Star gazetesinde Mustafa Kartoğlu günün en önemli yazılarından birine imza attı. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta PKK’yı bugüne kadar hiç olmadığı şekilde nasıl başarılı şekilde vurduğunun kodlarını veriyor yazı. Türkiye’nin bağımlılıktan kurtulup güçlü bir ülke olarak neler yaptığını da gözler önüne serdi. İşte yazısı:
PENTAGON’A VE NEO-CONLARA YAKIN KANALDA ÇIKAN TÜRKİYE HABERİ
Türkiye’nin Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine yönelik hava operasyonu, birden fazla enteresan sonuçtan haberdar olmamızı sağladı.
O günlerde ABD medyasında çıkan bir haber Türk medyasında da dikkati çekti, ancak bir kez daha kayda geçelim.
Haberi veren Fox News kanalı.
Beşgen mimarisi nedeniyle ‘Pentagon’ olarak bilinen ABD Savunma Bakanlığı’na yakın bir kanal olarak tanınır. Haliyle, ‘Neo-Con/Yeni Muhafazakar’lara da… Neo-Con’lar, Washington’daki Demokrat yönetime rağmen özellikle son birkaç yıldır ABD dış politikasında etkin.
Ve AK Parti politikalarından da pek haz ettikleri söylenemez.
Habere gelelim;
Fox News, Pentagon kaynaklarına dayanarak, ABD askeri yetkililerinin Türkiye’nin Kandil’e hava operasyonlarından ‘endişe ve öfke’ duyduklarını belirtiyor.
Ayrıntıda şunlar var:
Operasyon sadece 10 dakika önce ABD’ye bildirildi. Bir Amerikalı askeri yetkili, “İttifak Hava Operasyonları Merkezi’ne bir Türk subayı geldi ve operasyonun 10 dakika içinde başlayacağını, Irak üzerindeki bütün ittifak uçaklarının derhal Musul’un güneyine inmesi gerektiğini söyledi. Çok öfkelendik. Çünkü ABD özel kuvvetleri, Türklerin bombaladığı yerden uzak olmayan bir bölgede Peşmerge birliklerini eğitiyordu. Türk uçakları hakkında bilgimiz yoktu, haberleşme frekanslarını, hangi yükseklikte uçtuklarını, arama işaretlerini bilmiyorduk, ayrıca onları radarda görmemize yarayan bilgiler de bize verilmemişti. Bir ‘dost ateşi´ altında kalabilirdik” dedi.
Habere göre, aynı Türk subayı, ertesi gün, 25 Temmuz’da ikinci operasyon için bilgilendirmek üzere yeniden Operasyon Merkezi’ne geldiğinde ABD’li subaylar itirazlarını dile getirdi. Ancak Türk subayı da ABD’lilerle tartışmaya girdi. ABD’liler Türk savaş uçaklarının uçuş planlarını istedi, Türk subayı ise “Amerikalı eğitmenlerin bulunduğu yerleri bize verin” dedi. ABD subayları ise ‘nokta yer’ vermek yerine, daha geniş bir alanı kapsayan koordinatlar verdi. ABD’li subay, “Vermeden edemezdik, çünkü adamlarımızdan biri vurulsa Türkler ‘yer bildirmediniz’ diye bizi suçlardı. Bu riske giremezdik” dedi.
TÜRKİYE 10 DAKİKA ÖNCE HABER VERDİ
Özeti;
– Türkiye PKK’ya yönelik operasyonu ABD’ye ‘sadece 10 dakika önce’ haber vermiş ve ‘10 dakikaya kadar vuracağız, uçaklarınızı çekin’ demiş.
– Devam eden operasyonlarda da bu bilgileri vermemiş, sadece ‘bölgede adamlarınız varsa yerlerini söyleyin, dikkat edelim’ demiş. Ve bu bilgileri almış; ancak Amerikalılar ‘adamlarının yerleri anlaşılmasın’ diye geniş bir alan vermişler!
– Bölgedeki ABD ve müttefiklerine uçuş, hedef, haberleşme frekansları, radarda görünmeyi sağlayan kimlik bilgilerini vermemiş, ‘hayalet’ olarak bölgeye girmiş.
F-16’LARDA YERLİ YAZILIM İLE HERŞEY DEĞİŞTİ
Özetteki ayrıntı;
1- ABD’lilerin ‘adamları’ Peşmerge’ye eğitim veriyordu, ancak Kandil ve çevresinde yapılan operasyonlardan nedense ‘endişe ve öfke’ duymuşlardı!
2- Türk F-16’larının iletişim ve savaş kodlarını bilmiyorlar, uçakları havadayken göremiyorlardı!
Birinci ayrıntı hakkında daha fazla yorum yapmayalım.
Ancak ikincisi daha önemli.
F-16’lar ABD’li Locheed Martin şirketi tarafından üretiliyor. Şirket aynı zamanda ABD ordusunun ana silah ve savaş uçağı tedarikçisi. F-16’ların montajı uzun süredir Türkiye’de TAI tarafından yapılıyor. Ancak seyrüsefer, dost-düşman tanımlama ve savaş sistemlerine ilişkin yazılımları ABD’den geliyor.
Bir süredir bu yazılımlar üzerinde Aselsan ve Havelsan da çalışıyordu.
Askeri kaynaklar, F-16’larda artık ‘yerli yazılım’ da kullanıldığını doğruladı.
Ne dersiniz;
Bağımlılıktan ‘bir ölçüde’ bile olsa kurtulmak, müttefikler arasında ‘daha medeni’ ve aslında ‘taraflar için daha yararlı’ bir ilişki sağlamıyor mu?