Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Sur İlçesi’nde operasyonların sürdüğü Şubat ve Mart aylarında teslim olan 32’si tutuklu 40 sanık hakkında hazırladığı iddianamede çarpıcı gerçekler ortaya çıktı. Tahir Elçi cinayetini aydınlatacak o bilgiler…
Davanın Tutuksuz şüphelilerinden Ekrem Ö. de ifadesinde, ölen örgüt mensuplarının önceleri gömülürken sonra yakılmaya başlandığını kaydederek şunları söyledi:
“Son zamanlarda iyice sıkışmışlardı. Bu nedenle cesetleri yaktılar. Bizzat iki defa yakma olayına şahit oldum. Bir kez Hasırlı Camisi yanındaki binanın girişinde ölen örgüt mensupları yakılmıştı. Kilise karşısında iki katlı evin içinde, 2 yaşlı sivil erkeğin diri diri yakıldığına şahit oldum. Evi yakan ve sivillerin yanarak ölmesine sebep olan kişi ‘Çekdar’ kod adlı Yunus Özak’tır. DBP Bağlar İlçe Başkanı R.K.’nın yanarak ölen kişilerin kemiklerini evden çıkardığını gördüm. Bu kemikleri hastane olarak kullanılan binaya getirdi.”
“3 ALMAN KESKİN NİŞANCI VARDI”
Ekrem Ö. ifadesinde, örgüt mensupları arasında keskin nişancı olduğu söylenen Alman vatandaşı üç erkek ve yabancı uyruklu 2 kadın gördüğünü söyledi. Ekrem Ö., “Erkek olanların elinde Zagros tabir edilen silah, diğerlerinde Kanas vardı. Zagros’u kullanan Alman uyruklunun kod adı Cotkar’dı” dedi.
“TAHİR ELÇİ’Yİ MASUM GÜRKAN TEK ATIŞTA VURDU”
‘Rodi’ kod adlı örgüt mensubunun yanından hiç ayırmadığı kamerası olduğunu ifade eden Ekrem Ö. daha sonra şunları anlattı:
“Kamerada Tahir Elçi’nin vurulma anına ait görüntüler vardı. Görüntüler bulunduğum ortamda Rodi ve Zagros adlı örgüt mensupları tarafından izletildi. İzlediğim görüntülerden çok net bir şekilde Mahsum Gürkan’ın tek bir atışla Tahir Elçi’yi vurduğunu bizzat gördüm. Görüntülerde Mahsum Gürkan’ın ‘Ben vurdum, ben vurdum’ dediğini gördüm. Tahir Elçi olayında Mahsum Gürkan’ın yara almadığını, ‘Hakkı’ kod adlı örgüt mensubunun sırtından ağır yaralandığını biliyorum. Sur’da tedavisi devam ediyordu. Operasyonun 40’ıncı günü sorumlular hariç diğerleri mühimmat tükendiği için teslim olmak istedi. Sur sorumlusu Ciyager’in talimatı ile mühimmat sevki yapılınca çatışmaya devam ettiler.”