MİTOFOBİ
Yunanca kökenli bir kelimedir “Fobi”, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi anlamına gelir. Her canlı, birey olarak varlığını tehdit eden ya da tehdit riski taşıyan varlık ve durumlardan içgüdüsel olarak kaçınır. İnsan bilincinde bu kaçınma, korku olarak algılanır, korku bu haliyle, kişinin varlığını, yaşamını sürdürmesine hizmet eden savunma sistemlerinin bir uyarı mekanizmasıdır ve yaşamın sürdürülebilmesi için gereklidir.
Bazen bir varlığa ve duruma bağlanamayan fobiler de vardır. Bilinç altına yansıyan, bu tanımlanmamış duygularda insanı fobik yapabilir.
İnsanlar genelde fobilerini kabul etmezler veya inkar ederler, ama olaylar karşısında fobi halinin, çarpıntı, yüz kızarması, yüzde yanma hissi, titreme, terleme, bulanık görme, mide bulantsı, bayılma gibi genel belirtilerini gösterirler.
İnsanoğlunun korkuları kadar fobi vardır hatta bilmediği korkuları için bile fobiler vardır.
“Mitofobi” de bunlardan biridir. Mitofobi, aslında yalan söylemekten korkmaktır ama Türkiye’de genetiği değişmiş ve mutasyona uğrayarak asıl anlamından uzaklaşmış Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) korkmak haline gelmiştir.
“Mitofobi”nin iki çeşidi vardır.
• Anadan Mitofobik olanlar
• Sonradan Mitofobik olanlar
Anadan Mitofobik olanlar; kendilerini hemen belli eder, nerede bir MİT kelimesi geçerse, bunlar önce yüzlerini ekşitir, sonra ağızlarını büzüştürür ve dişlerinin arasından tıslama şeklinde bir MİT kelimesi dökülür. Anlaşılır bir sıkıntı olduğu, sıkıntının sebebi genelde Türkiye’de devlete, hükümete, yönetim tarzına, devlet kurumlarına yönelik genel tepkisel algının MİT’le vücut bulmasıdır.
Sonradan Mitofobik olanlar ise; çok enteresan insanlardır aslında bilinç altlarında MİT’e hayrandırlar, bir fırsat verilse de MİT’de çalışsak veya yardımcı olsak diye yıllarca kendilerinin nasıl değerli, çevrelerinin çaplarından geniş insanlar olduklarını, yazılarında, sözlerinde, dost sohbetlerinde anlatmaya çalışmışlar, MİT’in kendilerini anlayıp, iş vermesi için araya aracılar koymuşlar hatta Başbakan’a bile bu isteklerini hafif mahcup bir edayla ulaştırmışlardır. Ancak bir türlü istekleri yerine gelmeyince, kedi-ciğer hikayesindeki gibi Mitofobik olmuşlardır.
Sonradan Mitofobikler, Türkiye’de genel toplumun algısı kültür ile topsakalı eşit gördüğü için kültürlü imajı vermek için topsakal bırakırlar, onların veya arkadaşlarının sahip olamadığı MİT, artık İsrail’in Filistin’e yaptığı zulümden bile sorumludur. Hatta Avrupa’daki ekonomik kriz bile onlar yüzündendir.
Artık gözleri hiç bir şey görmeyen, “Sonradan Mitofobikler” kendilerini kaybedip hayallerini konuşturmaya başlarlar, onlar için PKK diye bir örgüt yoktur, kendileri gibi MİT tarafından haksızlığa uğramış zavallı Kürt gerillaları vardır. MİT onları da kandırmış, silahı bırakmalarını, eylem yapmamalarını istemiştir, kandırılan Kürt militanlarda, ilçe basmaya, bomba patlatmaya, insan kaçırmaya , polis, asker, çocuk, kadın öldürmeye mecbur kalmışlardır.
Klasik fobi tedavisinde ilaç ve psikoterapi birlikte uygulanır. İlaç tedavisinde antidepresan ilaçlar kullanılır. Tedavi uzun sürer ama iyi neticeler alınabilir.
Ancak “sonradan Mitofobik”liğin maalesef tedavisi yoktur, bu arkadaşlar hayatlarının sonuna kadar MİT’den nefret ederler.
Yakın çevrelerine MİT’in kendilerini sürekli takip ettiğini, telefonlarını dinlendiğini anlatırlar hatta ileri seviye Mitofobiklerde, beynine çip takıldığını ve bu yüzden rahat hareket edemediğini iddia edenler de olmuştur.
Aslında, sonradan Mitofobik’liğin tedavisinde kişinin korkusuyla yüzleşmesinin sağlanması bir çözüm olabilir.
Örneğin, ellerinden tutulup 23 Nisan’daki gibi en yakın MİT binasına götürülüp, binada gezdirilseler, oranın yöneticisiyle öğle yemeği yeseler, belki bir günlüğüne temsili MİT mensubu yapılsalar, ellerine de bir MİT kimliği verilse, belki bir süre normal hayatlarına dönerler ama İsviçre değilki burası Türkiye, o kadar işin gücün arasında iyileşip devlete millete faydalı olsunlar diye kim uğraşacak üç-beş Mitofobikle, Allah şifalarını versin demekten başka çare yok galiba.
ERDEM YAVUZ