Sabah gazetesinde Engin Ardıç’ın “Beni denize dök Hüsnü” başlıklı yazısı şöyle…
Size iki tablo vereceğim, rakamlarla dolu yazıları sevmezsiniz bilirim, ama lütfen dikkatle okuyunuz.
Birincisi, Türkiye’nin ekonomik büyümesi…
2002’de, AKP’nin iktidara geldiği yıl, büyüme yüzde 6.4…
2003’te yüzde 5.6… 2004’te yüzde 9.6’ya zıplıyor.
2005’te yüzde 9… 2006’da yüzde 7.1…
2007’de yüzde 5… 2008’de yani ekonomik kriz patladığında yüzde 0.8’e, hatta ertesi yıl, 2009’da eksi 4.7’ye düşüyor…
Fakat 2010’da gene 8.5’e, 2011’de 11.1’e fırlıyor! (Aynı dönemde Fransa yüzde 0 çekmişti.)
2012’de 4.8’e, 2013’te 8.5’e, 2014’te 5.2’ye, 2015’te 6.1’e çıkıyor… 2016’da, Amerika ve Avrupa’nın üzerimize çullandığı yılda da 2.9…
Görüldüğü gibi Türkiye batmamış, krizde şöyle bir sarsılmış ama çok çabuk toparlanmış.
***
İkinci tablo, kişi başına milli gelir.
2002’de, AKP iktidara geldiğinde hepi topu 3 bin 581 dolar.
Ertesi yıl, 2003’te 4 bin 698’e, sonra, 2004’te 5 bin 961 dolara çıkmış.
Sonra da rekor kırmaya başlıyor: 2005’te 7 bin 301 dolar, 2006’da 7 bin 906 dolar, 2008’de sınır aşılıyor, 10 bin 931 dolar!
2009’de 8.980.. 2010’da gene 10 bin 560… 2011’de 11 bin 205… Öyle de gidiyor: 2012’de 11 bin 588… 2013’te 12 bin 480… 2014’te 12 bin 112… 2015’te 11 bin 014, o belalı geçen yıl da 10 bin 807…
Bu tabii “kayıt içi” ekonomi.
Kaçak çalışanları, kayıtsız kuyutsuz gelirleri, vergi kaçaklarını falan da düşünürseniz, gerçek gelirin 15 bin doları bulacağını da görürsünüz. “Millette para var abi” demek de bu demektir.
***
Yalanlamaya çalışacaklar hiç boşuna kaynak aramasınlar, bu rakamları Aydın Doğan’ın gazetesinden aldım.
Bu durumda, Recep Tayyip Erdoğan’ın neden bütün seçimleri ve referandumları kazandığını ve kazanacağını gene de merak ediyor musunuz?
Ediyor musunuz? Vah vah.
Kızanlar, bozulanlar, belki Hüsnü gibi bizi denize dökmek isteyeceklerdir…
Hüsnü bu ülkenin sahibiymiş, aldıkları oy falan da önemli değilmiş. Samsun’a çıkacak, referandumda evet diyecekleri de onların yedi göbek sülalelerini de İzmir’e kadar kovalayıp denize dökecekmiş.
İyi bari, önümüz yaz, serinleriz…
Şuraya doğru da üfle Hüsnü…
