MEDYAGÜNDEM- Taraf Gazetesi’nin “akil isimleri” bugün bir deklarasyonla Taraf’ta son dönemde yaşanan operasyonun amacını deşifre ettiler.
Açıklama, bugün Taraf’ın yayın yönetmeni Neşe Düzel’in “Biz barış ve demokrasiden yanayız” yazısına bir cevap gibiydi.
İşte o açıklama:
(…)
Türkiye yeniden kuruluyor. Önce askeri vesayetin beli kırıldı. Şimdi, toplumun demokrasi kanallarını tıkayan, her hücresini zehirleyen savaş aşılıyor. Kürt barışı, bize sadece toplumu yıllardır teslim almış yıkıcı bir şiddetin sonuna yaklaşıldığını haber vermiyor. Yüzyıllık ittihatçı gelenek can çekişirken, bütün sözleri ölüm üzerine kurulu ilkel milliyetçilik son direnişini sahnelerken bütün taşlar yerinden oynuyor.
Bu büyük dalganın çarpmadığı kıyı, cilasını bozmadığı kaya kalmayacak. Taraf’ta izlediğiniz sarsıntı, her ne kadar sonunda gelip, mevcut yazılı mutabakatı da ayaklar altına alan bir editoryal bağımsızlık krizine dayanmışsa da, temelinde öyle sıradan da değil, son derece ciddi bir politik görüş ayrılığı yatmaktadır.
Duyduğunuz ses, bu dalganın, Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesine beş buçuk yıl yol göstermiş olan “pusula”mıza vuruşunun sesidir.
Taraf demokrat kamuoyunun üzerine titrediği bir ses oldu hep. Bu ses bugün “amasız, fakatsız” barışı mı destekleyecek, yoksa barış aktörlerinin üzerine mi çullanacak. Çıplak soru budur. “Demokrasi mi, barış mı” sorusu yapaydır; akıl dışıdır.
Taraf’ın barış politikalarını destekleyen çizgisini “demokrasi mücadelesinden vazgeçmek” gibi gören ve gösteren aklın, onun gücünü hükümete ve Kürt hareketine yüklenmek için kullanmamasından rahatsız olduğu anlaşılıyor. Bu aklın öncelikli endişesi, barışı sağlayacak aktörlerin kazanacağı politik güç. Barışı önemsizleştiren ve “demokrasi eksikliklerine” odaklanan bir editoryal çizgi operasyonunun başka bir tercümesi yok.
Barışın politik aktörlerini demokrat kamuoyu gözünde aşındırmayı, barışın desteklenmesinden daha önemli bulanlar Taraf’ı köklerinden kopartmayı göze aldılar. Artık onları ilkeler değil, politik hesaplar ilgilendiriyor. “Demokrasi olmadan barış olmaz” sloganının cilasını kazıdığınızda ortaya çıkan budur.
Bizler aklı ve vicdanı olan her yurttaş gibi, sorunların silahla değil siyasetle çözülmesini ve insan yaşamını en yüksek değer olarak görüyor; barışın demokrasiye giden yolu kısaltacağına inanıyoruz.
Taraf’ın dar politik çıkarların enstrümanına dönüştürülmesinin koltuk değneği olmayacağız.
Halil Berktay
Hidayet Şefkatli Tuksal
Gürbüz Özaltınlı
Mithat Sancar
Melih Altınok
Cihan Aktaş
Roni Marguiles
Kurtuluş Tayiz
Gülengül Altınsay
Yıldıray Oğur
Markar Esayan
Ceren Kenar
Tuncer Köseoğlu
Alper Görmüş
Demiray Oral
Erol Katırcıoğlu
Ferhat Kentel
Cahit Koytak
Vahap Coşkun