar’ı terörizme destek vermekle suçladı.
Hava sahalarını Katar’a kapattı.
Diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istedi.
Diplomasi kesilirken Katar’ın kendisini savunmasına da izin verilmedi.
Yapmayı planladığı yayınlar bıçak gibi kesildi.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır gibi ülkeler katar menşeli yayın yapan tüm yayın kuruluşlarına erişimi ülke içinde yasakladı.
Körfezde soğuk savaşın fitili ateşlenmişti.
Kriz tırmanırken Amerika’dan tansiyonu yükselten bir açıklama geldi.
Başkan Donald Trump “Yakın geçmişte Ortadoğu’ya yaptığım ziyarette ‘radikal ideoloj’ye maddi destek verilemeyeceğinin altını çizmiştim. Liderler de Katar’ı işaret etmişti. Bakın!” açıklaması yaptı.
TÜRKİYE’NİN KATAR DİPLOMASİSİ
Katar’a yönelik abluka sertleşirken Türkiye devreye girdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat diplomasi atağı başlattı.
Taraflara krizin bitirilmesi için çağrısı yaptı.
Erdoğan, “Terör örgütlerine karşı etkin bir mücadele verdiğini yakinen bildiğimiz Katar’ın bu şekilde izole edilmeye çalışılması hiçbir sorunun çözümüne katkı sağlamayacaktır. En kısa sürede Katar’a yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını ümit ediyorum. Çünkü Katar’ın bir terör zanlısı olarak tavsif edilmesini çok ağır bir itham olarak görüyorum.”
Karşı karşıya gelen ülkelerin kardeş ülkeler oldukları hatırlatıldı.
Bir yandan da ambargo nedeniyle sıkıntıya düşmemesi için Katar’a gıda desteği verildi.
Türk ürünleri katar marketlerinde yerini aldı.
Ayrıca Meclis’in Katar’a asker konuşlandırılmasına ilişkin anlaşma görüşmeleri öne çekilerek onaylandı.
Bu diplomatik ataklar krizin tansiyonunu düşürdü.
Arkasından Amerika’dan sürpriz bir adım geldi.
İlk olarak ABD’li bir danışmanlık şirketiyle Katar’ın denetlenmesi için anlaşmaya varıldı.
Ardından ABD Katar ile 12 milyar dolarlık silah anlaşması yaptı.
İki ülke orduları körfezde dev bir tatbikat düzenledi.
İşte tam da bu gelişmelerin sonrasında krizin perde arkasıyla ilgili çarpıcı gelişmeler oldu.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington Büyükelçisi Yusuf El-Uteybe’ye ait olduğu iddia edilen ve bazı hacker gruplar tarafından ele geçirilen e-postalar yayınlandı.
E-postalarda Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi’nin İsrail yanlısı Demokrasiyi Savunma Vakfı ile yakın ilişki içinde olduğu bilgisi vardı.
Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington Büyükelçisi’nin, İsrail ile birlikte Türkiye ve Katar’a karşı ortak politikalar geliştirmeye çalıştıkları iddia edildi.
SİBER SALDIRININ ARKASINDA KİM VAR?
Abluka sürerken Katar’dan çok çarpıcı bir iddia geldi.
Katar başsavcısı Ali Bin Fatis El-Meri, ülkesine yönelik kumpas kurulduğunu ileri sürdü.
Krizin başlamasına neden olan Katar Resmi Haber Ajansı’na yönelik siber saldırıyı düzenleyenlerin Katar’a abluka yürüten ülkeler olduğunu açıkladı.
El-Cezire’de yayınlanan haberde Katar başsavcısının sert suçlamalarına yer verildi.
Başsavcı açıklamasında,
“Katar Haber Ajansı’na yönelik siber saldırıyı, Katar’a yönelik ablukaya katılan komşu ülkeler düzenledi. Bu ülkelere suçlama yöneltmek için elimizde yeterli delil var.” ifadelerine yer verdi.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’e işaret eden Başsavcı Meri, bu suçlamaları söz konusu ülkelerden birine mi yoksa tümüne mi yönelttiğine dair bir bilgi vermedi.
Açıklamaların ardından körfez ülkeleri susarken Amerika’dan ses geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, yaptığı açıklamayla adeta Katar karşıtı karar alan ülkeleri suçladı…
Sözcü, “Körfez ülkelerinin katar hakkındaki iddialarının detaylarını henüz kamuoyu ile paylaşmamasına karşı şaşırmış durumdayız.” ifadelerine yer verdi.
ABD’den gelen bu açıklama Körfez’deki Katar karşıtı kararlara imza atan ülkelerde şok etkisi yarattı.
ABD’nin katar karşıtı cepheyi terk ettiği yorumlarına neden oldu.
ABD’nin açıklamasının ardından gözler, Katar’a karşı başlattıkları soğuk savaşta yalnız kalan körfez ülkelerine çevrildi.
Şimdi onlardan gelecek adım bekleniyor.
O adım krizin perde arkasının da daha netleşmesini sağlayacak.
Körfezdeki soğuk savaştan kimlerin rant sağlamaya çalıştığını açığa çıkaracak.
-AHABER-
