MEDYAGUNDEM.COM- Sorulmayanı sorma zamanı, ezberleri bozma zamanı, sorgulama zamanı… Varlık amacı sadece Ak Parti hükümetini yıkmak olan ve bunu en pespaye yöntemlerle yapan Sözcü gazetesi neden hiç Aydın Doğan ve medyasına çakmaz?
Sözcü’nün görünürde ideolojisi “kemalizm” ve “ulusalcılık” ya, Atatürk’ün çizgisinden çıkalı çok olan Hürriyet ve Aydın Doğan’la neden uğraşmaz?
Çözüm sürecinin tescilli düşmanı Sözcü gazetesi, sözde çözüm sürecini desteklediğini açıklayan Aydın Doğan’ı niye hiç eleştirmez?
Burak Akbay’ın sahibi olarak göründüğü Sözcü, Aydın Doğan’ın Hürriyet’inin rakibi değil mi yoksa?
Aydın Doğan ve paralel medyanın Sözcü için dokunulmazlığı mı var?
Demek ki Sözcü için Hürriyet rakip değil.
Bunu bir de nereden anlıyoruz?
Hürriyet’ten ayrılan soluğu Sözcü’de alıyor.
Sanki Sözcü, Hürriyet’in yedeği gibi. En son Sözcü’ye geçen isim Enis Berberoğlu oldu.
Neden Sözcü bir gün bile Emin Çölaşan, Bekir Coşkun, Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Enis Berberoğlu Hürriyet’ten kovulduğunda Aydın Doğan’ı eleştirmediler? Madem “hükümet baskısı” ile oluyordu o işler, bu teze göre Aydın Doğan da hükümete teslim olmuyor muydu? Sözcü bir gün bile Aydın Doğan’ı eleştirmedi. Aksine “stepne” olarak devreye girdi.
Peki bu sorular bizi daha büyük bir soruya götürmez mi?
Soralım:
Sözcü’nün gerçek patronu Aydın Doğan mı?
Sözcü, Hürriyet’in “yedeği”, “stepnesi” mi?
Sözcü ile Aydın Doğan arasındaki “gizli bağ” medyada aydınlatılması gereken bir “sır” olarak dikkat çekici.
