TEMCİT PİLAVI
ERDEM YAVUZ YAZDI
Temcit pilavı, sahurda yenen pilava verilen isimdir. Halk dilinde bir olayın veya durumun tekrar tekrar gündeme getirilmesini eleştirmekte kullanılan bir deyiştir. “Top sakal tiyatrosu”nun son perdesi sahneye konulurken, oyunculardan aynı sözleri tekrar tekrar duymaktan bize bıkkınlık geldi, halk artık ilgilenmiyor.
Daha önce de dile getirdiğimiz gibi 2012 yılında “en küçük top sakal” bir yılda 80’e yakın köşe yazısı yazmış, bunun 20’ye yakını Uludere ile ilgiliydi, 2013 yılı yine Uludere ile devam ediyor.
Uludere olayını MİT’e bağlamaya çok uğraştılar ancak komisyon onların iddasını doğrulayacak hiç bir veriye ulaşamadı.
“Küçük top sakal” bunu hazmedemedi, “Nasıl olur, ben daha iyi biliyorum, bana bilgi/doküman verenler de böyle düşünüyor, Komisyonun değil benim dediğim doğrudur” söylemine devam ettiriyor. Tabii ki ettirecek, yoksa “evet yalan söyledim” diyecek hali ve cesareti yok. Bu çirkin iftirasını bir türlü doğrulatamamanın ezikliğini uzun süre atamayacak görünüyor.
Açılım sürecinin hiç bir yerine dahil olamayıp söyledikleri ve yazdıkları artık prim yapmayınca ağbileri vasıtasıyla Abdullah Öcalan üzerinden mazlum rolüne soyundular ama ona bile artık kimse inanmıyor.
Nasıl inansın ki, başkalarının telefon dinlemelerini, daha açıklanmamış mahkeme kararlarını, henüz savcının bile okumadığı emniyet fezlekelerini televizyonlardan bağıra bağıra anlatırken hiç bir etik değeri göz önünde tutmuyorlardı.
Yine de başardıkları bir şey var, “adrese teslim” gazeteciliği Türk gazetecilik sistemine soktular, artık bir çok gazeteci haber için araştırmıyor, uğraşmıyor, sadece oturup savcının veya polisin kendilerine telefon etmesini bekliyor.
Bu konuya bilerek dahil olan savcı ve polislerin aracılığıyla bir yerlere mesaj gönderme yöntemi oldu gazetecilik, örneğin halen görevde olan 1. Ordu Komutanını çok gizli olarak Cumartesi günü adliyeye çağır, pazar günü bazı gazetelere haber ver, ne güzel değil mi? Gözaltına alınacak kişilerin isimlerini 2 gün önceden basına ver ki adil yargılama yerini bulsun, böyle devam edip gidiyor.
“Top sakal kardeşler”in 2013 yılı falına bakmış ve yıldızlarının artık parlaklığını yitirdiğini ve kaymaya başladığını söylemiştik, fal çıkmaya başladı operasyonlarına hız vermeleri gerekli artık Uludere, Hükümet, Dershaneler,Fenerbahçe konuları prim yapmıyor, andıçlandık tarzı acındırma girişimleri ise kötü bir taklidin ötesine geçemiyor.
Şimdi bir an düşünün açılım süreci olmasaydı, hükümet savaşa artık yeter demeseydi bu top sakallar neler yazıyor olurdu, kesin PKK’nın eylemlere başlayacağını yazar, hatta kulaklarına fısıldanan bir kaç eylem ihtimali olan yerin ismini telafuz ederlerdi, KCK operasyonlarını uzun uzun anlatır, PKK’nın şehirlerde dershaneler yardımıyla çökertildiğini ancak kırsal alanda çok aktif olduğunu anlatırlardı. Nasıl ezberlemişiz değil mi, bu bıktırıcı kısır döngü kırıldı kendilerine başka konu arıyorlar başarılı olamıyorlar, biz andıçlandık diye malulen emekli olmak istiyorlar ona da yaş haddini doldurmadıklarından SGK izin vermiyor.
Herkesin bildiği gibi temcit pilavı Ramazan’da yenir. Taze pilav dururken ısıtılanı kim ne yapsın…
