Takvim gazetesinde Ergün Diler’in “Trump tırpanı” başlıklı yazısı şöyle:
Trump çıktı, yürüdü, pes etmedi, eleştirilere kulaklarını tıkadı ve sonunda ipi göğüsledi!
Peki gerçek pek çok kişinin magazinleştirmeye çalıştığı gibi miydi?
Trump gerçeği neydi?
CUMHURİYETÇİLER bir magazin figürüne mi destek oluyordu? Kimler bizim buna inanmamızı istiyordu? Koskoca Amerika bir çılgına mı emanet edilecekti? Ne yapacağı belli olmayan biriyle mi karşı karşıyaydık? Yoksa Hillary’nin arkasındaki MEDYA gücü fazla olduğu için mi GERÇEKLER saptırılıyor ve bizler de inanıyorduk!
Türkiye’de bile bu kadar Hillary’ci olduğunu son iki günkü gazetelere bakarak anlayabilirsiniz! Çok kolay.
Aydın Bey’in gazeteleri zaten OYLAMA başlamadan “Hillary BAŞKAN!” diyerek tarihe geçti. Dün de BBC’de yerlerini aldılar. Televizyon döndürüp döndürüp kimsenin yapamadığını yaparak Hillary’i BAŞKAN ilan eden gazeteyi veriyordu…
Peki dünya çapında estirilen Hillary fırtınasından göremediğimiz Trump kimdi?
Öncelikle “Hillary Clinton’a kim destek verdi?” sorusunun cevabına bakmak şart.
Hillary için yollara dökülenler, kasalarını onun emrine verenler vardı… Saymakla bitecek gibi de değildi.
-S. Donald Sussman… Yatırım Fonu yönetiyor…
-J.B.&M.K. Pritzker… Hyatt otellerinin varisi… Yatırımcı.
-Haim&Cheryl Saban… ABD ve İSRAİL vatandaşı… Paranın efendisi -George Soros… Yatırım fonu yöneticisi… Macar ve İsrail vatandaşı…
Para ile arasındaki ilişki çözülebilmiş değil!
-S. Daniel Abraham… Slim-fast isimli şirketin kurucusu…
Hillary’nin çıkışına ve yürüyüşüne baktığınız zaman arkasında bunları çok net görürsünüz. Operasyonun tepesinde dün de yazdığım gibi LYNN FORESTER de ROTHSCHILD vardı…
Peki KÜRESEL FİNANS SİSTEMİNİN oyuncuları Hillary için kesenin ağzını sonuna kadar açarken Trump ne yapıyordu? Kim ona yardım ediyordu? Parayı nereden buluyordu?
İşte Hillary’nin karşısında duran ve onunla mücadele etmek için ringe çıkan Trump, bütün parayı kendi cebinden alıyordu. Kızı bunun için gece-gündüz çalışıyordu… Peki bizde pek haber olmuyor ama Trump bu durum için ne diyordu?
“Ben para babalarına gidip el açmam.
Onların parasıyla da bir yere gelmem.
LOBİCİLER parasıyla beni yönetemez.
Bu düzen değişecek…” Bu sözün bir benzerini eski Başkan Jimmy Carter söylüyordu. Başkaları da vardı… Carter “Şimdi olsa başkan olmak benim için hayal… Çünkü param yok” diyordu… Trump’ı magazinleştirenler PARANIN ESİR ALDIĞI
BEYİNLERDİ. Finans sistemi Trump’ı da ona destek verenleri de dışlıyordu.
Rohtschlidler’in yanı sıra Sussman, Haim Saban ve Michael Bloomberg sonuna kadar destekti Hillary’ye…
Kendi amaçlarını gizlemek için Trump’ı MEDYANIN gücüyle küçük düşürmekten kaçınmıyorlardı. Oysa Trump’ın yürüdüğü frekans çok başkaydı. Bunu kesemediler.
BÜYÜK AMERİKA sözü verirken, Wall Street’e meydan okuyordu… Ve bir avuç azınlığın dünyanın kaderini etkilemesine engel oluyordu. Trump hikayesi buydu.
Peki Cumhuriyetçiler neredeydi burada?
Hepsi Trump’ın yanında… Dick Cheney’e kadar…
Peki Trump kimdi aslında?
Donald John Trump, 14 Haziran 1946 tarihinde iş adamı Frederick ve Mary MacLeod Trump’ın beş çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldi.
Queens’te… Ağabeyi Fred Jr. Trump alkol bağımlısıydı. 1981’de öldü. Trump BABA TARAFINDAN ALMAN’dır!
Büyükanne ve büyükbabası Almanya’dan göç etti. Anne tarafı ise İskoç’tu. Anne Mary MacLeod İskoçya’da doğdu. Babası da Almanya’dan göç eden ailesinin gelip yerleştiği QUEENS’te dünyaya geldi… Baba Trump emlakçıydı. Ve çok başarılıydı. Bir de amca Trump vardı!
Massachusetts Teknoloji Üniversitesi’nde profesördü!
Donald Trump’un atalarının soy ismi DRUMPF’tı! OTUZ YIL SAVAŞLARI sırasında TRUMP olarak değişti…
Asıl önemli olan Donald’ın eğitim yıllarıydı! Donald Trump 1960’lı yılların başında liseyi kötü hal ve gidişi yüzünden terk etmek zorunda kaldı! Neden terk etti bilemiyorum ama gittiği yer çok önemliydi! Hal ve gidişatı kötü olan bir genç ASKERİ AKADEMİYE sığındı!
1968’den sonra Pensilvanya’daki WHARTON INSTITUTE’de İŞLETME okudu! Acaba Trump neden ASKERİYEYE girdi? İşte bunu bilmiyorum! Tesadüf mü? Terbiye alması için mi?
KESTİREMİYORUM!
Proje mi? Hiç bilmiyorum ama FORBES’a girecek kadar zengin olan Trump ASKER kökenliydi!
Peki Amerika’yı faizle, çekle, senetle, bankalarla, bankerle yönetmek isteyenlere karşı çıkışının bir kaynağı ve temeli olmalıydı! Kendisi de ZENGİN olduğu halde BARONLARI sevmiyordu!
O sistemi yıkmak için geldiğini de saklamadan söylüyordu!
Peki BARONLARDAN yardım almayan ve kendi cebinden BAŞKAN seçilen Trump’ın danışmanları arasında kimler vardı?
İŞTE BURAYA BAKTIĞINZDA
TRUMP GERÇEĞİNİ
GÖRÜYORDUNUZ!
Öncelikle CIA eski Başkanı Jim Woolsey yanındaydı! Eski ve ünlü büyükelçi Charles Glazer da hemen yanı başındaydı! New York eski Belediye Başkanı Rudy Giuliani de oradaydı! Jess Sessions kilit isimlerdendi. Ama bolca asker vardı!
Savunma ve İstihbarat eski Direktörü Emekli Korgeneral Michael Flynn en önemli isimlerin başında geliyordu. Amerikan Deniz Kuvvetleri eski Komutan Yardımcısı Robert Magnus da listenin önemli ismiydi.
Afganistan’da görev yapan ve sonra emekli olan Tümgeneral Bert Mizusawa da takımın kritik ismiydi. Delta Gücü’nün eski Komutanı Tümgeneral Grey L.
Harrell unutulacak bir kişilik değildi…
Amerikan ordusunun iletişimini sağlayan emekli Korgeneral Joseph Keith ise SIR KÜPÜYDÜ. Emekli Tuğgeneral Charles Kubic de listenin diğer oyuncusuydu!
Bunları çoğaltmak mümkün!
Önemli olan Trump’ın yalnız olmadığı görmek ve para sahipleriyle yaptığı savaşı ıskalamamak… Trump’ın kendi ülkesinde mücadele ettiği isimlerin, Avrupa üzerinden Türkiye’de kurduğu büyük bir ORGANİZASYONU vardı. Siyaset, finans, ekonomi, üniversiteler, sanat, borsa, ordu, cemaatler gibi çok büyük bir yelpaze içinde faaliyet gösterirlerdi.
MASONİK YAPILARA sıkı sıkıya bağlı bu İTTİFAK Türkiye’yi kimseye bırakmak istemezdi. Her partide, her oluşumda adamları vardı! BOLCA…
İSLAM’ı da şekillendirip istedikleri formata dönüştürmek istediler.
Ortadoğu’da, Orta Asya’da olmak için buna ihtiyaçları vardı… Kumandasının ellerinde olduğu koca bir dünya istiyorlardı.
“PARA ile alınamayacak sonuç yok” diye bakıyorlardı. BENJAMİN’le her kapıyı açacaklarını sanıyorlardı. Öyleydi çünkü.
Devletleri de satın alarak yürüyorlardı.
MİT eski Müsteşarı Emre Taner Bey DARBE GİRİŞİMİNİ ARAŞTIRMA
KOMİSYONU’na konuştu… Önemli şeyler söyledi… “FETÖ, onunla mücadele edenlerden daha akıllı bir örgüt. Örgütle mücadele edenler, etmek durumda kalanlar bazı çevreleri ikna edememiş olabilirler. Sizden daha akıllı, disiplinli, örgütlü, ve çok daha donanımlı… Bu hale gelmesinin nedeni de arkasındaki ortak akıl… Bu işler ancak GİZLİ SERVİSİN yönetiminde olur. Sizin aklınızla olmaz. Mümkün değil.
Gizli servisler mücadele ediyor. Ona göre tavır almak durumundasınız…” FETÖ ile birlikte karşımızda birkaç gizli servis birden vardı. 17-25’ten beri böyle…
CIA’nın içindeki ve Avrupa’daki uzantıları işin omurgası…
Bu nedenle TRUMP BAŞKANLIK koltuğuna oturduğu andan itibaren Amerikan Gizli Servisi’nde TASFİYE yaşanacak… Oranını, ölçüsünü bilemem!
Ama olacak. Eski CIA direktörlerinin raporları var... Muhtemelen bize saldıranlar da gidecek… Türkiye’ye operasyon yapmak isteyenlerin yerini büyük ihtimal TÜRKİYE ile ORTAKLIK yapmak isteyenler alacak…
AKIL BUNU EMREDİYOR.
Hillary’nin arkasında yer alanlar ve kaybedenler de burada hiç rahat durmayacaklar… Ancak uzunca bir süre sonuç alamayacaklar… Çin ile Sibirya ile Afrika ile ilgili herkesin bir OYUN kartı var. Ama bu dönemde öncelik kesinlikle ORTADOĞU olacak. Türkiye yine bütün planların içinde yer alacak…
Hillary ile birlikte kaybedenler sıra sıra kenara çekilecek… Türkiye’dekiler de buna dahil!