DEV AYNASI
Eskiden lunaparklarda “Sihirli Aynalar” diye bir bölüm olurdu, “Sihirli Aynalar”a merakla giren herkes büyük bir mutlulukla dış bükey, iç bükey aynalara bakarak kendilerini büyük bir dev veya küçük bir cüce olarak görür, kendi haline gülerek çıkardı, bu bölümden.
Çok uzun süredir gitmediğim için lunaparkta bu bölümler kaldı mı, kalmadı mı bilmiyorum ama günlük hayat içerisinde kendini sürekli dev aynasında gören çok kişi olduğunu biliyorum.
Kendini, dev aynasında görmek psikiyatrik bir rahatsızlık olan narsizmin uç noktalarından bir tanesidir.
Bazı durumlarda; kişinin narsisizmi toplum için, hatta kendi akıl sağlığı için makul oranlarda değilse; kişi akıl hastalıklarıyla karşılaşabilir.
Narsisizmin çok özel bir türünde, insan kendini adeta nefes alıp yürüyen yeryüzü tanrıları gibi hisseder. Yaşam ya da ölüm gibi önemli doğa olaylarına bile bir tek cümleyle karar verir. En büyük korkusu gücünü kaybetmek, ölmek, etrafındaki herkesin kendine düşman olmasıdır. Güçlerinin ve şehvetlerinin bir sınırı yokmuş gibi davranmaya çalışırlar, hayallerinde sayısız insan öldürüp, sayısız hayat kurarlar.
Varlıklarının kendilerinin de çözemediği sorununu insan değilmiş gibi çözmeye çalışsalar da aslında durumları düpedüz deliliktir.
Narsisist kişi dış dünyayı anlayamaz/algılayamaz ve bu durum kişide korku yaratır.
“Şişman Topsakal”ın son dönemde yaşadığı işte budur.
– Canı kime isterse küfreder, saldırır, suçlar ama hesabı Allah katında verir.
– Ömür boyu devlet kadrosunda çalışabilir çünkü doğuştan bunu hak etmiştir.
– PKK mensuplarıyla silahla olmasa da gıyaplarında küfrederek yoğun bir mücadeleye girişmiştir öyleyse PKK’nın ölüm listesinde 1. sıradadır, en az 4 polis koruması olmalıdır. Üstelik bu korumalarda mutlaka hemşerisi olmalıdır.
– Ankara’nın göbeğinde mutlaka süresiz bir devlet lojmanında oturmalıdır.
– Polis Akademisi Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Ankara Valisi, İçişleri Bakanı onun için küçük adamlardır, kendisine bilgi arz ederler ama hesap soramazlar. Sorarlarsa diğer tarafta hesap vermeleri gerekir.
– Ah o Başbakan’ın yakın çevresi olmasa neler yapacaktır. Bu yakın çevre sürekli kendisi engellenmekte önünü kapatmakta, fikirlerinin yeterince insana ulaşmasını engellemektedirler.
– Bir fırsatını bulsa Başbakan’ın yanına sızacak, peltek diliyle şişmanlara özgü bir sevimlilikle kendini anlatacak ve parmaklarım çok iri onun için size küfretmek zorunda kaldım, Apple firmasıyla konuşsanız da bana büyük bir Ipad yapsa diyecek belki gözünden iki damla da yaş süzülecektir.
Keser döner sap döner, yanlış hesap Başbakanlık’tan döner.
Yaklaşık 2 haftadır kesintisiz ağlaması bir zamanlar aynı köşeye baş koyan “Amerikalı topsakal kankası”nı telaşa düşürmüş olmalı; kendisinin aynı duruma düşmesine az kaldı, ona kim ağlayacak bakalım.
Topsakallar şirazeyi dağıtmış vaziyetteler, sanki biri ellerinden tutmuş “Sihirli Aynalar”a sokmuş aynalara baktırıp, siz aslında devsiniz diyorlar.
Dimyada pirince giderken evdeki bulgurdan olmak, diye buna denmez de, neye denir.
ERDEM YAVUZ
