Uğur Mumcu’nun suikaste uğradığı dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin Takvim’e konuştu: “Gerçek katiller dışarıda… Masumlar mahkum oldu.”
Gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993’te, bombayla sansür edildi! Mumcu, Ankara’daki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu can verdi. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, “cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğunu” söyledi. Ancak saldırının ardındaki karanlık ellere ulaşılamadı. TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu ise eşinin ölümünden 19 yıl sonra “İçimden Geçen Zaman” adlı kitapta yaşananları anlattı. Gözler ise eski Bakan İsmet Sezgin’e çevrildi. Mumcu’ya yapılan suikastin olduğu gün Aydın’da bir programda olduğunu hatırlatan Sezgin, olay günü ve sonrasında yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:
‘İSTİFA ETTİM’ DEDİ GECE GÜNDÜZ ÇALIŞILDI:
Uğur Mumcu’ya yapılan menfur bir suikasttır. Ankara Emniyeti her türlü belge ve bilgiyi toplamak için gece gündüz çalıştı.
NAMUS MESELESİ YAPTIK:
Cinayet olduğunda, ‘Bu olay namus meselemizdir’ dedik. İnanarak, güvenerek söyledik. ‘Bu işi devlet yaptı’ diyorlar. Devlet yapsaydı, devletin tepesindeki isimler ‘Namus meselemiz’ diyebilir miydi?
GERÇEK FAİL KAÇTI:
Olayın ardından elde edilen ipuçları basına yansıdı. Bu nedenle güvenlik güçleri bu zatları elinden kaçırdı.
UZAKTAN İZLEDİM:
Ben 1993 yılının Temmuz ayında, DYP’nin kongresinde genel başkan kaybedince İçişleri Bakanlığı’ndan istifa ettim. Ama olayı bir eski bakan ve milletvekili olarak uzaktan izlemeye devam ettim.
KATİLLER DIŞARIDA:
‘Cinayeti işleyenler’ diye yakalananlar neden mahkum onu yargı bilir. Mumcu cinayetinin esas failleri yakalanıp yargılanamadı.
‘EMNİYET TECRÜBESİZDİ’
Eski Bakan Sezgin, Mumcu suikastinin biçimine Emniyet’in yabancı olduğunu söyledi ve ekledi: “Mumcu suikastında kullanılan tarz, bizim Türk Güvenlik Güçleri için yepyeni bir tarzdı. Güvenlik güçlerimiz bu konuya yabancıydı, ilk defa vuku bulan konuya karşı emniyet tecrübesizdi”. (Takvim)