Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından, hatta temel taşıyıcılarından birinin de paralel yapı olduğunu belirterek, “Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösteren bu yapı bulunduğu her ülkede, ‘Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir’ propagandası yapıyor” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin algısı ve imajına yönelik kara propaganda yürütüldüğünü belirterek, “Şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz 4 toplantı düzenledik” dedi. Ünal, Rus turizmine bağlı olan Antalya’ya EXPO-2016 ile yeni bir ivme kazandırmayı amaçladıklarını da vurguladı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt illerinin kültür ve turizm potansiyelleri, sektörün sorunları ve çözüm önerilerinin masaya yatırıldığı Kültür ve Turizm Bölge Çalıştayı’na Maliye Bakanı Naci Ağbal, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu ile Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın yanı sıra bölge valileri, milletvekilleri, bürokratlar ve sektör temsilcileri katıldı.
ÜNAL: KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜLÜYOR
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Türkiye’nin 36 milyar dolarlık turizm hacmini deniz, kum ve güneş üçlüsünden elde ettiğine vurgu yaparak, “69 uygarlığı barındıran büyük bir kültür hazinesini henüz üretim yeteneğine dönüştüremedik. Destinasyon, ün çeşitliliği ve pazar açısından son derece şanslıyız” dedi. Ünal, Türkiye’nin algısı ve imajına yönelik yürütülen kara propagandanın ülke olarak dezavantajımız olduğuna da işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“2013’te Gezi olaylarıyla başlayan süreci çok iyi anlamak gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Hollanda, Almanya ve İspanya’da turizm fuarlarına katıldım. Gördüğümüz şey şu; birileri son derece bilinçli şekilde Türkiye algısı ve imajı üzerinde son 3 yıldır operasyon yürütüyor. Yani bunu Sultanahmet patlamasıyla veya uçak düşürülmesiyle ilişkilendirmek doğru olmaz. İspanya’da bakanlar düzeyinde toplantıda, İspanyol temsilcilerle görüştüm. ‘Plajlarınızda bombalar patlıyor ama turizminizi yukarı çekmeyi nasıl başardınız?’ diye sordum. Bana söylediği şey şu; ‘ETA her eylem yaptığında biz üniversitemiz, siyasetçilerimiz, medya organlarımız, sivil toplum örgütlerimiz tek yürek, tek ses olduk. Hep birlikte tepki verdik.’ Sonra ben canım ülkeme baktım. Düşünebiliyor musunuz? Şu anda Rusya Suriye’de fiili olarak savaşıyor, İran fiili olarak savaşıyor. Esed diye bir katil 400 bin kişiyi katletti. Dünya buna ses çıkaramıyor. Ama benim ülkemde sadece 2 ilçede teröre karşı yürüttüğümüz meşru mücadeleyi dünyaya, ‘Türkiye iç savaşın eşiğinde’ diye birileri yansıtıyorsa, eğer birileri 400 bin kişiyi katleden bir katili mağdur durumuna getiriyor, 2.5 milyon insana kucağını açmış, mağdura mazluma kucağını açmış, yüzde 52 oyla seçilmiş meşru ve bu ülkeyi 13 yıldır taşıyan liderimize ‘diktatör bozuntusu’ deme cesaretini gösteriyorsa bunda bir sorun vardır. Birileri bu ülkenin üzerine bir oyun oynuyor demektir. Oyun teorisinde temel yaklaşım vardır; çevrenizde ne olup bittiğini bilmiyorsanız oyun sizin üzerinize dönüyor demektir. Öncelikle çevremizde ne olup bittiğini bileceğiz. 10 bin kilometre öteden gelip bölgede yeni sınırlar çizmeye çalışanlar, yeni düzenler kurmaya çalışanlar, bizi bir taraftan yeni kurulacak düzenin dışında tutmaya çalışırken bir taraftan da bizim adeta can damarımız niteliğinde olan alanlara saldırıyorlar. Bunlardan biri turizm. İmaj algı eşittir turizm. İmajınızı ve algınızı kaybettiğiniz anda turizmde kaçınılmaz olarak kaybetmeye başlarsınız.”
“PARALEL YAPI DA TURİZME SALDIRIYOR”
Ünal, Türkiye’nin turizmine dönük saldırının paydaşlarından, hatta temel taşıyıcılarından birinin de paralel yapı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Yaklaşık 130 ülkede faaliyet gösteren bu yapı bulunduğu her ülkede, ‘Türkiye güvenlik açısından riskli ülkedir’ propagandası yapıyor. Yetmiyor, Türkiye içinde de medya organları aracılığıyla, ‘1300 tane otel iflas ediyor, batıyor’ diye kara propaganda yürütüyor. TÜRSAB başkanımız burada. 60 günden beri, 24 Kasım’da uçak düştüğü günden bu güne kadar hassasiyetle psikolojiyi ve algıyı yönetmeye çalışıyoruz. Uçak türbülansa girdiğinde öncelikle yolcuların psikolojisini iyi yönetmelisiniz, yoksa panik çıkar. Evet, şu anda bir türbülans yaşıyoruz. Ama burada psikoloji ve algıyı çok iyi yönetmeliyiz. Bunu da çok iyi yönetiyoruz. Sadece turizmi konu alan telafi edici ve önleyici tedbirleri konuştuğumuz 4 toplantı düzenledik. Devlet olarak bu sektörü türbülans sürecinde nasıl kuşatacağımızın ve sağlıkla, selametle nasıl çıkaracağımızın çalışmalarını yapıyoruz. 13 yılda o kadar çok krizi yönettik ve engel aştık ki, her krizden güçlenerek ve o krizin bünyesindeki fırsatları dönüştürerek çıktık. Türkiye’nin enerjisi, heyecanı, umudu son derece dinamik. Herkese ve her şeye inat birileri Türkiye’nin turizminin kaderiyle oynarken, ona ömür biçerken burada 4 bakan, valiler, milletvekilleri toplandık, bölgenin turizm geleceğini konuşup planlamalarını yapıyoruz. Yayla ve meraların korunması lazım. Bunu bugün yapmazsak yarın istesek de düzenleyemeyiz, temizleyemeyiz.”