MEDYAGUNDEM.COM- Salih Tuna bugün Yeni Şafak’ta hem Cengiz Çandar’a, hem de Hasan Cemal’e laf yetiştirdi köşesinden. “Başbakan’dan torpilin mi var Hasan abi?” başlıklı yazısında, Ertuğrul Özkök’leşen Çandar’a da değindi, Hasan Cemal’in çelişkilerine de…
Bakın Tuna neler neler dedi:
(…)
MALUM ÇEVRE ACAİP COŞTU
Nilüfer Göle ‘habitus’ mu dedi, birileri anında başlıyor, ‘maşallah, inşallah’ diyen Adnan Hoca’nın yanındaki hatunlar gibi terennüm etmeye.
Biri ‘çoğulculuk’ mu dedi, memlekette ‘çoğulcu-çoğunlukçu’ muhabbetinden geçilmiyor.
‘Demokrasi sandıktan ibaret değildir’ denilince de malum çevre acayip coştu.
Öyle bir heyula koptu ki, Ertuğrul Özkök bile araya kaynak yaptı. Resmen ve alenen ‘Demokrasi bazen darbeyle gelir’ dedi.
Yani, ‘Her şey hukuktan ibaret değildir’ dediği günlere geri döndü.
ÖZKÖK’E GIKINI ÇIKARMIYORSUN ÇANDAR
Nasıl dönmesin, demokrasi ve darbe konusunda (Mısır’daki darbe dolayımında) Cengiz Çandar’la aynı düşündüğünü yazacak kadar özgüven patlaması yaşadı.
Sevgili Çandar bir iki minik eleştiri yaptım diye bana demediğini bırakmadın; orantısız öfkeyle, ‘kişilik katli’ bile dedin.
Ertuğrul Beyciğim gündüz gözüyle seninle aynı fikirde olduğunu söylüyor gıkını çıkarmıyorsun.
Andıçtan dolayı özür dilediği o yazısında, ‘darbeci’ zihniyetine seni referans göstermekle andıçın kralını yaptığından hadi onun haberi yok diyelim. Bu adamın övgüsüne gark olmanın insanda ‘kişilik’ bırakmayacağından bari senin haberin olsun. Neyse…
28 ŞUBAT’TAKİ GİBİ TEZVİRAT
Bakınız, Sayın Başbakan’a hakaretinden dolayı mahkeme Ahmet Altan’ı (para cezasına) mahkum etti. (Bence cezaya söz konusu makalesinde, ‘kof kabadayı’, ‘zavallı’, ‘sefil’ şeklindeki diğer hakaretlerinden daha ağırları vardı.)
Yargı kararıdır; katılırsınız, katılmazsınız ayrı bir konu, ama çarpıtamazsınız.
Hulasa, 28 Şubat’taki psikolojik harp tekniklerini çağrıştırırcasına tezvirat yapamazsınız.
Mesela, ‘Ahmet Altan Erdoğan’ı eleştirdiği için ceza aldı’ diyemezsiniz.
Lakin Hasan Cemal aynen böyle söylüyor.
İyi de Hasan abi sen de Sayın Başbakan’ı matine-suare kıyasıya eleştiriyorsun, niye ceza almıyorsun?
(…)