Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kalın dış politika ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
24 TV’de ‘Açık Görüş’ programında Murat Çiçek ve Saadet Oruç Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Kalın’ı konuk etti. Kalın, dış politika dış politka ile ilgili soruları yanıtladı.
CAHİLANE, TEMELSİZ YORUMLAR
IŞİD’in Türkiye için de bir tehdit olduğunu belirten İbrahim Kalın, “Türkiye IŞİD’e terör örgütü bile diyemiyor” gibi cahilane, temelsiz yorumların yapıldığını ifade etti.
“Suriye Irak hattında ortaya çıkan IŞİD tehdidi bütün bölge ülkelerini olduğu gibi bizi de çok rahatsız eden bir durum. Zaman zaman “Türkiye IŞİD’e terör örgütü bile diyemiyor” gibi bir takım tamamen temelsiz, cahilane yorumlar yapılıyor. Bu konuyla ilgili en üst makamlar Cumhurbaşkanımızdan Başbakanımıza, Dışişleri Bakanımızdan vs. defalarca açıklamalar yapıldı.”
IŞİD’İN ÇIKIŞ NOKTASI; IRAK
Son üç yıl ısrarla Maliki hükümetinin politikalarıyla ilgili uyarılarda bulunduklarını aktaran Kalın, IŞİD’in çıkış noktasının Irak olduğunu belirtti.
“2003 Irak işgalinden beri aslında hep dile getirdik; “Irak’ın tamamını kucaklayan bir siyaset ve güvenlik mimarisi inşa edilmezse bu mutlaka bir yerde, büyük bir infiale, patlamaya yol açar. Bu Sünni grupların patlaması olabilir, Kürtlerin bağımsızlık talebi olabilir, Şiilerin başka hareketleri olabilir, Türkmenlerin, Hristiyanların olabilir vs. Orada yaşanan bir kriz, bütün bölgeyi etkiler” dedik. Biz bunları dile getirdiğimiz zaman birileri bizi Sünnicilik yapmakla suçladı. IŞİD Irak’ta ortaya çıktı. Zerkavi’lerle vs. el-Kaide’nin yan kolu olarak Irak’ta ortaya çıktı. Bir anlamda bir müddet uyuyan hücrelerde kaldılar. Dikkatler Suriye savaşına yöneldiği zaman onlar da Suriye üzerinden tekrar Irak’a girdiler.”
ÖNÜMÜZE SOMUT DELİL KOYUN DEDİĞİMİZDE…
Yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden IŞİD’e katıldığı iddialarına ilişkin Kalın, somut delil istendiğinde sadece anekdotlara dayalı açıklamalar yapıldığını söyledi.
“Yabancı savaşçılar konusu sürekli gündeme getiriliyor. Zaman zaman batı basınında Türkiye’nin yabancı savaşçılara göz yumduğu, sınırdan geçmelerine izin verdiği şeklinde haberler çıkıyor. Biz bunlarla ilgili yaptığımız bütün görüşmelerde “bizim önümüze somut bir delil koyun. Nerede izin verilmiş, kime izin verilmiş” denildiğinde sadece anekdotlara dayalı; “ismi cismi belli olmayan bir takım kişilerle görüştük de onlardan aldığımız bilgilere göre” şeklinde açıklamalar yapıldı hep bize. Halbuki bu 12-13 bin olduğu tahmin edilen IŞİD saflarındaki yabancı savaşçıların yaklaşık 3-3 bin 500’ü de Avrupa ülkelerinden geliyor. Şimdi şu soruyu sormamız lazım; batıda yetişen, Avrupa başkentlerinde yetişen (Londra’da, Paris’te, Brüksel’de) bu gençler nasıl oluyor da bu ideolojiye kapılıp, bu radikalleşme olayını yaşayıp gidip Irak’ta ve Suriye’de bu barbarca eylemleri yapabiliyorlar.”
