Paralel çete güdümündeki Aydın Doğan medyası Meral Akşener’e alçakça bir komplo kuran Gülen’in GYV’sini görmezden gelip şantajı deşifre eden Turkuvaz Medya Grubu’na saldırdı.
Fetullah Gülen’in başında olduğu Paralel örgütün güdümündeki Aydın Doğan medyasının kirli yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere pek çok siyasetçiye yönelik Paralel şantaj kampanyalarına sessiz kalan Doğan medyası, bu kez de Gazeteciler Yazarlar Vakfı’nın kaset iftirası attığı MHP’li Meral Akşener’i bahane ederek, Turkuvaz Medya Grubu’na saldırdı. 17-25 Aralık darbe girişiminde Paralel örgütün ürettiği montaj kayıtlarla Tayyip Erdoğan ve ailesine “karakter suikastı” yapan Aydın Doğan’ın Hürriyet’i, Meral Akşener’e atılan kaset iftirasını da Turkuvaz Medya Grubu’na mal etmeye kalkıştı.
YILANI AKŞENER’E HABER VERDİM
Verdiği bilgilerle Fetullah Gülen’in şantaj örgütüne büyük darbe indiren Latif Erdoğan, önceki gün aHaber’de, Meral Akşener hakkında Paralel örgütün ortaya attığı kaset iftirası hakkında açıklama yaptı. Latif Erdoğan, Ocak 2011’de, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’in çantasından bir kaset çıkarmaya yeltenip, “Kemalettin Özdemir’in Akşener’le ilişkilerini belgeleyen kaseti var, istersen izle” dediğini, kendisinin de “Gerek yok. Bir mümin böyle durumlarda bu apaçık bir iftiradır demelidir ve ben de öyle diyorum” diyerek konuyu kapattığını aktardı.
HEDEF ŞAŞIRTTILAR
İftiraların kaynağının Fetullah Gülen ve Paralel örgüt olduğunu anlatan Latif Erdoğan, aynı örgütün yüzlerce kişiye benzer yöntemlerle iftira attığını söyleyip, “Ben kasetin, montaj ve şantaj gayeli iftira olduğunu da kaydettim. Yaptığım, Akşener’e iyiliktir. Kendisini ısırmak için yanına sokulan yılanı veya akrebi ona haber vermek gibidir. Benim bu ifadem, cemaatin iğrenç faaliyetlerinden birinin daha deşifre anlamında değerlendirilmelidir” diye konuştu. Aydın Doğan’ın Hürriyet’i, 40 yıl Fetullah Gülen’in yanında bulunan Latif Erdoğan’ın bu ihbarını, Turkuvaz Medya Grubu ile Latif Erdoğan’a saldırıya geçmek için fırsat olarak gördü. Doğan’ın Hürriyet’i, Latif Erdoğan’ın ihbar ettiği kirli ilişkiler ve şantaj belgelerini sorgulamak yerine, Turkuvaz Medya’ya yönelik çirkin ithamlarla dolu haberini manşetine taşıdı.
BU İLK İFTİRALARI DEĞİL
Gülen örgütünün güdümündeki Aydın Doğan medyasının, bu ilk şantaj ve iftira operasyonu değil. Doğan’ın Hürriyet’inin sayfaları yıllarca, Paralel örgütün tertiplediği kirli şantaj tezgâhlarını, okuyucularına ‘gerçek habermiş’ gibi duyurdu, algı operasyonları yürüttü. Doğan medyası, Paralel örgütle birlikte en önemli şantaj operasyonlarından birini 2002 yılında, eski Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel’e karşı yürüttü. Fetullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın (GYV) o dönemki başkanı Harun Tokak, elindeki seks kasetiyle gazete gazete dolaşıp bunları yayımlatmaya çalışıyordu. Gittiği adreslerden biri de Akit gazetesiydi. Akit’in yayın koordinatörü Hasan Karakaya, çirkin şantaj kasetini yayımlamayı reddetmişti.
NUH METE YÜKSEL SUSTURULDU
Eski başkan Harun Tokak’ın Nuh Mete Yüksel’e yönelik şantaj kaseti, bundan bir süre sonra, 22 Ekim 2002 tarihinde Hürriyet’in sürmanşetinde, “Bir gecelik zevk uğruna” başlığıyla yayımlandı. Hürriyet şantaj haberine, 23 Ekim günkü sayısında da “O kadın Türk çıktı” manşetiyle devam etti. Hürriyet, ilk günden itibaren, haberlerinde, kasetteki görüntülerin gerçek olduğunda ısrar etti. Hürriyet’in manşetlerinden sonra, Fetullah Gülen’e yönelik davalar açan savcı Nuh Mete Yüksel ise susturuldu ve görevden alındı.
Nuh Mete Yüksel’e yönelik kaset iftirasını, Hürriyet böyle görmüştü.
BAYKAL VE MHP’YE DE KASET KOMPLOSU KURDULAR
6 Mayıs 2010 tarihinde, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok’a ait olduğu ileri sürülen kaset internette yayımlandı. Kaset Türk siyasetinde deprem etkisi yarattı. 4 gün sonra sessizliğini bozan Deniz Baykal, canlı yayında kasetteki görüntüler için “komplo” deyip, genel başkanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı. 16 Nisan 2011’de, 12 Haziran genel seçimleri öncesinde, Türkiye’yi sarsan kaset skandalı patladı. Hedefteki ilk isimler MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım ve Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu oldu. 2 ismin ‘Farklı Ülkücülük’ adlı internet sitesinde “özel” görüntüleri yayımlandı. MHP’nin A takımındaki diğer isimlerle ilgili de görüntüler olduğu iddia edildi. Herhangi bir görüntü yayımlanmadı ancak adları geçirilen MHP’liler istifa etti. İstifa etmeyen Barutçu ise partiden ihraç edildi.
DOĞAN, 17-25 ARALIK ŞANTAJINA SAHİP ÇIKTI
Paralel örgütçe başlatılan algı operasyonu kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 17-25 Aralık darbe girişimi döneminde geçtiği öne sürülen telefon konuşmalarına ilişkin internete düşen ses kayıtlarının ‘montaj’ olduğu ispatlandı. Kara propaganda için servis edilen düzmece konuşmanın yasadışı dinlemelerden oluşturulan ses havuzundan hece hece montaj yapıldığı bilirkişi tarafından kanıtlandı. Paralel Yapı’nın kontrolündeki Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi pek çok davada “sanıklardan ele geçirildi” denilerek insanların özel hayatlarını deşifre etmeye yönelik ses ve görüntü kayıtları dava dosyalarına konuldu. Bu kayıtların sanıklarla ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Hatta Paralel Yapı’nın insanların bilgisayarlarına pornografik görüntüler yüklediği belirlendi.
(SABAH)
ister gerçek olsun ister sahte bir insanın özel hayatını böyle rezilce yöntemlerle kamuoyu önünde teşhir etmek suç olmanın yanısıra ahlaksızlıktır, alçaklıktır. Vicdan ve iman sahibi hiçkimse böyle bir yola tevessül etmez. paralel yapının zerre kadar Allah inancı ve korkusu taşımadığı seçtiği yöntemlerden açık ve net ortaya çıkmaktadır. Bunların tek iman ettikleri şey para ve güçtür. Onlar için para ve güçe ulaşabilecekleri her yol mübahtır. böylesi yozlaşmış bir zihniyete bu topraklarda yer yok artık 7 haziranda hepsine gereken dersi vermeli ve onları layık oldukları tarih çöplüğüne göndermeliyiz.