MEDYAGUNDEM.COM- Şu Çin füzesi meselesiyle gördük ki, içimizde ne çok “NATO”cu, ne çok Batı tasmalı, ne çok Batılı silah şirketlerinin tetikçisi varmış.
Bugün Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül de bu meseleyi yazarak, “Türk medyası, bir silah şirketinin ihaleyi kaybetmesinin derdine düşmüş, dışarıdakilerden çok daha tehditkar bir şekilde Türkiye’yi dövüyor. ‘Eyvah Türkiye elden gidiyor’ korkusu pazarlıyor.” diye yazdı.
Karagül’den devam edelim:
TÜRK MEDYASI TÜRKİYE’Yİ DÖVÜYOR
Bu işin tadı kaçtı. Rengi değişti. Füze ihalesi olmaktan çıkıp Atlantik krizine, rejim meselesine, Türkiye’nin burnunu sürtmeye dönüştü.
NATO komutanı konuştu, İsrail çevresi konuştu, ABD’deki bütün iktidar odakları ayrı ayrı açıklamalar yaptı. Sanki Soğuk Savaş dönemindeyiz. Sanki Türkiye Transatlantik eksenden çıkıp Sovyet Bloku’na katılmış. Sanki bu ihaleyle Türkiye elden gidiyor.
Financial Times gazetesinden hemen her gün Türkiye’ye ayar veriliyor. Silah lobilerinin besleme yazarları topyekun savaş ilan ediyor. Konuyla görünürde alakası olmayan kişi ve kurumlar saf tutup Türkiye’ye verip veriştiriyor?
Türk medyası, bir silah şirketinin ihaleyi kaybetmesinin derdine düşmüş, dışarıdakilerden çok daha tehditkar bir şekilde Türkiye’yi dövüyor. ‘Eyvah Türkiye elden gidiyor’ korkusu pazarlıyor.
KİM ADINA HANGİ ÇIKAR İLİŞKİSİ?
Şaşırmamak elde değil. Gazetelerimiz, televizyonlarımız, yazarlarımız, kamuoyu üzerinde etkili olan kişi ve kurumlarımız, bir silah şirketi üzerinden kendi ülkelerini cezalandırma yarışına girişti. Tehdit üzerine tehdit, şantaj üzerine şantaj..
Bu nedir Allah aşkına, bu nasıl bir saf tutmadır. Kim adına, ne amaçla, hangi değer ya da çıkarla bu tür bir ilişkiye girilir ve açıktan böyle düşmanca bur tutum benimsenir? Anlamak mümkün değil.
Sanki dört milyar dolarlık bir füze ihalesi, ticari bir sorun değil İran’ın nükleer meselesini konuşuyoruz. Orada bile böyle bir durum söz konusu olmadı. Devletten devlete tartışmalar, diplomasi manevraları, pazarlıklar yürütüldü.
Bugün kendi ülkelerine bunu yapanlar yarın ola ki Türkiye nükleer bir arayışa girerse neler yapmaz? Düşünmek bile ürkütücü. Herhalde açıktan savaş ilan eder, kelle avcılığına girişir.
Yıllardır on milyarlarca dolar silah sattılar bu ülkeye. Teknoloji transferine, ortak üretime izin vermeden. Bu ülkenin savunma gücünü kontrolleri altında tuttular. Müthiş paralar kazanırken Türkiye’de savunma endüstrisi adına ne varsa yok ettiler. Hatta, ‘Bundan sonra İsrail’den alacaksınız’ diye şartlar bile koştular.
DERTLERİ TÜRKİYE KONTROLDEN ÇIKMASIN
Dertleri şu: Türkiye kontrolden çıkmasın, elimizin altında dursun, savunma gücünü artırmasın, bizim verdiklerimiz dışında arayışlara girmesin, bizden başka hiçbir ülke ile yakınlaşmasın, ortak üretime girmesin vs..
On yıllardır bu böyleydi. Yine öyle kalsın istiyorlar. Kendileri bize düşman diye dayattıkları bütün güçlerle ortaklık yapar, ticaret yapar, ortak istihbarat ve askeri operasyonlar yapar ama Türkiye yapmasın. Sadece yüzbinlerce asker beslesin ama silahlarını biz verelim. Türkiye’nin vergi paraları bize aksın.
KARAGÜL’ÜN YAZISININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN