Taraf’a cevaplarım!
Ali Karahasanoğlu/Yeni Akit
Akit’in 29 Nisan 2010 tarihli “MİT’ten şaşırtan rapor” haberi, Taraf’ta manşet olmuş.
Derler ki, “Bizden önce siz, cemaatlerin fişlendiğini yazmışsınız..”
Sümeyra Tansel isimli Taraf muhabiri de, bu vesile ile bana sorular yöneltti.
– MİT’in cemaatler ve tarikatları izlediğini Taraf’tan iki yıl önce haberleştirmişsiniz. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Taraf’ın yayımladığı fişleme ve MGK belgeleriyle haberinizdeki bilgiler paralellik arz ediyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Dini grupların ve cemaatlerin MİT’in izlenecek örgütler listesinde yer almasını doğru buluyor musunuz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Haberinize o dönemde herhangi bir tepki geldi mi?
Sümeyra TANSEL (Taraf Gazetesi)
Bu da kendisine gönderdiğim cevap:
Sümeyra Hanım..
Cevaplarımı, yarınki köşemde aynen kullanacağım. Bilginize..
“Şarkıcı Hadise ile, Modacı Cemil İpekçi ile, tiyatrocu Ayşen Gruda ile röportaj yapan.. Üç günde bir Süryanilerin sözde mağduriyetlerini gündeme taşıyan.. Ermenilerin azınlık sorununu her daim yazan.. Kiliseler üzerine yoğunlaşan. Ama % 95’i Müslüman olan ülkedeki camilerle ilgili tek haber yapmayan bir muhabir. Hayatında bir tane Gülen haberi yapmamış iken.. Gülen grubunun uğradığı haksızlık var ise, bunları şimdiye kadar hiç görmemiş iken.. Şimdi ‘Gülen grubu haksızlığa uğruyor’ diye haber yapıyor ise, bu gazetecilik değil, bir operasyondur.
Madem 2004’ten bu yana Gülen cemaati fişlenip, fişlenme gereği olarak haksızlığa uğruyor idiyse, niye bugüne kadar tek bir haberini yapmadınız?
Eğer böyle bir haksızlık yok idiyse, şimdi niye ‘var’ diye iftira ediyorsunuz?
‘Ayvalık’taki Taksiyarhis kilisesinde ayin yapılmasına izin verilmedi’ diye haber yapın. Sonra gelin ‘2004’den bu yana Gülen cemaati fişleniyormuş’ deyin..
Ve siz Gülen cemaatini böylece savunuyor olun.
Biz de karşıtı olalım.. Öyle mi?
Çocuklar güler bu işe..
Gülen cemaati savunuluyormuş gibi, derin bir operasyona imza atılıyor. Taraf gazetesi de buna alet oluyor.
MİT içindeki ‘Tüm dindarları (Gülen’i de, İHH’yı da.. hepsini) tehlike olarak gören’ derin ekip, Taraf’ın eline bir şeyler tutuşturuyor.. Fişçiler, ‘Suret-i Hak’tan görünmeye çalışıyor.. Siz de buna alet oluyorsunuz..
Daha somutlaştırırsak..
Önce MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tek yetkili olarak koltuğa oturduğu tarihe bakalım.. 25 Mayıs 2010.
Vakit’teki, mal bulmuş mağribi gibi yapıştığınız haberin tarihine bakın: 29 Nisan 2010.
Demek ki ne imiş?
Bu hükümetin, darbecilerin baskısından kurtularak, kendi takdiri ile atama yaptığı Hakan Fidan’dan önceki bir fişleme, Vakit’te haber olmuş..
Hakan Fidan, şimdi o fişçileri tasfiye ediyor..
‘İşinize bakın. Bizim işimiz, dindarları fişlemek değil’ diyor..
Onlar da, kendi yaptıkları fişlemeleri, sanki Hakan Fidan yaptırmış gibi.. Sanki bu hükümet, kendisini inkar anlamına gelen o fişlemeleri yaptırmış gibi.. Altında kendi imzaları olan fişlemeleri Taraf’a gönderip, darbecilerin hedefindeki hükümet aleyhine haber yaptırıyorlar!..
Olayı, şu ayrıntı ile delillendirelim..
Bizim haberimizde, fişlenen tüm cemaatler yazılı.. Hiçbir ayrım yok. İHH da orda.. Gülen grubu da.. Alnı secdeli herkesin haksızlığa uğradığını, bir derin yapının, AK Parti hükümetine rağmen ‘şaşırtan rapor’ hazırladığını haberleştirmişiz..
Taraf’ın yaptığı ise..
Hükümet üyelerini bile fişleyen derin yapıdakileri değil.. O belgenin bir başka yerinde, kendisi de fişlenen hükümeti hedef alıyor..
Dolayısı ile, Taraf’ın ‘Cemaat AK Parti hükümeti tarafından bitirilmek isteniyor’ haberi, temelden yoksun.. Bitirmek isteyen AK Parti değil, darbeciler! Onun için bugün, Ergenekon davası var. Erzincan davası var..
AK parti cemaati bitirmek istese, cemaatin düşmanlarının yargılandığı o davalar niçin olsun ki?
Siz sadece Gülen grubunun bitirilmek istendiğini yazmışsınız.
Biz ise, tüm cemaatlerin, bugün mahkemelerde yargılanan darbeciler tarafından bitirilmek istendiğini, yazmışız. Darbecilerin yargılanırken bile, uzantılarının MİT’te hükümran olduğunu yazmışız.. Farkımız bu..
İkinci sorunuzda itiraf ediyorsunuz: ‘bazı cemaatleri’ yazdığınızı.. Niye ‘bazı’?
Niye diğerlerini gizlediniz?
Eğer fişlenen cemaatlerin hepsini, ilk günkü haberinizde yazsaydınız.. Vakit’in gösterdiği dürüstlüğü siz de gösterseydiniz.. Gazetecilik yapmış olurdunuz. Ama siz sadece Gülen grubuna yönelik bir bitirme faaliyeti varmış gibi görüntü verdiniz. Haberi kesip biçtiniz.. Çünkü öyle göstermeniz gerekiyordu..
Fişlemelerde ‘Eşi başörtülü’ deniyor.. Başbakan, böyle bir fişlemeyi nasıl yaptırır? Başbakan’ın kendi eşi başörtülü. Kızları başörtülü. Gelinleri başörtülü.. İnsan kendisini fişletir mi? Bunu bildiğiniz için, elinizdeki belgelerin o kısımlarını yayınlamadınız.. Halk gerçeği görmesin diye..
Vakit ise, Hakan Fidan’dan önceki, MİT’e sızan derin yapının hazırladığı raporu yayınladı.. Kesmeden, biçmeden. Saklamadan, gizlemeden..
Fark bu..
Son cevap: Haberimize o tarihte sizden bir tepki gelmedi. Bir destek de gelmedi. Gülen grubundan arkadaşlarımız, ‘Vay canına.. Bu ülkede neler oluyormuş’ demediler..
Ama ilginçtir, aynı raporun bir kısmını gizledikten sonra, Taraf aynı haberi yapınca onlar da ‘Vay canına’ dediler..
Niye 2010’da biz haber yaptığımızda ‘Vay canına’ demediler de.. Şimdi diyorlar?
Onu da biz, Gülen grubundaki alnı secdeli kardeşlerimizle oturur konuşur, çözeriz.. Kilise hayranlarının, azınlık sempatizanlarının araya girmesine gerek yok.
Ali Karahasanoğlu”
Al san cevap Ms. Sümeyra Tansel! Altından kalkabilecen mi? Mümkün değil! Sen kilise sinagog haberleri yapmaya devam et, ne işine anlamadığın konulara alet adavet olup duruyorsun.
Ulan bu Tanseller hep böyle fitne fücür peşindemi oluyor. Ankara’daki Tanselin aynı versiyonu.