Suç makinesi Mikail Zor’un firarından da Paralel Yapı parmağı çıktı. Zor, davasına bakan hâkimleri öldüreceğini söyledi. Zor’un suikast tehdidindeki asıl amaçsa Poyrazköy davasına da bakan mahkeme başkanının kararını etki altına almaktı.
Türkiye’nin en güvenlikli cezaevlerinden Kandıra F Tipi Cezaevi’nden 2012’de kaçıp sırra kadem basan suç makinesi Mikail Zor’un firarının, Paralel Yapı’nın bir istihbarat operasyonu olduğu ortaya çıktı. Firarından 2 hafta önce davasına bakan hâkimleri öldüreceğini söyleyen Mikail Zor’un suikast tehdidi, aynı zamanda Poyrazköy davasına bakan bu hâkimlerin kararını etkilemek için kullanıldı. Zor, hâkimleri duruşmada alenen tehdit etmesine rağmen cezaevinde güvenlik önlemleri artırılmadı. Ayrıca Zor’un ağabeyiyle cezaevi telefonundan yaptığı görüşmenin kaydı Zor’u yargılayan mahkemenin başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu’na dinletildi. Amaç, Poyrazköy davasının da mahkeme başkanı olan Yılmazabdurrahmanoğlu’nun kanaatini etkilemekti. Poyrazköy davasında üyeler Mehmet Erdoğan ve Mehmet Karababa ile birlikte görev yapan Yılmazabdurrahmanoğlu, Zor’un ölüm tehdidi ve firarının ardından Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın önerisiyle ileri seviyede korunmaya başlandı. O dönemde Daire Başkanı Ömer Altıparmak, İçişleri Bakanı ise İdris Naim Şahin’di.
CIA İHBARI
Poyrazköy davasında Paralel Yapı’nın öne sürdüğü delillere güvenmeyen ve mahkûmiyet kararı vermek istemeyen mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, Mikail Zor’un Poyrazköy’de beraat kararı çıkmasını engellemek için Paralellerin organizasyonuyla kaçırıldığını anladı. Nitekim Yılmazabdurrahmanoğlu’nun yakın çevresine de “Suikast tertibi, bizim kanaatimizi etkilemek için hazırlandı” dediği öğrenildi. Mikail Zor faktörünün etkisiyle de davada uzun süre beraat ya da tahliye kararı çıkmadı. Firar ve suikast tehdidi operasyonu, 2007’de Suriyeli Louai Sakka’nın El Kaide tarafından cezaevinden kaçırılma ve savcı-hâkimleri öldürme planıyla büyük benzerlik taşıyor. O dönemde Sakka’nın firar edip yargı mensuplarına suikast düzenleyeceği bilgisi, CIA tarafından MİT’e bildirilmişti. CIA’nın verdiği bu istihbarat üzerine tıpkı Mikail Zor gibi Kandıra F Tipi Cezaevi’nde yatan, hatta sonradan Zor’un ‘hücre komşusu’ olan Sakka’nın çevresindeki güvenlik önlemlerinin artırılması için Adalet Bakanlığı ve Jandarma Komutanlığı alarma geçmişti. CIA’nın Sakka ile ilgili ihbarı, SABAH’ın 10 Şubat 2007 tarihli nüshasında Abdurrahman Şimşek imzalı bir haberle manşetten duyurulmuştu. İlginç olan, Mikail Zor’un Kandıra F Tipi Cezaevi’ne girdikten sonra Suriyeli El Kaide yöneticisi Louai Sakka ile yakınlaştığı ve Selefi cihat fikrini benimsediği haberlerinin yayılmasıydı. Mikail Zor, adam öldürme, yaralama, silahlı saldırı ve gasp gibi suçlardan müebbet hapis ve ayrıca 57 yıl hapse mahkûm edilmişti.
SENARYODAKİ BOŞLUKLAR
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki Paralel polislerin Mikail Zor’un Suriye’ye gittiği ve orada öldürüldüğü yönünde haberler sızdırdığı belirtiliyor. Sakka da yargılandığı davanın bir duruşmasında Mikail Zor’un Suriye’de ‘şehit düştüğünü’ iddia etmişti. Ancak Zor’un, firarından sonra Suriye muhalefetine katıldığı senaryosunda boşluklar var. Bilginin, Ömer Altıparmak’ın ekibince sızdırıldığı iddia ediliyor. Altıparmak, İDB’de 2010-2013 yılları arasında yapılan usulsüz dinlemelerle ilgili açılan davanın en önemli sanığı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen 18 sanıklı iddianamede, Altıparmak suç örgütünün lideri olmakla suçlanıyor.
SANIKLAR TAHLİYE EDİLDİ
Daha önce İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 85 sanıklı Poyrazköy davası, Özel Yetkili Mahkemeler’in kaldırılmasından sonra başka bir mahkemeye alınmış ve Ocak 2014’te TÜBİTAK’ın, delillerin güvenilir olmadığı yönündeki raporuna dayanarak tutuklu sanıklar tahliye edilmişti. Poyrazköy davası halen Kartal Anadolu Adliyesi’nde devam ediyor.
(FERHAT ÜNLÜ/SABAH)