Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin bozma kararının ardından yeniden görülen davada, esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, Turgay Ciner’in “evrakta sahtecilik yaptığı” yönünde görüş bildirdi…
Habertürk Televizyonu ve Habertürk Gazetesi ile Show Televizyonu’nun sahibi Ciner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner iyice köşeye sıkıştı. Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin bozma kararının ardından İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada savcının esas hakkında mütalaa hazırladığı ve Turgay Ciner’in resmi makamlara sunduğu evrakta sahtecilik yaptığı yönünde görüş bildirdiği ortaya çıktı.
SAVCI DA, CİNER’İN SAHTE BELGE HAZIRLADIĞI YÖNÜNDE GÖRÜŞ BİLDİRDİ
Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin, Turgay Ciner’in sahte belge hazırladığı gerekçesiyle Sabah Gazetesi Eski İmtiyaz Sahibi Dinç Bilgin ve oğlu Önay Şevket Bilgin hakkında açtığı ve lehine sonuçlanan davayı bozmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı.
İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Cumhuriyet Savcısı Hasan Ülgünar, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin bozma kararı yönünde görüş bildirdi.
Savcı Hasan Ülgünar, 6 Mart 2014 tarihli duruşmadaki esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı Ülgünar, Turgay Ciner’in TMSF’ye sunduğu belgelerin sonradan doldurularak tanzim edildiğini açıkladı.
Savcı Ülgünar mütalaasında; Adli Tıp raporu ve tanık anlatımlarına göre 3 Nisan 2003 ve 10 Aralık 2002 tarihli protokollerin (Turgay Ciner’in hazırladığı ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na sunduğunu protokoller) gerçeğe aykırı olduğu, açığa imza niteliğinde bulunduğunu tespit etti.
CİNER’DEN KOMİK AÇIKLAMA!
Öte yandan; Ciner Grubu Hukuk Müşavirliği, gazetemizde yayınlanan haber hakkında “komik” bir açıklama yaptı. Açıklamada; Akit Gazetesi’nde yayınlanan Turgay Ciner ile ilgili haberin hiçbir dayanağının bulunmadığını, tamamen asılsız varsayım ve senaryolara dayalı bu iddiaların cevap verilmeyi gerektirecek ciddiyette bulunmadığı iddia edildi.
KARAR VE RAPORU GÖRMEZDEN GELDİ!
Ciner Grubu Hukuk Müşavirliği’nin; Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin Turgay Ciner aleyhine bozma kararını görmezden gelmesi dikkat çekti. Oysa Daire, 3 Temmuz 2013 tarihli bozma kararında, Turgay Ciner’in TMSF’ye sunduğu belgenin sahte olarak tanzim edildiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuş, Dinç Bilgin ve Önay Şevket Bilgin’in iftira suçunu işlemediği yönünde karar vermişti.
Adli Tıp Kurumu’nun 4 Mayıs 2010 tarihli raporunda, fesih sözleşmesinde yer alan belgede imzanın sahte olduğuna dikkat çekilmişti.
CİNER, 7 GÜNDÜR BU SORULARIMIZA CEVAP VEREMİYOR
– 2002 tarihli Dinç Bilgin ile yaptığınız gizli sözleşmeyi ilk açıklandığında inkar ettiniz mi?
– Bilahare bu sözleşmenin doğruluğunu kabul ettiniz mi? Ancak farklı bir sözleşme ile daha önce inkar ettiğiniz sözleşmeyi bu sefer de feshedildiğini belirten bir sözleşmeyi TMSF’ye ve mahkemeye sundunuz mu?
– 2002 tarihli gizli anlaşmanın feshedildiğini belirten ikinci sözleşmenin tarihi ve anlaşmanın altındaki imzaları inceleyen Adi Tıp Kurumu’nun 4 Mayıs 2010 tarihli raporundaki “sahtelik” tespitinden haberdar mısınız? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
– Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2011/13935 esas sayılı dosyasından verdiği bozma kararı sonrasında, aleyhinizde “resmi makamlara sunulan belgede sahtecilik” suçlaması yapılacağı ileri sürülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
– Yargıtay kararı ile sahte olduğu belirlenen belgeyi kullanarak, TMSF ile yaptığınız sulh anlaşması gereği 120 milyon dolar, Kanal 1 TV, Marmara FM, Fargo binası, Kanal 1’in Stüdyo binası, Bodrum’da üç taşınmaz ve bazı malvarlıklarının iadesinin isteneceği belirtiliyor. Bu konuda TMSF ile bir görüşme yaptınız mı? Bu malvarlığın iade etmeyi düşünüyor musunuz? (AKİT)