PENTİMENTO
ERDEM YAVUZ YAZDI
Yağlı boya ressamı, resmi yaparken aynı bölgeyi üst üste boyayabilir, bir şey çizer ondan vazgeçer sonra üstünü boyar, bir daha çizer ve eğer uzman gözüyle biraz dikkatli dikkatli bakarsanız, altta önceden çizilmiş desenleri, figürleri görebilirsiniz, işte budur “Pentimento”, kısacası pişmanlık.
Pişmanlık; bir insanın geçmişteki davranışlarından hoşnut olmama duygusudur. İnsanın belirli bir eylemi yerine getirdikten sonra üzüntü, utanç, mahcubiyet veya suçluluk karışımı bir duygu hissetmesi; “Keşke öyle yapmasaydım! diye düşünmesidir”.
İnsanın kısa hayatı pişmanlıklarla doludur, bir atasözünün dediği gibi “Acele bir ağaçtır, meyvası ise pişmanlık”. Telaşla, sabırsızca, bilgisizce yapılan işlerin sonu pişmanlıkla sonuçlanır. Hayat da bir ressamın tuali gibi olmadığından Pentimento yapmak oldukça fena sırıtır.
“Topsakal çetesi”; artık kendilerinin dikkate alınmadığını farkedip, ellerindeki mermilerin tükendiğini, lojistik kaynaklarının kesildiğini görünce boynunda iple kaçan kurbanlık dana gibi nereye görürlerse saldırmaya başladı, Fenerbahçe’den, TOKİ’ye, MİT’den Başbakan’a; hepsi hüsranla sonuçlandı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım serbest, TOKİ Van’da dünya rekoru kırdı, bir yılda 17 bin konut yaptı, MİT dünya istihbarat teşkilatlarıyla boy ölçüşüyor, Başbakan sağlıklı bir şekilde, devletin başında ayda 5-6 yurt dışı gezisi 10 yurt içi gezisi yapıyor. Kısacası top sakalların yazdıkları, söylediklerini artık sadece kendileri ve yandaşları dikkate alıyor. Kendileri de herhalde “Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim“ diyorlar ki AK Parti’nin olumlu icraatları diye yazılar yazıp “Aslında Başbakan’ı biz çok severiz “diye açıklamalar yapmaya başladılar.
Örneğin “Amerikalı topsakal”, ekonomi harika, Sağlık Bakanlığı süper, demokratikleşme çok iyi, Kürt vatandaşların hakları artık veriliyor, Dışişleri artık kendini aştı, MİT güzel gelişmelere imza atıyor, Savunma Bakanlığı bedelli askerlik gibi olumlu işler yapıyor (en çok sevindiği uygulama Türkiye’ye gelmesini sağladı sürekli mastır, doktora yapmaktan kurtuldu) diye yazı döşemiş, hayat da gülsen mi ağlasan mı durumları vardır. İşte bu da böyle bir durum… Topsakal Uslu’nun sevdiği bir ağabeyi elini omzuna koyup ona şöyle, “Tükürdüğünü yalayacağın yazılar yazmayacaksın, yazarsan da niye beni dikkate almıyorlar diye kapı kapı dolaşıp ağlamayacaksın” dese (belki de demiştir) cevap olarak ben “Her Görüş”ü savunuyorum deyip pişmanlığını ört pas edebilir mi ?
Aslında Amerikalı Topsakal şanslı önünde “şişman topsakal” gibi bir örnek var, şişman, işsiz kalınca üzüntüden yemeden içmeden kesilmiş, pişman olmanın yollarını arıyormuş, ama işi çok zor eskiden pişmanlık yasası diye bir yasa vardı, hala yürürlükte mi acaba ?
Vicdan azabının, pişmanlığın en güçlü şekli olduğunu unutmamak gerekir.
