MEDYAGÜNDEM- Salih Tuna bugün yine “fena” yazılarından birine imza attı. “Patlat bir Çandar söyleşisi daha Neşe Hanım” başlıklı yazısında kimler kimler nasiplendi?
“Neşe Düzel hanımefendi, inanın sizi üzmek istemem. Belli ki narin, zeki ve tahminim o ki, biraz da duygusal bir insansınız.” gibi nazik cümleler sarfettiği Taraf’ın yayın yönetmeni Neşe Düzel’e Tuna tavsiyeler vermiş. Gazetesinde nerdeyse yazar kalmayan Düzel’e bakın Tuna kimleri önermiş:
“Göreve getirilişinizi kutlamak yerine yazarlarınız istifa etmeyi tercih etmiş. Üstelik olmadık suçlamalarla karşı karşıya kalmışsınız.
Yazarlarınızın çekip gitmesine üzülmeyin bence, size yazar mı yok.
Bakınız işte, Hasan Cemal boşta.
‘Güneydoğu’da tek başına 63 akil insan gücünde’ olduğuna göre kim bilir Taraf’tan ayrılan kaç yazara bedeldir.
Böylece, ‘barış sürecini desteklemiyorsunuz’ yollu tezvirata esaslı bir cevap vermekle kalmaz, ülkemize de ‘barışı’ getirmiş olursunuz.
‘Hasan Cemal’in yazmadığı ülkeye barış gelmez mi?’ demiştim de, sevgili Çandar, ‘Hayır, gelmez!’ cevabını vermişti ya, onun için diyorum. (Biliyorum, biraz ‘düz mantık’ oldu ama olsun; sevgili Çandar gibi hakaret edeceğime düz mantık yaparım daha iyi.)
Bu arada, naçizane önerim, sevgili Çandar’ı da yazar kadronuza dâhil etmeniz.
‘Hasan Cemal’den sonra sıra bana gelecek’ demişti, bence sıranın ona gelmesini beklemeyin, sırayı bizzat ayağına götürün.
Rahatını bozmak istemezse, ‘Vatan sizden hizmet, demokrasi de fedakarlık ister’ deyin.
Yine de gelmezse, ‘Siz Taraf’ta yazmazsanız ülkeye barış gelmez’ deyin, muhakkak etkili olacaktır.
Gerçekten de ‘demokrasi ve barış’ demekle olmuyor, ‘fedakarlık’ da lazım.
Sayın Başbakan bu uğurda ‘baldıran zehri’ içmeye razıyken, sevgili Çandar şuncacık fedakarlık yapmayacaksa, ne anladım ben onun barışseverliğinden?!”
ELİF ÇAKIR’A DA GÖNDERME
Salih Tuna, Neşe Düzel’in “Erdoğan’ı Yice Divan’da yargılatacak bir yayın yapacağım” dediğini iddia eden Star gazetesi yazarı Elif Çakır’a da laf çarptı.
Tuna şöyle yazdı:
“Dünkü kısacık yazınızda, ‘savaş’ kapsamında değerlendirdiğiniz acayip bir ‘iftirayı’ mahkûm etmişsiniz.
Olayın aslını astarını bilmiyorum.
Lakin ‘Bundan sonra Erdoğan denilen adamı Yüce Divan’a gönderecek, yargılanmasını sağlayacak bir yayın politikamız olacak…’ şeklinde saçma sapan bir söz söyleyebileceğinize imkân ve ihtimal vermiyorum.
Böylesi bir hamakattan ırak olduğunuzdan eminim.
İftira da yalan da bumerang gibidir, döner sahibini vurur, merak etmeyin.
Bunlara aldırmayın siz.”