MEDYAGÜNDEM- A Haber Güvenlik Danışmanı, Mete Yarar, PKK’nın sınır dışına çıkması ile ilgili Jurnal’de önemli açıklamalar yaptı. A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu programda Yarar; “BDP Genel Başkanı Demirtaş’ın söylediği gibi sınır dışına çıkma için yasal mevzuata gerek yoktur, MİT’in mevzuatı yasal zemini zaten sağlamaktadır, sürece uygundur” dedi. Sınır dışına çıkacak üye sayısının telaffuz edilmesinin yanlış olduğunu dile getiren Yarar, “Örgüt üyelerinin hepsinin sınır dışına çıkarılmasındansa 18 yaşın altında olan yüzde 30’unun bu ülke sınırları içinde ailelerine kavuşturulması çok daha büyük başarı olacaktır.” diye konuştu. Bu süreç içinde provokasyonları önlemek için kontrolsüz çekilme yerine tamamen devletin kontrolünde bilinçli bir çekilme yapılmasıdır diyen Mete Yarar, sınır dışına çekilme sürecinde provokasyon ihtimalinin yüksek olduğu bölgelerin, Tunceli, Şemdinli ve Amanos olduğunu ifade etti.
Türkiye’den kaç kişinin sınır dışına çıkması bekleniyor?
Türkiye’de ne kadar kaç kişi var, güvenlik güçlerince isim isim biliniyor. Çoğunlukla kışın 1000’in altındadır örgüt üyesi sayısı, bugün 1000’ler civarındadır. Rakamı 2000 üzerinde verirseniz, zorlarsınız, bu dönemde rakam telaffuz etmek çok doğru değil. Rakam telaffuz edilerek çıta yukarı çıkartılıyor
Asıl rakam çekilme ortaya çıkınca mı ortaya çıkacak, içeride hiç PKK’lı kalmadığından nasıl emin olunur?
Kaç grup var, kim kimin altında, hepsi biliniyor. Telsizle konuşan insanlar, irtibat kurmak zorundalar. Bu telsiz irtibatlarından sistemin çalışıp çalışmadığı biliniyor. Yanıltmak mümkün değil. Bilmesi gereken mecralar kimin kaldığını kimin gittiğini bilir. Ancak rakamların telaffuz edilmesi çok tehlikeli süreç açısından. Bölgeler kendi yapılanma bölgeleri, bilinen altı bölge var. Örneğin Kandil bölgesinden biri Karadeniz bölgesine nasıl gidiyor diye söylediğimde, herkes kendi bölgesine gelen grubu karşılar, kılavuzlar, bir sonraki bölgeye kadar eşlik eder, teslim eder, öyle gider. Karadeniz’den gelecek grup nereye gider, Hakkâri, Van, Trabzon hattı diyelim, Çekilme tam tersi olacaktır. PKK’nın sınır dışına çıkma durumu da böyle olacaktır. En uzaktaki grup çıkıncaya kadar sınıra en yakın grup çıkamaz, bu kılavuzlanma prensibi nedeniyle böyle. Gümüşhane bölgesinde bir kişi uçakla, otobüsle gitmeyeceğine göre, yürüyerek olacak güzergah 600- 700 kilometrelik bir mesafe. Kontrol noktalarından, karakollardan başına bir şey gelmeden çıkmasının garantisin vermek zor. Bu ancak her bir noktaya verilecek refakat ile olur. Provoke edilmeye en uygun dönem de bu dönemdir.
Bir de çekilme için bir yasal düzenleme yapılmalı mı yapılmamalı, bu konu tartışılıyor?
Çekilme sürecinde güzergah önemli. Devlet geleneğinde ‘görmeseniz’ geleneğini başlattığınız anda olmaz. Kanun ve nizam içinde yapmak zorundasınız. Türkiye’de örtülü operasyon yapma yetkisi sadece MİT’tedir. Bu yüzden süreci yöneten MİT’tir, genelkurmay ve emniyet değil. Çünkü MİT’in mevzuatı buna uygun. Görmezden gelme yerine açıkçası refakat edilip bilgilendirilmesi daha doğru olacak. Bir protokol ile o insanlar açıkçası hukukun içinde kaldığını bildikleri için sorun yaşamazlar. Türkiye inşallah ikinci Habur’u yaşamaz. Düşünün karakolun yanından geçen bir PKK’lı grubun fotoğrafını biri çekse ve servis edilse ne olur. Bence bu süreç içinde yapılmaması gereken kontrolsüz çekilme yerine tamamen devletin kontrolünde bilinçli bir çekilme yapılmasıdır. Devlet kurallar manzumesi içinde bu vardır Demirtaş’ın söylediği yasal zemine gerek yok. MİT’in yasal zemini zaten bu süreci yürütmeye uygundur. Ekstra bir yasa çıkartmaya gerek yoktur.
Olası provokasyonlardan bahsettiniz, en çok hangi bölgeler olabilir?
Tunceli, Amanos ve Şemdinli bölgesi. Çünkü Tunceli bölgesinin pozisyon itibariyle mezhepsel bazı sıkıntıları var. Amanos bölgesinin Suriye kaynaklı provokasyona yakın. Şemdinli İran ve Irak sınırına yakınlığı sebebiyle provokasyona yakın. 100 askeri üs belgesi var, sınır bölgesinde. Bu bölgede provokasyon için yüzlerce insana gerek yok, bir mayın yeterlidir.
Bir de mayın tehlikesi var değil mi bu yollarda?
Mayınlı bir bölge. Bir kısmı PKK’nın mayınladığı bölge. Bir kısmı silahlı kuvvetlerin mayınladığı bölgeler. Öyle stresli bir dönem yaşayacağız ki, zararlı toprak mayına da, provokatif mayına da basabilirsiniz. Yalnızca askerlerimizin korudu Suriye, Irak, İran gibi 1500 kilometrelik bir sınır hattından bahsediyoruz. Bu Provokasyonu engellemenin tek yolu, manipüle ettiği alanda provokasyon yapılır, sağlam kaleye saldırılamaz, bizler beraber kale gibi duramazsak çok can yanar, canımız yakılır. İstemediğimiz sonuçlar olabilir, beraber yaşama iradesini ortaya koyma ortamının yaratılması gerekmektedir. Şemdinli bölgesinde 8 ay önce neler yaşandığını biliyoruz.
Silahların bırakılmasından, çekilmenin silahlı mı silahsız mı olacağı konuşuluyor, ne dersiniz?
Tek sorun silah olsa. Silah mı gidildi silahsız mı gidildi sorun değil. Bu 1000 kişi, bunların hiçbirinin sınır dışına çıkmamasının sağlanması daha önemli. PKK’nın içinde yüzde 30 kişi var, 300 tane 18 yaş altı çocuk var. Bu çocukların dışarı çıkmada bu ülke topraklarında ailesinin yanına gitmesinin sağlanması en önemli başarı olacaktır. Silahlı çıksın mı silahsız mı çıksın, önemli olan bu insanların bu topraklarda kalabilmesidir, bu çocukların aile yuvalarına gitmesi çok daha büyük başarı olur.
Haziran’da başlanacağı ve 3 aylık süre öngörülüyor, süreyi nasıl değerlendiriyorsunuz, mümkün mü?
Bu sürelere milat koymak tehlikeli. Gerçekleşmediği takdirde şu sorular başlar, ‘Hani çıkacaklardı’ Bu tarihleri de devlet vermiyor. Asıl önemli olan devletin ne söylediği, yetkililerin ne söylediği. Ben tarih verilmesinin doğru olduğunu düşünmüyorum. Tunceli bölgesindeki grup ben çekilmiyorum derse ne yapacaksınız? PKK’dan homojen yapıyı çok beklememek gerekir. İçerisinden ne kadar çok insan silah bırakılıp bu ülkede yaşamaya ikna edilirse başarı budur.
