MEDYAGÜNDEM- Doç Dr. Cevdet Akbay adını sosyal medya kullanıcıları özellikle Emre Uslu ve Önder Aytaç ile ilgili sarsıcı bilgilerle dolu twitleriyle tanıyor. Akbay, son olarak Taraf yazarı Emre Uslu’nun CIA ile irtibatlı Jamestown Vakfı ile ilişkisini belgeleriyle deşifre etti.
Akbay’ın www.kuzeyinsesi.com sitesi için yazdığı son yazı ise, “Türkiye Uslu’nun gerçek yüzünü görsün” dedirtecek cinstendi.
İşte her satırı dikkatle okunması gereken yazı:
—————————————————————————————————————————-
Abdullatif Şener’i Amerika’nın Neocon Çetesi’ne Pazarlayan Gazeteci – 28 Aralık 2012 Cuma
Geçenlerde gözüme, 14 Temuz 2008 tarih ve “Abdüllatif Şener: Bir Bölücü mü yoksa Türkiye’nin Yeni Politik Lideri mi?” başlıklı bir yazı çarptı. Başlığı Türkçe versem de yazı İngilizce kaleme alınmış.
Yazı, girdiği ikinci seçimde yüzde 50’ye yakın bir oyla tekrar iktidara gelen AK Parti’ye karşı açılan kapatma davasından bir müddet sonra; Anayasa Mahkemesi, kararını 30 Temmuz’da verdiğine göre, karardan yaklaşık iki hafta önce kaleme alınmış.
Ağırlıklı olarak Hürriyet ve Vatan gibi, Ergenekon Terör Örgütü’nün yayın bülteni görevi yapan gazeteler referans alınarak yazılmış. Numune olarak Radikal, Star, Zaman, Bugün ve Anadolu Ajansı’ndan da istifade edilmiş.
Yazar, AK Parti’nin kapatılma ihtimaliyle birçok aktörün harekete geçtiğini, bunlar arasında Abdüllatif Şener’in en şanslı olduğunu belirterek başlamış yazısına. Şener’in şanslı oluşu, seküler kesime yakınlığı ve yolsuzluklara karşı oluşuna bağlanıyor yazıda. Hatta, Şener’in AK Parti’den ayrılışı, yolsuzluklara karşı olan hassasiyetine bağlanıyor!
Yazar, “Yolsuzluk var idiyse, bundan Şener de sorumludur lakin o da hükumetin bakanıydı” itirazlarını ve Ergenekoncu generallerin Şener’e yaptıkları “istifa et, kendini kurtar” telkin ve tehdit iddialarını görmemezlikten gelerek Şener’i paklama ve parlatma; ondan “Türkiye’nin yeni politik lideri” çıkartma görevi yapıyor adeta.
Yazar, Ergenekon yayın bülteni Vatan’ın “Erdoğan ve Gül yasaklanırsa halk Şener’i lider olarak görmek istiyor” asparagas kamuoyu yoklamasına da yer vermiş yazısında. Partinin kapatılacağını ve Erdoğan’ın yasaklanacağını “highly likely” (kuvvetle muhtemel) görmüş.
Belki temenni etmiş, bilemiyorum. 60 eski ve birçok yeni AK Parti milletvekilini Şener’in cebine koymayı da ihmal etmemiş yazar.
Şener’i pazarlayan birçok ifadeleri var yazarın ama asıl vurusu yazının son paragrafında yapıyor. Erdoğan’ın nasıl tavır alacağı belli olmadığı için, Şener’in AK Parti’de açacağı yaranın derinliğini tam kestiremiyormuş ama kısa vadedeki rolünün partiyi bölmek olacağını öngörmüş. Belki ümit etmiş; bilemiyorum.
Şener’in kritik bir konumda olduğunu ve doğru zamanda doğru kartları oynaması gerektiği aklini verdikten sonra; Şener’in, Erdoğan’ın Brütüs’ü olabileceği gibi, siyasi iklim ve biraz da şansın yardımıyla Türkiye’nin yeni lideri olabileceği temennisiyle yazısını bitiriyor yazar.
Ak Parti, bürokratik oligarşi dediğimiz canavar tarafından köşeye sıkıştırılıp parçalanmaya çalışıldığı bir zaman diliminde; Şener’in partinin içine el atarak bölmeye çalışmasını büyük bir ayıp hatta ahlaksızlık olarak görüyorum.
Yırtıcı hayvan tarafından parçalanacak ceylanın cansız bedeninden pay almak için fırsat kollayan akbabadan bir farkı yok(tu) Şener’in.
Yazarın tavrı da Şener’inkinden farklı değil.
Gelelim yazarımızı tanımaya… Son birkaç yıldır AK Parti ve Erdoğan karşıtlığıyla öne çıkan; haylaz bir çocuk gibi her fırsatta Erdoğan’a sataşmasıyla sataşmasıyla ünlenen biri. Söz konusu yazısında “Emrullah Uslu” ismini kullansa da Türkiye onu “Allah”sız ismiyle, yani “Emre Uslu” olarak tanıyor (“Emrullah Uslu”dan Allah ismi çıkartıldığında geriye “Emre Uslu” kalıyor, malum).
AK Parti’nin en zor zamanında partinin içine el atan birisini temize çıkartması; Uslu’nun, AK Parti karşıtlığının/takıntısının en azından 2008’lere dayandığını gösteriyor. Uslu’daki AK Parti/Erdoğan hazımsızlığı yeni değil anlayacağımız.
Yazı, Washington D.C.’de faaliyet gösteren Jamestown Vakfı’nın Eurasia Daily Monitor yayınında çıkmış (1). Uslu’nun Jamestown Vakfı için yazdığı tek yazı olmadığını; 2008’den bu yana yayınlanmış 130’dan fazla makalesi olduğunu hatırlatmakta fayda var (2).
Uslu’nun ziyaretçi araştırmacı olarak 2008 ve 2009 arasında çalıştığı ve günümüze kadar irtibatını devam ettirdiği Jamestown Vakfı, Sovyet muhaliflerine destek veren bir platform olarak, 1981-87 yılları arasında CIA Direktörlüğü yapan William J. Casey’nin teşviği ve yardımıyla 1984’te kurulmuş. Günümüzde de CIA ile irtibatının devam ettiği söyleniyor.
Jamestown Vakfı, aşırı sağcı, Cumhuriyetçi, ABD’deki Neoconlarin kontrolünde olan bir vakıf. Irak Savaşı’nın mimarlarindan Dick Cheney ve Donald Rumsfeld gibi birçok Neocon’un Vakf’in farklı dönemlerinde görev yaptığını hatırlatmakta fayda var.
Şimdiki Yönetim Kurulu’nda, Neoconlara ait, Ergenekoncu generallere adeta danışmanlık yapan Hudson Enstitüsü için çalışmış, darbe-totosuyla unlu “yerli Neocon”lardan biri olan Zeyno Baran’ın kocası Matthew Bryza var bilgisini de vermekte fayda var.
Michael Scheuer, vakıf için uzun süre çalışmış, vakıfta emek vermiş bir insan. ABD-Israil arasındaki ilişkinin ABD açısından zararlı olduğunu sile getirdiği için işine son verildi. Yani Jamestown, İsrail’e toz kondurtmayacak kadar İsrailci bir vakıf ayni zamanda.
İsrail yönetiminin AK Parti Hükümeti ve Erdoğan’a bakışı ortada, detaya gerek yok. Neocon Çetesi, fırsat bulursa hükümeti ve Erdoğan’ı bir kaşık suda boğacak; bundan şüphe yok.
Emre Uslu’nun, AK Parti’yi parçalamak için yola çıkan A. Latif Şener’i parlatması/pazarlaması; yerli-yersiz AK Parti hükumetini hedef almakta Neocona paralel düşmesi tesadüf müdür?
Bazen küstahlık derecesinde Erdoğan’a kafa tutması; MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedef alırken adeta MOSSAD ağzı kullanması (3), sırtını dayadığı Jamestown Vakfı’ndan aldığı cüretten midir? Bu cüretkar genç arkadaşı daha yakından tanımak gerektiği düşüncesindeyim.
Yazıyı, Ergun Babahan’ın usta kaleminden çıkmış konuyla ilgili birkaç cümlesiyle bitirmek istiyorum (4):
“Bu Vakıf, Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği üzerine uzmanlaşmış, Sovyet rejiminin çökmesinin ardından da Türkiye de dahil olmak üzere Kafkas bölgesine yönelmiş. Emre Uslu işte Washington’da bu vakıfta çalışmış. Vakfın çizgisinin İsrail yanlısı neocon çizgide olması elbette muhafazakar bir akademisyenin tercihi açısından dikkat çekici.”
“Jamestown’daki çalışmalarını başarıyla tamamlayan Uslu’yu birden Taraf’ın yazarı olarak bulduk. Herhangi bir profesyonelin biraraya getiremeyeceği kimi isimleri ustaca biraraya getirmişti Taraf. Kim, nasıl buldu bu isimleri hala merak ederim açıkçası. Burada ilginç olan Uslu’nun Jamesteown Vakfı’ndakine paralel bir anlayışı temsile devam etmesi. Özellikle de MİT konusunda.”
1) http://www.jamestown.org/single/?no_cache=1&tx_ttnews[tt_news]=
2) http://www.jamestown.org/articles-by-author/?no_cache=1&tx_cablanttnewsstaffrelation_pi1‰5Bauthor‰5D=480
3) http://www.haaretz.com/print-edition/news/israel-worried-by-new-turkey-intelligence-chief-s-defense-of-iran-1.294568
4) http://ebabahan.blogspot.com/2012/12/jamestown-vakfndan-tarafa.html
———————————————————————————————————————————–
CEVDET AKBAY KİMDİR?
1968’de Solhan’da (Bingöl) doğdu. İlk ve ortaokulu Solhan’da, liseyi Osmaniye’de, üniversiteyi Malatya’da bitirdi. 1990-93 yılları arasında Malatya’da öğretmen olarak çalıştı. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) açtığı sınavı kazanarak yurtdışında yüksek lisans ve doktora yapmak için Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) adına 1993’te ABD’ye çıktı. Türkiye’deki 28 Şubatçı zihniyetin ABD’deki uzantıları olan Ergenekoncu Kemalistlerin şikayeti üzerine 1996’da bursu kesildiği için Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı. Maruz kaldığı hukuksuzluğu mahkemeye taşıdı; mahkemeyi kazandığı halde 28 Şubat sürecinden cesaret alan YÖK ve CBÜ mahkeme kararına uymayınca Ağustos 1997’de CBÜ’deki işini bırakarak ABD’ye geri döndü. Doktora çalışmasını Louisiana State Üniversitesi’nde (Baton Rouge, Louisiana) bitirdikten sonra Georgia State Üniversitesi’nde (Atlanta, Georgia) iki yıl doktora sonrası çalışma yaptı. North Carolina Eyaleti’nde bulunan Fayetteville State Üniversitesi’de kimya alanında öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Evli ve üç çocuk babasıdır.